"Odaklan!"
Sesi o kadar otoriter geliyordu ki okulda onu üniforma ile görmesem emin bir şekilde lider derdim.
"Güçlerini keşfetmelisin..."
Olmayan bir şeyi keşfetmek ne kadar imkanlıydı. Bunu ona anlatmak zordu. Daha önce gösterdiği çalışma alanında kaç saat kaldığımızı bilmiyordum.
"Gözlerini kapat ve doğayı hisset!"
"Biraz daha kapatırsam uyuyabilirim."
Dediklerimi anlamamazlığa gelerek telkinini tekrarladı. Hissedemiyordum. Hayır doğayı duyuyordum,rüzgarın tenimi ürperttiğini hissediyordum ama doğayı hissetmek eylemini anlamlandıramıyordum. Derin bir sinir nefesiyle gözlerimi araladım.
"Ne hissetmem gerek! Doğadan kastın ne! Tanrı aşkına çıldıracağım..."
-Havalı bir şekilde Ji Yong'a ters bakan Yuju-
Ji Yong'u karşımda göremeyince panikle kendi etrafımda döndüm. Daha yeni sesi arkamdan geliyordu. Beni ormanda bırakıp gitmiş olamazdı değil mi?
"Ji Yong!"
Sesim ikimizin duyacağı kadar bir aralıkta çıkmıştı ama çıt yoktu.
"Ji Yong!"
Adını tekrarlamama rağmen yoktu. Sinir olmak için yeteri kadar beklemiştim.
"Pekala sen bilirsin! Gidiyor.." kelimelerim dönmemle birlikte suratıma çarpan sert rüzgarla kesilmişti. Rüzgarın etkisiyle geriye doğru savrularak toprakta iki metre sürüklenmiştim. Nefesimi yutmanın nasıl bir şey olduğunu şimdi ciğerlerim iyi anlıyordu. Toparlanıp ayağa kalktığımda etrafımda sis şeklinde bir rüzgar duvarı oluşmuştu. Çember şeklinde ağaçların arasındaydılar. Daha önce duran bir rüzgar görmemiştim. Buradan çıksam fena olmazdı. Koşmak için harekete geçtiğimde sırtıma sert bir darbe indiğini hissettim. Kemiklerimin kırılmaması mucizeydi. Yüzüstü yere uzandığımda rüzgar bulutu saçlarımı yüzüme doğru savurdu. Beni burada bırakması saçmalıktı. Nefesimi toparlamak çok güçtü. Zayıf bileklerimi düşününce burada bana düşman bir rüzgar tarafından öldürüleceğim aşikardı. Son bir hamleyle yerde sürünmeye başladım. En azından beni yere yapıştıramayacaktı ki birden ellerimin ve ayaklarımın altındaki toprağı hissedemez oldum. Havaya yavaş yavaş kalktığımda panikle çığlık attım.
Ama kimse yoktu. Rüzgar beni yerden 6 metre yukarıda sabitlediğinde aşağıdan Ji Yong'un gülmesini duydum. Elleri beni tutan rüzgarı yönetiyormuş gibiydi.
"Ya sen! Ucubeliği kes beni yere indir!"
Sesimin ona geldiğinden şüpheliydim. Tek kaşı havaya kalktığında boynunu büktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane/ G-Dragon Fanfic
Short StorySeçmediği bir yaşamın içine sürüklenirken dünyasının değişmesini engellemeyen bir kız... Bu değişim okuldaki garipliklerle başlar, farklı olduğunu hissettiğinde çevresindekilerin kıskacına düşmüştü. Atıldığı macera okul sıralarının sınırlarını aşaca...