Alaladen alınan bir nefes anlam içerir mi ? Eğer konuşmak için kelimeler kifayetsiz kalırsa bazen bir bakış bazen bir tebessüm bile bir dil olmaz mı? İşte o zaman dilimindeydik. Göz yaşlarım susuzluktan boynu bükülmüş bir çiçeğe su verircesine Araf'ın omzuna akıyor içimden kendime lanet yağdırıyordum. Bazen insanları tam anlamıyla tanımadan bazı kalıplara otuttururuz. Acımasızca ithaflarda bulunuruz, ne yaşadıklarını bilmeden. En kötüsü de en büyük dert kendimizde sanarız ne kadar bencilce. Malesef bende bunu yaptım bende o bencil insanlar kervanına katılmada ayak diretemedim malesef. Onu herkesin otutturduğu kalıba otutturdum "Aman zengin işte ne derdi olabilir. Eve ekmek götüreceği çocukları mı var sanki?" kalıbı. Ne kadar acımasızca...
ARAF'IN AĞZINDAN
Bazen sadece anlaşılmak ister insan. Ailen tarafından anlaşılmak, arkadaşların tarafından anlaşılmak, sevgilin tarafından anlaşılmak... Benim tek istediğim şey anlaşılmaktı. Sanki çok bir şey istemiş gibi kimse anlamamıştı beni en kötüsü de ne biliyor musunuz? Kimse anlamaya çalışmadı beni!
Ama sonra kabul olmuş dua gibi biri çıkar karşına huyu suyu kimseye benzemez hatta dış görünüşü bile kimseye benzemez. Kızıl saçları ve inatçı tavrıyla, beklemediğin bir anda çıkar karşına ve bodoslama dalar hiç sormadan hayatına. Şimdiye kadar neyi sordu ki bunu sorsun?
Gülümseme yerleştirdi aklımdan geçenler. Ve kollarımı daha sıkılaştırıp kokusunu içime çektim belli etmeden. Sevgi pınarını bulmuş gibi hissediyorum. Kollarımın arasında ki mutluluk huzursuzca kıpırdanıp kollarımdan ayrıldığında, sıcaklığından uzaklaştığımda, ona değen her yerimin üşüdüğünü hissettim. Yaşlarını eliyle silip gözlerime bakıp samimi bir gülümseme bahşettiğinde anladım ki şimdiye kadar tanığım bütün insanlar boş.
Bir tutam saçını kulağının arkasına sıkıştırdığı halde yüzüne düşen birkaç tutam saç adeta yüzünü öpercesine yerini alıyordu.
"Gününü mahvettim özürdilerim."
Gülümsedim."Ne özürü? Boşver."
"Gideyim ben artık sonra görüşürüz."
İşte tekrar gidiyordu.
"Nereye?"
"Ecem'i ziyaret edeceğim. Ona nasıl anlatacağım başaramadığımı?" gözlerinde biriken yaşlar düşmek için sabırsızsa göz pınarlarında titreyerek bekliyordu.
"Öyle olduğunu kim söyledi?" ona destek olmak için kolumu omzuna koydum.
"İstifa etmemem hatta o lafları söylememem gerekirdi ama... Ama orda susamazdım bunlara susabilecek biri değilim ben! Her neyse bazen yaptığımız doğru olsada sonucu yanlış olabiliyor." Yüzünde iz bırakan yaşları sildi. "Ben gidiyorum sonra görüşürüz Araf cidden iyi değilim."
Son bir cesaret kolunu tekrar tuttum.
"Bende gelicem"
Gülümsedi. İşte bu zafer demektir.
Toplu taşıma araçlarını uzun zamandır kullanmadığımı fark etmemle insanlardan ne kadar uzaklaştığımı fark etmem bir oldu. Hatırladığım kadarıyla önceden parayla işleyen bu sistem artık "akbil" denilen kartla ilerliyordu. Yol boyunca etrafı gözlemledim. Eylül'de pek ilgilenmiyordu benimle açıkçası telefonun içine düşecek nerdeyse. Varacağımız yere geldiğimizde kolumdan tuttu kapıya doğru çekti beni. Otobüsden indiğimizde önümüzde kocaman bir beton yığını adeta bütün sevimsizliğiyle dikilmişti.
***********************
EYLÜL'ÜN AĞZINDANBenimle neden geldiğini ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum ama emin olduğum bir şey varsa ben kaçtıkça bizi biribirine mecbur kılan kader beni şaşırtmasından başka bir şey değildi. Merdivenleri istemsizce hızlı çıkmaya başlamıştım Araf'ta hızıma yetişmek istercesine koşar adım arkamdan geliyordu. Asönsörün önüne geldiğimizde onu nefes nefese görünce gülümsedim. Yaklaşık 10 dakika sonra kapının önünde dikilmiştik içeri girmeye ne cesatim ne de dirayetim vardı. Araf'ın merak dolu bakışlarını kapıya yavaşça tıklatarak son verdim. İçeriden "Gel" sesi. Bizi içeri girmemiz için teşvik etti. Kapının kolunu usulca indirip içeri girdim. Önümüzde peri kızı kostümüyle gerçek bir peri kızını aratmayan, yeni çıkan kısa kalmış dişleriyle kocaman gülümseyen dünya tatlısı bir kız çocuğu duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2'Sİ 1 ARADA
Ficción GeneralAŞK ; Yaşattıkları bir ömüre sığacak kadar geniş kime nerde nasil olunacağı belli olunmayandir.Sen ve ben yoktur biz vardır. pişmanlıklar yoktur. Gurur yoktur Aşk'ta. En güzeli de ne biliyor musunuz ? Yapmam dediklerinizi aşık olunca yaptığında ken...