Veee ygs bitti. Hatta bugün sonuçlar bile açıklandı. Neyse. Bölümler daha sık sık gelecek demek oluyor. Aslında bu bölüm gerçekten içime sindi. Aslında öyle çok gelişen bir olay yok ama sadece duygu yüklü. Tabi bu okurken ağlayacağınız anlamına gelmiyor. Sadece bir zamanlar oluşan yaralar aklınıza gelebilir ya da derin bir nefes alıp iç çekebilirsiniz. Ama bu bölümü okurken kimsenin üzülmesini istemem ve emin olun kimse kendinizi üzmeye değecek kadar kıymetli değildir. Kendinizi iyi bakın.
Bölüm için dinleyebileceğiniz şarkılarda "Ceylan Ertem-El Adamı", "Pera- En Güzel Mevsimim", "Ferah Zeydan- Yanlışız Senle" şarkıları öneririm. Sağlıcakla kalın. Bol öpücük ve sevgiler.
Bu arada medyadaki Ecranın tabiriyle adam sıfatına bürünmüş bir adet Emre.
"Şşş. Sessiz ol güzelim. Bırakıcam seni ama önce beni dinleyeceksin."
Bu. Evet bu o.
"S-sen"
"Evet tanıdın biliyorum. Şimdi beni dinleyeceksin."
"Bırak beni"
"Önce konuşacağız sonra gidiceksin tamam mi bebeğim."
Bebeğim mi? Hala nasıl böyle konuşabiliyor bu adam. Ahh! Adam dedim pardon.
Sesimin güçlü çıkmasını umarak
"Emre bırak gidicem" dedim.
Aaa! Evet söylemedim bu kişi Emreydi. Şu beni aşka küstüren adam sıfatlı erkek. Ahh ben buna mavi kimlik vereni. Nüfuz müdürlüğüne saygılar.
"Hayır şimdi seninle konuşacağız ama önce bana söz ver tamam mı? Bağırmayacaksın. Konuşacağız ve sen evine gidiceksin tamam mi güzelim."
Korktuğumu ne kadar belli etmemeye çalışsam da korkmuştum ve kalbimin küt küt atmasına sebep olmuştu. Tabikide kalbim onu gördügüm için böyle hızlı atmıyordu. Yanı bırakında şu durumda kalbim böyle atsın. Sonuçta her zaman ıssız bir sokakta sıkıştırılmıyorum. Şu durumda bile düşündüğüme bakar mısınız.
"Kısa kes" dedim sesimi soğuk çıkarmaya çalışarak ve benden beklenmedik bir şekilde soğuk çıkmıştı.
Bu sesime karşılık kaşlarını kaldırdı şaşkınlıkla. Buna ben bile şaşırmıştım ama şuanda bunu düşünecek değildim. Bir adet açkili Emreyle baş başaydım. Bu düşünce bile berbat bir durum ki ben bu düşünceyi şuan yaşıyorum.
"Tamam güzelim. Gek hadi" dedi ve elimi tuttu. Elimi hemen geri çektim. Kafasını arkaya döndürüp bana baktı ve hiç birsey demeden önüne geri döndü. Yürümeye başladı ve bende peşinden gittim. Olduğumuz sokaktan aşağı doğru sahile indik. Bir banka oturdu ve elini yan tarafına vurarak "gel" dedi.
"Ben böyle ayakta iyiyim. Ne söyleceksen söyle. Saat çok geç oldu. Merak ederler" dedim ellerimi gögus altında bağlayarak.
"Lütfen oturr"
Lütfen mi? Emre ve lütfen. İçkili olduğu için yan etki yaptı çocukta yoksa Emre lütfen diyecek. Birde Emre. Aman Allahım egosu zedelenecek.
"Hayır. Zaten leş gibi içki kokuyorsun. Üzerime sinmesin."
Evet şimdi faka bastın işte Ecran. Emre bey sarhoş ve şuanda sen üzerine gidiyorsun. Devam et koçum
Az bir sus allasen iç ses. Seninle hiç tartışamam.
Şu durumda bile iç sesimle tartışıyorum. Aman Allahım kafayı sıyırmış olmalıyım.
Ben iç sesime laf anlatmaya çalışırken Emre yanıma gelmiş ve kolumu tutuyordu. Pardon hayvan gibi sıkıyormuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAFIMSIN
RomanceTutkulu bir aşkın içerisine karanlık işler dahil olursa ne olur? BOMM! ........................................................... "Annesini görmeden kaybeden bir insanım senide kaybedemem." Gözlerindeki korku. Neydi bu korku. Kaybetme korkusu mu...