♧ 6.Bölüm ♧

2.9K 149 11
                                    

Multi * Rüzgar (Sean O'Donnell)

Sırtımdaki ağrı ile uyandım. Of her yerim ağrıyor. Yavaşça gözlerimi araladım. Bir yatakta yatıyordum. Hemen ayağa kalktım. Bayağı lüks bir evdeydim. Gözlerimi kapatıp olanları hatırlamaya çalıştım. Ah Rüzgar manyağı beni kaçırdı! Hayır yani şu an benim depoda falan olmam lazım. Olmamış bu. Hadi gidelim Osman.

Karşımdaki sandalyede oturan Rüzgar dikkatimi çekti. Adı batasıca!

"Oo prensesim uyanmış."

"Lan ne prensesi şizofren herif!"

"Aa deme öyle sevgiline."

Ay hala sevgili diyo dalacağım şimdi.

"Ya bırak beni lütfen."

"Konuşacak şeylerimiz var bebeğim. Öncelikle şöyle söyleyeyim. Benimle sevgili olmazsan abime onu sevdiğini söylerim."

"Ah söyle. Ya o da beni seviyosa? O zaman sevgili oluruz. Elinde patlar."

"Ya seni sevmiyosa ve siz uzaklaşırsanız?"

"Buna cesaret edemezsin işte. Yüzde 50 şans var. Ve bu çok büyük bir oran."

"Allah Kahretsin!!"

Bir anda ne olduğunu anlamadan elini kapıya vurdu. Kapının cam kısmı kırıldı. Ben şaşkın bakışlarımı oraya yönlendirirken Rüzgar kırılan parçalardan birini eline aldı. Bileğine doğru götürürken ancak ne yaptığını kavrayabildim.

"Ya benimle sevgili olursun ya da keserim bileğimi! Beni öldürmek ister misin?!"

Gözlerimi yumdum. Durumu idrak etmeye çalıştım. İlk sevgilim bu şekilde mi olacaktı? Ama ölmesine de göz yumamam ki! Ben hep gerçek aşkı bekledim. İlk sevgilim son sevgilim olmalıydı benim için. Evliliği dahi göze almalıydım. Ama şimdi durum o kadar farklı ki. Son sevgilim olmayacağını bildiğim biri var karşımda. Hem de ben tam gerçek aşkı bulduğuma inandığımda. Benden habersiz akan göz yaşlarıma dur diyemedim. Ve en önemlisi hala bir karar veremedim.

Poyrazdan..

Bir kaç filme baktım ve pek de karar veremedim. Ben de cebimden telefonunu çıkarıp Ada'yı aradım. Bir kaç kez çaldı. Ama açmadı. Korku tüm bedenimi ele geçirirken tekrar aradım. Ellerim titremeye başladı. Filmleri bırakıp hızlıca eve gittim. 5 dakikanın sonunda eve geldim. İçeri girdim. Dua etmeye başladım.

"Adaa!"
Ses gelmedi.

"Sessiz Kız?!"

Yine ses yok.. Tüm odalara teker teker girdim. En son mutfağa girdiğimde balkonun kapısı açıktı ve yerde çamur izleri vardı. Sessizce bir küfür savurdum. Telefonumu tekrar elime alıp 155 numarasını tuşladım.

***

Eğer bir erkekseniz ve sevdiğiniz kadına yardım edemiyor elinizden birşey gelmiyorsa bu sizin için en kötü andır. Nerden mi biliyorum? Şu an onu yaşıyorum çünkü. Kendime ilk kez itiraf ettiğim Ada'ya aşık olmama bile odaklanamıyorum. Resmen Ada Rüzgarla birlikte. O psikopat ona herşeyi yapabilir. Ya onu koruyamazsam? Ya bulamazsam onu? Ya da bulur da geç kalırsam? Beynimi kemiren düşüncelerle oturdum koltuğa. 1 saat önce Ada burdaydı. Şu an oturduğum yerdeydi. Yanağımda bir ıslaklık hissedince elimi yanağıma koydum. Ben en zor anlarında bile ağlamayan Poyraz şimdi Ada için ağlıyordum. Gözlerimi kapattığım. Adanın o güzel gülüşünü gözümün önüne geldi. Güzel kahkahasını duyar gibi oldum. Ben hiç iyi değilim. Polisler de bir şey yapamadı. Ben adam tuttum ama koskoca İstanbul.. Bir dakika dağ evi? Dağ evine gitmiş olabilir mi? Hızlıca buraya yarım saat uzaklıkta olan dağ evine gitmek için arabama bindim. Bu kadar gerizekalı mıdır ki? İnşallah bu kadar gerizekalıdır.

***

Ada'dan..

"Ve unutma sevgilim. Bana oyun oynamaya kalkarsan bu sefer sadece kendimi öldürmekle kalmam yanımda biricik abimi de götürürüm."

Gözlerimi yumdum tekrar. Düşünmeye çalıştım. Ben Poyraz'ın ölme ihtimalini göze alamam ki. Kendimi öldürürüm. Ama bu silahın önüne atlamakla falan değil ruhen olacak. Çünkü biraz sonra kabul dediğim gibi ruhum ölecek.

"Tamam. Kabul. Poyraz'a dokunma."

"O iti benden çok seviyorsun dimi?"

Bağırarak söylediği şeyler karşısında durdum. Peki sen istedin Rüzgar.

"Onu senden çok sevmiyorum." gözleri parladı. Devam ettim. "Onu çok seviyorum. Ama seni sevmeyi bırak nefret bile etmiyorum!"

Yanağındaki acı kısa bir süre durdurduğum göz yaşlarımın tekrar akmasına neden oldu. BANA TOKAT ATTI! Yanağımın kızaracağına emindim.

"Madem kabul ettin benim sevgilimsin. Poyraz'ı sevmeyeceksin. Beni seveceksin anladın mı?"

"Poyraz'a aşığım ben ve emin ol seni gram sevmeyeceğim.!"

Daha az önceki tokadın ağrısı geçmeden yenisi geldi.

"Seveceksin!"

"Seni asla sevmeyeceğim. Yemin ederim!"

Ve bir tokat daha. Yanağım ne kadar acısa da pes etmeyeceğim.

"Sana yemin ederim ki bir daha beni sevmediğini söylersen seni burda döverim! Gram acımam."

Canımın acısını düşündüm. Söylersem neler olacağını. Ama pes etmek bana göre değildi.

"Pardon seni hiç sevmeyeceğim ve sürekli Poyraz'ı seveceğim doğrusu sana ağır mı geldi? İşte senin sevgin bu kadar! Seni sevmediğimi duyunca ne hale geldin! Ben Poyraz'ın beni sevmediğini bilerek kaç aydan beri onu sevmekten hiç bıkmadım! İşte bu yüzden seni değil daima Poyraz'ı seveceğim!"

Yine bir tokat bekledim. Ama bu sefer belindeki kemeri çıkarıp omzuma doğru vurduğunda inledim. Ve tekrar bu sefer karnıma doğru. Bir daha. Bu seferki diğer omzuma. 3..4..5..6..7..8.. Saymayı bıraktım 8'den sonra. Vücutumun her yeri aşırı derecede acıyordu. Umursamadım ama ağlamaya devam ediyordum. Gözlerimi kapattım. Hiç açmadım. Bir hıçkırık kaçtı ağzımdan.. Annemden babamdan dayak yemeyen ben şimdi çok acizdim. Nedeni de Poyraz'ı sevmem. Ama Poyraz'ı sevmekten ya da bunu dile getirmekten asla pişman değilim. Çünkü her şeye rağmen onu sevmek çok güzel..

Vücudumdaki ağrılar bir süre sonra bilincimin açık kalmasına engel oldu. Bilincim kapanırken son duyduğum ses kapının kırılma sesiydi.

Poyraz'dan..

Arabadan inip eve doğru koştum. İçeriden sesler geliyor. Allahım buldum sanırım. Kapıya bir tekme atıp kırdım. Evi taramaya başladım. Ta ki yan odadan Ada'mın hıçkırık sesi gelene kadar.. Koşarak ne göreceğimi bilmeden odanın kapısını açtım. Gördüğüm manzara gözlerimin dolmasına sebep oldu. Ada'm.. Adanın yüzü kıpkırmızıydı. Vücudundan bazı yerlerden kanlar akıyordu hafifçe. Ne olduğunu anlamam pek zor olmadı. Çünkü Adanın başına elinde kemer olan bir Rüzgar bekliyodu beni. Başını ellerinin arasına almış ağlıyordu. Sinir bir anda tüm vücuduma yayılırken sakin kalamadım.

"Abi ne yaptım ben? Abi valla benim suçum yok. Bana dedi ki ben dedi seni asla sevmicem dedi. Ben hep Poyraz'ı sevicem dedi."

Birden onu yerden kaldırıp yumruk attım. Tekrarladım bunu bir kaç kere. Yüzünden kanlar gelirken tek bir saniye tereddüt etmeden devam ettim. Sonra da onu yere attım. Ada'yı kucağıma aldım. Gözlerimden bir damla yaş aktı. Biz bunları hak edecek ne yaptık? (Benim psikolojim bozuktu. Ben de böyle bir şey yaptım. Yani kendinizde pek suç aramayın.)

Okuyan ve vote veren herkese teşekkür ederim. Yorum yapanlara ayrıca teşekkür ederimm :) :)

Sessiz Kız?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin