Cenkimizi değiştirdim. Ilerleyen zamanlarda başka bir karakter olarak tekrar karşımıza çıkacak. Yine aynı resim çıkıyorsa kusura bakmayın resmi kaldırıp Cenkin resmini koydum ama yine de eski resim kaliyor. Hala o gözüküyor olabilir. Medyada ki Cenkimiz.
Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın. Oylarınız bekliyorum. Keyifli okumalar. Seviliyosun. Bol öpükler.
"Aaa, Ecran! Muhasebe sınıfından Barış var ya o seni soruyor." dedi Zeynep.
"Neden soruyormuş." dedi Ahmet.
"Ecran hala seni seviyormuş. Bir şans ver da şu çocuğa." dedi Büşra.
"Lan 1 senedir hala seviyor mu? Nasıl yapıyorlar aklım almıyor." dedi Ali.
Işte Ali her konuda olduğu gibi bu konuda da gevşekliğini konuşturdu.
"Ecrannnn!" dedi Zeynep o cırtlak sesiyle. Deli ediyor bu kızın sesi beni.
Bende aynı ses tonuyla karşılık verdim ve "ne varrr!"
"Ya çocuk kaç gündür seni soruyor. Bir kere görüşsen ne olur ki." dedi yine Zeynep. Hep ısrar ederdi zaten bu Barış konusunda.
"Istemiyorum." dedim konunun hemen kapanmasını umud ederken.
"Ya Ecran çocuk çok tatlı. Bir kere denesen ya." dedi Büşra. Büşrada beklenmedik hareketler. Ben konunun kapanmasını umud ediyordum demin ya. Büşranın bu cevabına bende 'kendine gel büşbüş' bakışımı atıp önüme döndüm tekrar.
"Istemiyor işte kız. Niye zorluyorsunuz ki." dedi Ahmet sinirli sinirli.
"Ya unutsun artık onu. Sevmeyi denesin diye uğraşıyoruz biz sen ne yapıyorsun. Artık ecranı erkeklerden korumaktan vazgeçin. Ecran kendini korumayı biliyor. Rahat bırakında kendisi versin kararını." dedi Zeynep. Vay anasını ya o nasıl cümledir ben konuşmak için ağzıma açmaya üşeniyorum o destan yazdı ya. Aman burda benim için tartışyorlar. Ben taktım cünlenin uzunluğuna. Eee bu uzun cümleden de anlayacağınız gibi Zeynep baya sinirlenmişti.
"Ya üzüluyor işte. Biz üzülmesini istemiyoruz. O yüzden korumaya çalışıyoruz." dedi Ahmet.
Bunlar neden benim hakkımda karar veriyorlar.
"Yaa yeter artık. Benim hakkımda karar vermekten vaz geçin. Ben kimseyi sevmek istemiyorum." Ayağa kalktım ve "kimse de peşimden gelmesin. Rahat bırakın beni." dedim. Kapıya doğru yürüdüm ve tam evden çıkacaktım ki Ali "dışarı gitme. Yukarı çık. Bizimle konuşma ama gitme de aklımız sende kalmasın." dedi. 'Canım ya nasıl da düşünürmüş beni tatlılık seni' diyemedim tabi dersem şımarır şimdi bu.
"Benim odama çıkabilirsin. Yatağımı sevdiğini biliyorum. Yat uyu uykunu alamamışsın zaten." dedi. En iyi Ahmet tanırdı beni. Ilk onunla arkadaş olmuştum zaten. Neyse bence çok haklılar ben gidip bir uyuyayım.
Bu konu her açıldığında o ortamdan uzaklaşırdım. Tabi bizimkiler ilk başlarda beni yalnız bırakmaz peşime gelirlerdi sonra anladılar ve beni hep yalnız bırakırlar. Böyle olunca daha çabuk toparlanıyorum. Unuttum konusuna gelirsek aslında pek de sayılmaz. Bunu sadece kendime itiraf edebiliyorum. Başka kimseye söylemeye cesaretim yok. Evet unutmadım sevgi yok ama sadece 2 buçuk senenin anısı var. Nasıl unutabilirim ki bir çırpıda. Hiç birşey olmamış gibi nasıl atabilirim ki hemen. Yapamam ve yapamadım da.
Sinirli sinirli onlara bakarken uyuma fikri çok iyi geldiği için dışarı ya çıkmaktan vaz geçip ayaklarımı yere vura vura yukarı Ahmetin odasına çıktım. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Ahmetin odası çok düzenliydi. Bu demek oluyor ki Ahmetij annesi oya teyze odayı daha yeni temizlemiş. Cam tarafında Ahmetin çift kişilik kocaman yatağı vardı. Eee yatak çift kişilik olunca kocaman olması normal. Yine zeka fışkırıyorum Allahım. Yatağın hemen karşı duvarında giysi dolabı ve yatağın yanında bulunan ama hiç kullanılmayan bir çalışma masası. Birde kitaplık. Eee tabikide okumuyor o kitapları. Sadece oya teyze istedi diye orada duruyor. Belki birgün merak eder de okur diye. Oya teyze ve imkansız hayalleri. Ahmette diğer erkekler gibi çok dağınıktı. Yani erkek değilim ama bende dağınığım neyse konumuz bu değil. Bir keresinde Ahmetin odasına girdiğimde çorabı kapının kolundaydı. O kadar dağınıktı yani. Merak etmeyin ya ben o kadar dağınık değilim. Ben odayı incelerken yaptıkları aklıma geldi ve yine sinir burnuma çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAFIMSIN
RomanceTutkulu bir aşkın içerisine karanlık işler dahil olursa ne olur? BOMM! ........................................................... "Annesini görmeden kaybeden bir insanım senide kaybedemem." Gözlerindeki korku. Neydi bu korku. Kaybetme korkusu mu...