" Bilmem kaçıncı kez anlatıyorsun ama ezberledim Eylül. Bir kez daha anlatırsan yüzüne kusacağım."
Huzursuzca yüzünü buruşturup gözlerimle Canan'ı aramaya başladım. Onu gördüğümde gözlerim anlatacaklarımın heyecanıyla parladı.
"Canan'cığııım"
Gözlerini kocaman pörtleterek konuşmaya başladı."Eylül bende ezberledim artık."
Huzursuzla homurdanıp " siz görürsünüz kahpeler" bakışı attıktan sonra konuyu değiştirmeye kadar verdim.
"Aman neyse. Aç mısınız?"
Acıkmak veya yemek kavramları geçince Eda'nın adeta gözleri parlar. Beni bu seferde şaşırtmadı. O konuşmadan ben konuştum.
"Evet Eda sen hep açsın." güldüm.
"Evet ben hep acım ama geçende beni Canan'la kantinde ektiğinizi asla unutmucam." kollarını sinirle bağlafı.
Şaşırarak " Ben ve seni ekmek? Yok öyle bir şey."
Alayla kaşlarını kaldırdı.
"Evet! Siz ve beni ekmek. Ya o değilde ekmek dedimde... Ben acıııım."
Kendimi tutamayıp kahkahalarla gülmeye başladım. Öğrendiğim bir şey varsa gülmek bulaşıdır tezidir. Bir kaç saniye sonra hepimiz kahkahalarla gülmeye başladık. Bu his her şeyden güzeldi. Çiçek kokan hislerdi.
**********************
Kampüste deli danalar gibi hoplayıp duruyordum. Bahar gelmişti her yer çiçeklerle doluydu. İçimde anlamdıramadığım bir sevinç vardı.
"Bahar geldiii. Çiçekler açtııı."
Şarkı mırıldana, mırıldana koştururken birine çarpmıştım. Hiç şaşırmayacaksınız ama bu yine Araf'tı. Eminim o da şaşırmıyordur deli danalar gibi koşuşturursam elbet birine çarpardım.
Güldü."Bu üç oldu."
Gözlerimi komiklik olsun diye açıp " Aa sayıyor musun çok ayıp." deyip güldüm.
Beni şaşırtarak kahkaha attı.
"Saymamak mümkün mü ? Ne zaman yürüsem üstüme atlıyosun."
Kaşlarımı kaldırarak yapmacık bir sinirle ona baktım.
"Duymamış sayıyorum."
Güldü." Bende söylememiş olayım bari kızıl."
Araf'la sohpet ederken uzaktan Korhan'ın geldiğini gördüm. Beni fark etsin diye elimi havaya kaldırıp gülümsedim. O da mütevazi bir şekilde gülümseyip yanıma geldi. Elimde defterim vardı. Yazıları gecirmiş olacak diye düşündüm.
"Günaydın Eylül"
"Günaydın Korhan. Defteri mi geçirdin ? Anlayabildin mi bari?" gülümsedim.
Kafasını kaşıyarak güldü."Eh işte"
Gözüm Araf'a kaydığında donuk bir yüzle bizi izliyordu. Resmen eski kimliğine bürünmüştü. Soğuk ve mesafeli."Eylül konuşmam gerek seninle?"
Gülümsedim."Konuşalım Korhan."
Yüzü şekilden şekile girdi. Utana sıkıla "Özel konuşmalıyım." dedi.
"Imm peki. Sen kantine git ben geliyorum." Korhan uzaklaşırken Araf'ın gözlerinin daldığını fark ettim ve fırsattan istifade ederek onu korkutmaya çalıştım.
"Bööö!!"
Güldü."Boşuna uğraşma laz kızı korkmam ben"
Yüzümü buruşturup, gözlerimi kısıp ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2'Sİ 1 ARADA
General FictionAŞK ; Yaşattıkları bir ömüre sığacak kadar geniş kime nerde nasil olunacağı belli olunmayandir.Sen ve ben yoktur biz vardır. pişmanlıklar yoktur. Gurur yoktur Aşk'ta. En güzeli de ne biliyor musunuz ? Yapmam dediklerinizi aşık olunca yaptığında ken...