DOĞA
Evin içinde yürürken etrafa çarpmamak için büyük çaba veriyordum.Elimde fener vardı arkamda da Ayaz telefonuyla ışık tutuyordu.Saate baktığımda gece 1.30'du.Bir saat önce bir trans görmüştüm,ilk başta ne yapacağıma karar veremesem de ayazı arayarak transı anlattım ve okulun önüne gelmesini istedim.Aşkım ya ben gece gece arayınca korkmuştu,gelmesini istediğimde de hemen gelmişti.Ben kendimi koruyabilirim ama yinede Ayazın yanımda olması beni daha iyi hissettirmişti. Ayaz bana yaklaşarak
-Doğam neden ışıkları yakmıyoruz.Ayaz doğam dediği aklıma dank edince durdum.Ben durunca o da durmak zorunda kalmıştı.Ayaz'ın nefesini hissettiğim zaman arkamı dönmeden gözlerimi kırpıştırıp, derin bir nefes verdim.Yüzümü ona dönerek
-Bu evde yıllardır ışık yanmıyor.Dikkat çekmek istemem her ne kadar kahramanım yanımda olsa bile... diyerek yanağını öpüp hızlıca uzaklaştım.Ayaz erimeme sebep olan kahkasını atıp yanıma geldi.Feneri bir odanın içinde gezdirdim.Burası transta gördüğüm yerdi. Ayaz'a dönmeden burası diyerek içeri geçip iki tane olan gece lambasını yaktım.Bir gece lambası masanın üstünde diğeri de odanın ucunda olan koltukların yanındaydı. Ayaz'a baktığımda duvara yaslanmış odayı inceliyordu. Elinden tutarak koltuğa doğru ilerledim.Belimi kollarıyla sararak sırtımı kendisine yasladı.
-Eee... şimdi ne yapıyoruz,diyerek boynumu öptü.Öptüğü yer ateş gibi yanmıştı.Hemen ondan uzaklaştım.Bugünlük bu kadar heyecan bana yeter ama artmaz.
-Ben kitabı okuyacağım ,çalışma masasının yanına gidip Ayaz'a döndüm,vee sende beni bekliyorsun dedim.Ayaz kendini koltuğa attı
-Tamam sen kitabını oku ben gözlerimi dinlendiriyorum diyerek koltuğa uzandı.Gülümseyerek çalışma masasının arkasındaki kitaplığın önüne gittim.Transta ben nerede bulmuştum kitabı acaba. Ihm...buldum diyerek en alttan bir üstündeki kitapları boşaltmaya başladım.Hepsini indirince dikdörtgen şeklinde bir çizgi vardı ben onun üzerinden geçince tahta elime düştü.Gizli bölmede bir kasa vardı.Elimdeki tahtayı yere koyup transta ki şifreyle kasayı açtım.İçinde 2 tane kazık vardı.Bu kazıklar avcılar için,neredeyse her türü öldürme gücüne sahipti ama en çok yalancı ruhlarda kullanılırdı.Bunları koymak için çanta veya poşet aradım.Bulamayınca daha sonra almak üzere tekrar yerine koydum.Her şeyi inceleyip ondan sonra kitabı okumak istiyordum bu yüzden incelemeye devam ettim.bir kese görünce onu elime alıp döndürdüm.Üstünde yazı yazılmıştı.Yazı da güçleri tersine çevirdiği ve yalancı ruhların beden bulmamış hallerindeyken kimliğini görmemizi sağladığı yazıyordu.Bir de not vardı,notta bu tozu attığımızda en az 10 dk işe yaradığı yazıyordu.Bu çok işimize yaraya bilecek bir tozdu tabi kazık da dahil.Bunu da geri almak üzerine yerine koydum.Elime 2 tane roman aldım.Acaba bu neden burada önemli bir şey olmuş olmasa burada olmazdı dimi.Kitabın içine baktığımda bu gerçekten de romandı.İki seriliydi ismi Deney yazarı Elizabeth Howard.Howard ben bu soy ismi nereden tanıyorum.Düşün düşün doğa.
Ayaz: Doğa..!Elimdeki kitapları yerine bıraktım.Roman olsa bile bu kitapları mutlaka okumalıydım. Ayağa kalkarak ayaza baktım.Uykulu gözlerle bana bakmış,bozulan saçını düzeltmeye çalışan halini görünce gülümsedim.Çok yakışıklı benim aşkım,keşke hep benim olsa.
-Doğa bana öyle bakma diyerek yanıma geldi sonra da çalışma masasına yaslandı.
-Nasıl bakıyormuşum?
-Ihm...beni yiyecekmiş gibi.Gülerek kafamı omzuna yasladım tekrar kafamı kaldırıp gözlerine baktım,dudaklarımı dişledim.
-Seni yaş pasta olarak düşünmüştüm.Gözlerini kısarak bana baktı.Off,bu çocuk hiç mi tipsiz olmaz ya!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZILMIŞ HAYAT
FantasíaBir yazar düşünün ki tek hedefi intikam...Bunun için yazdığı kitabın gerçekleşmesiyle ise tek hedefi sonsuz güç... Bir genç düşünün tek hedefi annesini durdurmak yeni bir karakterler yaratmış olsa bile... İki koruyucu düşünün tek hed...