Bölüm 4

44 3 0
                                    

   Herkese merhaba...Resimdeki yakışıklı  Ayaz

Bazen hiç bir şey yapmazsın ama her zaman mutsuz ve yorgunsundur.Buraya ilk adımımı attığımda hazır olmadığımı hissetmiştim,değilimde zaten.Neden bizler varız,Neden ben? ve tonlarca soru... Yatağımda düşüncelerimi kovmaya çalışarak kıpırdandım,bunları düşünmemeliyim.Saate baktığımda 4.15'ti...Ben birazcık daha uyumak için gözlerimi kapatırken Doğa bana seslendi.Bende ona bakmadan tamam diyerek yatağımdan kalktım. Canan ve Betül'e baktığımda istemsiz bir gülümseme oluşmuştu.Dün çok güzel vakit geçirmiştim,neredeyse babamın ölümden sonra ilk kez.Aklımda sanırım iki arkadaşım var düşüncesiyle,kalbimde onlara duyduğum güvenle dolabıma doğru ilerledim.Hemen iki-üç saniyede hazırlanıp odadan çıktık.Hız gücüm olmasaydı ben ne yapardım.

Sessiz ve ıssız koridorlardan geçtikten sonra bodrum katına indik.Doğa sağ taraftan ben sol taraftan duvarları yoklamaya başladık.Doğa gizli kapıyı bulduğunda onun yanına gidip arkasından bende içeriye girdim.Babam sürekli bu odada vakit geçirdiğini,her türlü bilgilerin bu odada olduğunu söylemişti.O zamandan beridir en büyük hayalım bu odayı görmekti.Babamın odası olduğu çok belliydi.Siyah koltuklar,yine siyah ortada bir masa,bunu daha da güzel gösteren beyaz küçük bir halı vardı.Koltukların tam karşısında büyük ekran televizyon vardı.Diğer geri kalan duvarlar tamamen kitaplarla doluydu.Oda çok sade ama zevkli döşenmişti.Babamın dediğine göre kitaplığın arkasında gizli oda varmış,bizde o odayı bulmak için gelmiştik.Odanın kapısı kapandıktan sonra tüm kitapları kontrol etmeye başladık.Bütün raflara baktım ama hiçbir şey bulamadım.Doğaya baktığım zaman oda arıyordu,ona biraz daha baktıktan sonra tekrar işime döndüm. Doğa'nın beni çağırmasıyla ona döndüm.bir kitabı çekmesiyle kitaplık ters dönerek gizli oda açıldı. İkimiz şaşkın şaşkın bakarak odanın içine girdik.Biz daha şaşkınlığımızı atamadan sesle dona kaldık. bilin  bakalım kim? Ayaz-benim tabirimle yemek sosu-

-Doğa..!burada neler oluyor?Ellerini cebine atmış soru sorar şekilde ikizime bakıyordu.Bende Doğaya baktığımda konuşmakta zorlandığını görünce  ben konuşmaya başladım.

-Yemek sosu işimiz var hadi canım dışarıya.Bana ufak bir bakış bile atmadan yani tınlamadan Doğaya yaklaştı.Bunlara neler oluyor yoksa yani bir aşk mı amaaan boş ver Güneş.

-Doğa burada ne işin var ve bu odada ne?Doğa:

-Güneşi duydun hadi dışarıya diyerek onu iktirmeye başladı.Onun odadan çıkmasını istemiştim ama içimde garip bir şekilde ona güveniyordum,ne olursa olsun kimseye bir şey söylemeyeceğine dair bir his vardı.Ayaz Doğanın elinden kurturarak bana baktı baktığında gözleri simsiyahtı.Bir saniye sonra kısık sesle işe yaramıyor diye mırıldandı.Bir dakika ya ne işe yaramıyor?Baş parmağını kaldırıp bana

-Güneş benim hipnoz yeteneğim var,en güçlü kalkanda bile işe yarar.Sen nasıl etkilenmedin? diyerek ikizim ve bana baktı,bu sefer gerçekten eyvah.

-Ne saçmalıyorsun ,çok sıkıldım çık dışarı.

- Böyle bir şey olmayacak koruyucu.

Doğa: -ne? koruyucu mu?bunu söylerken ne saçmalıyorsun sen der gibi söylüyordu.Acaba yalan söyleseydim inanılmıydı .Yok ya odayı açıklasam içindekileri açıklayamazdım bir sürü yalan bide devam ettirmemiz gerekirdi,yalan söylemek yatar .Off...niye hipnoz bende yok,niye doğa Ayazı göremedi.

-Sizin geleceğinizi biliyordum ama bu kadar yakınımda olacağınızı tahmin edememiştim.What?Ne dedi bu biliyorum mu.

-Doğru biliyormuşsun ,sen nereden öğrendin?Bunu söylediğim de doğa şaşırmamıştı belli ki oda söylemeyi planlıyordu.Garip bir şekilde onun öğrenmesinin daha iyi olacağını hissediyordum.Ayaza gözlerimi kısıp sorumu tekrarladım "Nereden öğrendin?" Ayaz biraz mahcup biraz suçlu bir çocuk gibi bakıp

-Bu okulun müdürü benim babam olur?dedi.İkimizde dayanamayıp "Ne?"diyerek bağırdık.Gerçi niye şaşırdığımızı anlamadım bu olabilecek bir şey ama kendimi tutamadım.

-Sizin hakkınızda bir şey söylemedi sadece geleceğinizden bahsetti bu kadar.Bu müdür ciddi anlamda sinirimi bozmaya başladı ilk önce Cennet ve Ayşenur sonra Ayaz,Daha kim bilir kaç kişi daha biliyor.doğa:

-Ayaz bizim koruyucu olduğumuzu hiç kimse bilmemeli,bir sır olarak kalsın.Bu oda babamın odası burada genellikle önemli meseleler konuşulurmuş.Şuanda önemli bir işimiz var o yüzden lütfen otur.Ayaz koltuğa oturunca derin nefes verdim.Hele şükür bu meseleyi de hallettiğimize göre gelelim odaya...Bu oda tamamen bembeyazdı ve bütün duvarları kaplayan  dolaplar vardı.Odanın tam ortasında yine beyaz iki tane tekli koltuk ve orta büyüklükte yine beyaz bir masa vardı.Acaba neden her şey beyazdı ve koltuklar sanki televizyon izleyecekmişiz gibi ayarlanmıştı.

-Güneş bu dolaplar açılmıyor etrafını iyi incele diyerek dolaplara teker teker dokunmaya başladı bende denedim ama açılmıyordu.Hayda...Ayaz yine kuul bir şekilde ayağa kalktı ve bir düğmeye bastı. Düğme odanın ortasında duran masanın üstündeydi hatta baya bir gizliydi.Niye her şey gizli ya diye düşünürken Doğanın kaşları kalkmış,Ayaz "vay be"diye mırıldanmış benim yüzümde büyük bir gülümseme oluşmuştu.Bizi şaşırtan şey dolaplar açıldığı zaman  her yerin silahlarla kaplı oluşuydu. Tüfekler,mermiler,ok ve yay,fotoğraf makinesi,dürbün neredeyse tonlarca silah vardı.Hepsi çok güzel vee değerli gözüküyordu.Koltukların tam karşısında büyük bir televizyon vardı diğer geri kalan kısımlarda kitap vardı.Son duvarda tabancalarla ve büyücülerin malzemeleriyle doluydu.silahların arasından küçük bir tabanca biraz bayıltıcı mermi,biraz da kurşun aldım.Aynı şeyi Doğa da yaptığında Ayaz şaşkın bakışlarla "ne yapıyorsunuz?"dese de cevap vermediğimiz için tekrar yerine oturdu.Ne olacağını,ne yaşanacağını ya da beni neler beklediğini bilmiyorum ama  her zaman temkinli olmakta fayda vardır.Ben uyurken bile temkinliyimdir.Doğaya ben başlıyorum diyerek saklı yerdeki küreyi alıp saati çıkardım ve sözleri söylemeye başladım.Bu küre çok önceleri  koruyuculara minnettar olan bir cadı tarafından yapılmış.Bu küre sayesinde koruyucular sahip olmadığı yeteneklere sahip olabiliyorlardı.Hatta büyük kalkan olup iki-üç kişiye kalkan yapıyor,bazen zor durumlarda okulu koruya bilecek kadar güçlü bir küreydi.Ben işimi bitirdiğimde doğa küreyi alıp sözleri söylemeye başladı.Doğa sözleri söylerken  Ayaz ona bakıyordu.Doğa ondan hoşlanıyor mu bilmiyorum ama  Ayazın hoşlandığı belli, en iyisi ben bunları sıkı yönetime maruz bırakayım sonuçta olacaksa olur. Doğa işini bitirdikten sonra bu odayı ve öteki odaya da kalkan yapacaktı bu yüzden işi daha uzun sürdü.Doğada işini bitirdikten sonra odadan çıktık.Ayazın soru soracağını anladığımda "boşuna sorma cevaplamayacağız "diyerek konuşmasını engelledim.Doğaya baktı Doğa omuz silkince "pekala" diyerek önüne baktı.Şansa bak ders saatindeyiz bu yüzden rahatça bodrum kattan çıktık. Doğa birden bire durup

-Bir insanın hafızasını silebilir misin? diye sordu.Hafıza mı? Silmek mi?Niye bunu sormuştu ki.Ayaz:

-Ewet

Doğa: -Hafızasını silmeni istediğim iki kişi var bunu yapabilir misin?İki kişi derken kimden bahsediyordu.İkimizde kim diyerek Doğaya batık,daha sonra kafama dank etti.Hiç düşünmeden

-9/B Cennet ve Ayşenur...



YAZILMIŞ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin