Dıııt dııtttt alarmı son ses çalan telefonumu umursamadan kalkıp aynaya baktım,yatmadan önce topuz yaptığım uzun sarı saçlarımın kesimi eşit olmadığı için bazı kısımları topuzdan fırlamıştı
Annemin"şu telefonun alarmını kapat" diye bağırması üzerine çaprazında bulunan komodin in üzerinde olan telefonumu kaptığım gibi kapattım. hemen banyoya gidip rutin işlerimi yapmış dolabımın karşısına gidip kot şort ve siyah büstiyerimi üzerime geçirip topuklu bootielerimi ve bazı takılarımla güne 1-0 önde başlamıştım
Hatice ablanın kahvaltı hazır demesi üzerine bootielerim topuklarını parkeye vura vura aşağı indim. sandalyede oturan babamın arkasına geçip boynuna sarıldım ve yeni traş olmuş suratına sulu bir öpücük kondurdum minik bir kahkaha atıp kahvaltısına devam edince
-günaydın eyy muhteşem mükemmel canım ailem
-günaydın kızım
-günaydın meleğim
-günaydın baş belası
Baş belasını tabiki ablam demişti tabaktan bir iki salatayı ağzıma atıp portakal suyumdan büyükçe bir yudum aldım bir dilim salamı ağzıma atıp
-hadi ben kaçar hepinizi seviyorum bu arada ablacım göbek mi yaptın sen az ye az
ayağa kalkıp askılıkta asılı olan baldırıma kadar gelen hırkamı üzerime geçirip masadan telefonumu aldım ablam hala bana bağırıp sövüyordu tam çıkacakken babam cüzdanını çıkarıp kartını bana uzatıp şifresinin 1905 olduğunu söyledi ben de evden çıktım. şubat ayındayız ve evimiz sahil kenarına yakın olduğu için hava çok soğuktu. soğuk hava bacağımı yalarken hırkamı aldığım için kendimi tebrik ettim ve kapının önünde duran kemal abiden taksi çağırmasını istedim
Kemal abi hızlıca evin önünde duran pohceye binip arabayı önümde durdurup camı yarıya kadar indirip minik bir gülümseme bahşetti
"bugün size ben eşlik ediyorum hanfendi desem"
diyerek bana hayatımdaki en güzel tekliflerden birini sundu resmen
Ön koltuğa kurulup çantamdan telefonumu çıkardım ezbere bildiğim rüyanın telefonunu tuşladım 3.çalışta açılan telefondan birden bire çığlıkla karışık bağırtılar geldi ki allahtan ben bu çığlıkların rüyaya ait olduğuna kalıbımı basabilirdim her gün 7'de kalkarken rahat rahat doğum günü alışverişi yapabilmemiz için babam ikimizede iki günlük izin almıştı erken kalkıcaz diye konuşmamıza rağmen saat 9'da ve rüya yine uyuyordu galiba uykusunu alamamış sesi uykulu gibi geliyordu
-efendim
-on dakikaya oradayız hemen hazırlan
-oradayız derken
-soru sorma hadi come onnnn
diye bağırdım. benim gür ve güzel sesim rüyanın cırtlak sesini bastırmak için uğraşmıştı galiba başardım da rüyanın sesi çıkmıyordu
-oha sustu galiba rüya orda mısın diye bağırdım
ilk defa bir defa bağırmamla susmuştu.
sonra rüya konuşmaya başladı
-tamam bende hemen hazırlanıyorum
dedi ve heyecandan telefonu kapattı
bir süre sonra rüyaların ev kapısının biraz gerisinde idik hemen rüyaya mesaj attım aşağı inmesi için az sonra kapıdan çıkan büzgülü bir jean üstüne bordo bir badi ve altına ise siyah spor ayakkabılarını giymiş saçları benim aksime sımsıkı atkuyruğu toplamış bir rüya ile karşılaştım galiba oda benim taksi ile geleceğimi düşünüyor olacak ki gözleriyle beni aramaya başladı bir müddet sonra beni fark etti ve ağzı kocaman açıldı.
bize doğru yürümeye başladı camı yarıya kadar indirip rüyaya arabaya bin temalı bakışımı attım tabiki egom tavandaydı (ahh bebeğim arabadasın tavan a kadar tabiri EGO'n için minik değil mi sence ) sen bi sus iç ses hem insan hergün son model bir porsche ile gezmiyor ki
arabaya binince kemal abi bizi avm'ye getirdi bana siyah mini bir tulum rüyaya ise dantelli beyaz bir elbise aldık ayakkabı olarak rüya beyaz platform topuklu ayakkabı bana da siyah bir sthiletto topuklu ayakkabı aldık oradan pasta ve süsleri halletmek için çıktık ama bir dakika intikam soğuk yenen bir yemektir değil mi? diyip pasta işini sonraya erteledik kemal abiye okula sürmesini söyledim okula gelince arabadan inip güvenliği geçtim şansa bak teneffüstelerdi bahçenin ortasına geçtim yüzüme minik sırıtış yerleştirdim.
-yarın partime geliyorsunuz değil mi?
diyince savaşların gruptan birkaç kişinin beni her detayına kadar süzdüğünü farkettim ve bunu fark eden bir tek ben değildim savaşın boynundan aşağı inen damarın iyice belirginleştiğine yemin bile ederdim bahçede olanların çoğu kafasıyla okey işareti verince kemal abinin beni hala beklediği geldi aklıma arabaya doğru yürüyüp son anda gıcıklığına savaşa el sallamıştım kemal abi gazı köklerken rüya arkadan
-kızım savaş kudurdu
demeyi ihmal etmemişti.
ben şimdiden yorulmuştum önce rüyayı eve bırakıp sonra süsleri ve pasta ikramları işini halledip kalanı evde internetten halletmeye karar verdim şimdi doğruca eve gidip biraz yemekten sonra duş alıp hızlıca yatağa girme hayalleri kurarken eve varmıştık.hızlıca arabadan indim kemal abiden poşetlerimi getirmesini rica edip eve girdim.sofra hazır beni bekliyorlardı hemen oturdum yemek yerken sohbet ettim birazcık ablama sataşıp hemen odama çıktımbanyoya girip küveti doldurup içine vişneli duş jelimi döktüm üstümdekileri çıkarıp küvete girdim işimi bitirmeme rağmen çıkmak istemesemde ellerim buruşmaya başlayınca çıkmam gerektiğini anlayıp durulanıp çıktım. 18 yaşıma giriyor olsamda ruhum çocuktu bunun üzerine mor muffin desenli eşofman takımımı giyinip aşağı indim ve tüm aileme iyi geceler öpücüğü verip telefonumu almış hasanla konuşup partide çalacak şarkı listesini bitirdikten sonra rüya ile konuşup yumuşacık yatağımın içine girip uykunun karanlık kollarına teslim bile olmuştum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ve İNTİKAM
Teen Fictionyapmaması gereken şeyler yaptı alkollü araba kullanma...hız...kaza bu kaza büyük sonuçlar doğurdu küllerinden doğan ateşli bir aşk... hiç bitmeyen bir öfke... mahvolmuş hayatim... mahvedeceğim hayatı... ve hiç suçu olmadığı halde mahvolan hayatla...