"Gerçekten onu iyileştirmeyi denedik,Burak Bey."diye söze girdi doktor.Yüzündeki umutsuzluk beş metre öteden belli oluyordu.
Burak kafasını kaşıdı,ardından:
"Ben onunla hala evli mi gözüküyorum?"diye sordu,dolu gözleriyle.Doktor evet anlamında başını sallayınca gözlerine dolan yaşlar kendini bırakıverdi. O,Burak'ın küçük meleğiydi.Nasıl olmuştu?Çok mutlululardı.Neden böyle birşey olsun ki?Diye çok düşünmüştü ancak doktorlar deliliğin bir sebebe bağlanmasını çokta doğru bulmuyorlardı. Başını eğdi"Boşanma işlemlerini başlatıyorum.Nasıl yapacağız?Sonuçta o.."dedi ve kaldı,bakışları diktiği abajurdan daha farklı bir yerdeydi.İlk aşkının,karısının delirdiğine inanmak istemiyordu."Hemen yarın yapabiliriz,sizin bir müdahalenize gerek yok.Hakim,avukat bizim tarafımızdan halledilecek."dedi,tebessümü sinir bozucuydu. Burak yumruğunu sertçe masaya vurdu"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?Karım delirdi ya!Delirdi!Ne avukatı?Avukat onu neden savunsun? "Diye bağırıp oturdu.Yüzünü avuç içlerine alıp cevabı bekledi.
"Aslına bakarsanız haklısınız ancak prosedür.Ne diyebilirim ki?"deyip derin bir nefes alan doktor devam etti"Yarın burada yapılacak mahkeme."
"Deliler hastanesinde mi?"
"Aynen.Umarım sorun olmaz."diyen doktor,Fuat Bey,odadan çıktı.
Yalnız başına kalınca gözlerini silen Burak,olduğu yerden fırladı ve koşarak odadan çıktı.Ama hemen eve dönmeye niyeti yoktu.Karısı onu görürse belki aklı yerine gelebilirdi. Koşarak odaları gezmeye başladı.Beyaz kapıların ardında hep eşyalar,oda kokuları falan vardı.Biraz daha yürüdü.Bir süre sonra lavanta kokuları gitmiş,yerini rutubet ve pis kokular almıştı.Yaklaşıyor olmalıydı.Birkaç kırık kapıyı geçtiğinde karşısına koca bir kapı çıktı ve durmak zorunda kalmıştı.Burası oldukça karanlıktı."Karıcığım,Melisa?"dedi,cevap beklerken elleriyle kapının zincirlerini tutuyordu.Cevap gecikmemişti"Buradayım aşkım."diye bir cevap gelmişti ama bu bir erkek sesiydi.Burak daha bunun şokundayken içeriden Melisa'ya ait olduğunu bildiği bir ses geldi"Kes sesini seni küçük şeytan!"dedi ve bağırışma sesleri duyulmaya başlandı.
Burak içeride ne oluyor ne bitiyor bilmiyordu,kapıya sertçe vurmakla yetindi."Melisa,iyi misin?Melisa!"diye bağırdı,cevap yoktu.Gülüşme sesleri geldi.Melisa kapıya yaklaştı " Bunun kafasından reçel akıyor.Ne reçeli biliyor musun?Ben çilekli olanı sevmiyorum da."dedi ve kahkaha attı.Burak ağlamaya başlamıştı.Daha ilk fark ettiği gün doktara gitselerdi, belki iyileşebilirdi. Bu kesinlikle Burak'ın suçuydu. Onu kaybetmekten korkmuş,üzücü bir şeyle karşılaşmaktan çekinmişti. Bu yüzden doktora gitmemiş,Melisa'da bu hale gelmişti.Psikolojisi kötüydü. Koşarak kaçmaya başladı.Karanlık yerler bitip gittiğinde gelirken geçtiği kapı çıktı karşısına.Gelirken açık olan kapı şimdi binbir kilide vurulmuştu.
Birkaç kez 'imdat!Kimse yok mu?'diye bağırsada onu kimse duymuyor gibiydi.Duyuru yapılıyordu.Dikkat kesildi.Bozuk megafonun gıcırtılarından anlayabildiği sözcükler şunlardı:"Kapılar açılıyor,lütfen hiçbiriniz zincirlere dokunmayın.Aksi halde dökülen parçalarınızı kimse toplamayacak.'
"Burdayım!İçeride kaldım,yardım edin!"diye bağıran Burak'a kimseden cevap gelmiyordu.Birazdan kapılar açılacak Burak ise onca delinin arasında kalacaktı.''Sakin ol Burak,sakin ol.''diyordu kendi kendine.Ama işe yaramıyordu,kalkıp inen göğsüne dur diyemiyordu.Hemen bir odaya daldı.Uyarı sireni kulaklarında çınladı.Bir köşeye sindi ve beklemeye başladı.Her ne kadar erkek olsa da korkuyordu işte,onlardan korkuyordu.Kapının açılma sesini duydu.Sessiz olmaya çalışarak girdiği odanın kapısını izledi.Bir süre sonra uzun saçlı bir kız,Melisa,kapının önünde durdu.Burak onu görmemesini umarak arkasını döndü.Ağlıyordu,elinde olmadan.Ne yani, bir zamanlar sevdiği kadın şimdi ne yapacağı belirsiz bir yaratığa mı dönüşmüştü?Omzunda hissettiği elle irkildi.''Uzak dur benden,yalvarırım.''dedi,bulunduğu köşeye iyice yerleşerek.''Şşşt...Sessiz ol,kedicik.Merak etme sana bir şey yapmayacağım.Sadece biraz reçel görmeme izin ver.''dedi,Melisa.Gözlerini sabitleyemiyordu,belliydi.''Hayır,yapma.Sevgilim hatırlasana beni,güzel günlerimizi.''dedi korkarak Burak.''Seni uyutmam lazım,bana izin ver.Yoksa zor yoldan olacak bazı şeyler.''
''Bir dakika,sen deli değilsin.''dedi,Burak çok önemli bir şeyi kavramış gibi gözüküyordu.
''Çok mu konuşuyorsun ne?''dedi Melisa,kaşları yukarı aşağı oynuyordu.
''Senin sadece psikolojin bozulmuş,öldürme meyillisin.Aşkım benim,sorunlarını beraber halledebiliriz,deli gibi davranmana gerek yok.''dedi sesine masumluk ve güven katarak.
''Canın cehenneme!''diyen Melisa,yerde bulduğu cam kırıklarını aldı ve defalarca Burak'ın boynundan geçirdi.
'Yaşasın reçel,yaşasın reçel.''deyip odadan çıktı."O piti piti karamel sepeti.Terazi reçel hangisi?"diyerek diğer delilerin yanına girdi.Herkes onun etrafına geldi.Bir yandan bağıranlar, diğer yandan aptalca dans edenler Melisa'yı rahatsız etmişti.
"Hepiniz kendinize ev bulun burası benim."dedi,öfkeyle.Bütün deliler korkuyla bağırmaya başladılar.Ve Melisa'nın yanından kaçıştılar.Melisa odada tek başınaydı, bide birkaç dakika önce öldürdüğü deli adam vardı tabi.Onu bacaklarından çekiştirdi ve yatağın altına soktu.Odadaki dolabın üstüne çıktı zar zor ve orda uykuya daldı.
*********
Korkuyla uyandı,odadaki delilerin sesi yüzünden."Sessiz olun sizi salaklar!"deyip dolaptan aşağı kendini attı."Hepinizi keserim,çok kötü olur.Niye geldiniz?"demesiyle tüm deliler farklı cevaplar vermeye başladı.Melisa kulaklarını tıkadı ve çığlık atmaya başladı. "Yeter,yeter,yeter!Bağırmayın ve hemen bu odadan çıkın."dedi ve delilerin üzerine yürüdü. Hepsi yine korkuyla kaçıştı,kahkaha atarak.Melisa odanın boşaldığını görünce dans etmeye başladı.Etrafında dönüyordu.Tam kendini bir yatağa atacakken omzuna gelen uyku ilacı ile yere kapaklandı. Gözleri bulanmadan önce gördüğü son şey sarışın bir hemşireydi. Kendi kendine"Uyanmamı bekle küçük güneş."diye fısıldadı. Ve gülerek uykuya daldı.Durumu diğer delilerden farklıydı.Oldukça zekiydi ama nedense psikopatlık gelmişti üzerine ve beynini ele geçirmişti.Hayaller görüyor,birilerini öldürmekten zevk alıyordu.Bu böyle gidemezdi, en azından doktor Fuat böyle düşünüyordu.
Ağzı burnu kan içindeki hemşireye baktı."Kaçamadım,yakaladı beni.Bana vurmaya başladı.Eline demir almak için biraz soluma doğru kaydı.Bende ona tekme atıp buraya koştum." dedi korku içinde,sarışın hemşire."Artık iş çığrından çıktı.Ayrıca Burak Bey daha gelmedi mi?Bugün ikisinin boşanması için işlemler yapılacak."diye sordu.Hemşire başını eğdi ve"Efendim Burak Bey gelemez."
"Niyemiş o?"
"Burak Bey delilerin tarafında ölü bir şekilde yatıyorda ondan."
"Bu Melisa fazla oldu ama."diyen Fuat Bey sinirle telefonuna uzandı.Bir numarayı tuşladı.
"Alo,Süleyman Bey?"
"Buyrun,ben arkadaşı Erhan.Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Benim Süleyman Bey'e ihtiyacım var.Bir deli,psikopat veya şizofren,artık siz ne derseniz.Onunla baş edemiyoruz artık."
"Peki,ben Süleyman'a iletirim.En kısa zamanda size döner."
"İyi günler."
"İyi günler."deyip telefonu kapadı.
Hemşireye odadan çıkması için işaret verdi.Hemşirenin odadan çıkmasıyla,pencerenin önüne geçti.Tül perdeyi araladı,güneşe bakmak adına.Güneş Fuat Bey için bir umudu temsil ederdi.Ve onu her daim göremediği için doya doya baktı.Derin bir nefes verirken şöyle mırıldandı:
"İşte başlıyoruz,Melisa'm"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akıl Odası
Novela Juvenil"Sana her doktorun mutlaka uyması gereken bir kural söyleyeyim mi?Doktorlar hastalarına kesinlikle aşık olmamalıdır .Hele ki bahis konusu o hasta,akıl hastasıysa." "Bu kural bizim için geçerli değil." "Nedenmiş o?Akıl hastası olmadığını mı ima ediyo...