Merhaba, ben, şu yaşlı usta yazar olan Rita Skeeter! Ve bu konu, acil bir konu!
Geçenlerde Üç Süpürge'ye gittim, kendimi ödüllendirmek adına bir Kaymakbirası ısmarlayacaktım. Bilirsiniz, konuk yazar olarak Gelecek Postası'na verdiğim makale çok beğenilmişti. Hangi yazarı sarhoş etmez ki bu zafer- Birden dergimizin editörü Lena'yı gördüm! Yanında da üç genç vardı. Yüksek sesle konuştukları için bu sohbete birazcık kulak misafiri oldum...
'İnternet' denen bir şeyden bahsediyorlardı. Muggle'ların kullandığı bir şeymiş, hatta ben bile kullanıyormuşum! Nasıl mı? @msritaskeeter'dan öğrenebilirsiniz...
Neyse efendim, büyücü gençler kendilerini bu Muggle'lara çok kaptırmış... Onların yaptıkları şeyleri yapıyorlar, mesela Oyun İstasyonu denen bir şey var. Kız kardeşimin genç oğlunu bununla ilgilenirken gördüm. Ve sordum, sevgili cadılar, o nedir diye. "Oyun İstasyonu" dedi. Bir isim ancak bu kadar orijinal olabilir! Oyun İstasyonu da ne demek yahu!
(Yukarıdaki resim, Oyun İstasyonu.)
Sonra, akıllı telefon denen bir şey gösterildi bana. Çözmeye çalışırken ecel terleri döktüm desem yeridir... Zaten akıllı olmayan telefon da pek yaygın değildi büyücülük dünyasında -son yıllara kadar!-. Bu cihaz ise bambaşka bir şey. Bizim çektiğimiz düşük kalitedeki fotoğrafları orada mükemmel bir şekilde görebiliyorsunuz. Bu arada normal Muggle resimlerinin hareket etmediğini öğrendim ve o kadar şaşırdım ki. Muggle'lar bizim resimlerimize "gif", uzunlarına "video" diyormuş -itiraf etmeliyim ki bunların nasıl hecelendiğini bir kenara not aldım. Epey zor çünkü-. Ama bu akıllı telefon denen şeyi hiç sevmedim, nasıl kullanacağımı bir türlü anlayamadım! Çocuğu çoktan Hogwarts'a başlayan anneler, dikkat: Evlerinizde akıllı telefona yer vermeyin!
(Bir Muggle akıllı telefonu ve bilgisayarı.)
Bütün olay Muggle'ların Oyun İstasyonu veya akıllı telefon gibi çılgın aletlerinde bitmiyor... Gençlerimiz artık onlara özeniyor! Şıklık ve asaletin belirtisi olan cübbeler atılmış, yerine deri ceketler gelmiş... Tamam, rastlanmadık bir şey değil bu. Ama gittikçe artıyor, herkes birbirinden görüyor, böylece büyücü kültürü bir tufan içinde yok oluyor... Siz siz olun, yapmayın böyle şeyler. Hatta asanıza sımsıkı sarılın. Ona küçük hediyeler alın, güzel sözler söyleyin.
Ha ha, son söylediklerim ufak bir şakaydı sadece. Vicdanımı ancak böyle şakalarla rahatlatabiliyorum... Gençliğimizin elimizden nasıl kayıp gittiğini anladıkça kalbim acıyor. Bizim zamanımızda Görünmezlik Pelerinleri vardı, Amortentia'lar vardı... Amortentia demişken, size bir anımı anlatayım.
Okul zamanlarımdı, arkadaşım Jade Wilson Ravenclaw binasındaydı. Kafası her şeye çalışırdı, zehir gibiydi. Melezdi. Annesi Muggle-doğumluydu, bu nedenle büyü içermeyen kültüre de pek aşinaydı. Derslerinden başka bir şeye ilgi göstermeyen bu kızcağız, bir gün bir Hufflepuff'a tutuldu. Tutulduğu çocuk -ismini şimdilik vermeyeceğim, Jade'den bu konuyu yazmak için izin alıp müsveddeyi ona gönderdiğimde isimlerin silinmesini isteyen kibar bir Çığırtkanla karşılık verdi. Eh, bunu tamamen yapamam ama kırmadım kendisini- ise bir Muggle-doğumluya aşıktı! Bu oldukça zeki kız mantığını kaybetti ve Muggle'lara oldukça özendi. Onları birebir kopyaladı, malum kişinin dikkatini çekmek için. Bu olay, kızcağızın sihirsiz kol bantlarını yanlışlıkla aleve vermesiyle son buldu. Hem rezil olmuştu, hem de kolu biraz yanmıştı. Gidip bakarsanız izleri görebilirsiniz.
(Yukarıdaki resim, sihirsiz kol bandı.)
Bunu neden mi anlattım?.. Gençlerimiz bir hata yapmasın ve canlarıyla itibarlarından olmasın diye! Bu yazıyı okuyan genç cadılar veya genç cadı annesi olan cadılar, durumu mutlaka kontrol altına alın. Yanan bir popoyla koşarsanız evlenemezsiniz veya bir yakışıklının kalbini çelemezsiniz, benden söylemesi.
Ve iyi bir haberim var okurlar! Bundan sonra her yazımın sonunda set arkası dedikoduları paylaşacağım. Bu dedikodular bizim ekibimiz hakkında. Sırların kapılarını aralamaya hazır mısınız?
ÖZEL SET ARKASI DEDİKODULARI!
Ofisten içeri Gezenti cadımız Andromeda Fascinatio giriyor. Belli ki İngiltere'ye döneli çok uzun süre olmamış. Kollarını kaldırıp neşeyle "Ben geldim!" diyor. Kucağında tomar tomar kağıt olan DIY ustası Brendon Fox, Andromeda'yı görüyor. Bu an meselesi olabilir, an meselesi olabilir...Brendon'ın gözleri parlıyor ve kucağındaki kağıtları düşürüyor. Biliyordum!
"Hoş geldin Dromeda." diyor mutlu bir sesle. Bu çocuk abayı yakmış Andromeda'ya!
Andromeda gülüyor ve asasını sallayıp kağıtları düzenli bir şekilde yeniden sıraya sokuyor. Biraz daha beklersem ne olur acaba?
İçeriden gelen heyecanlı bir "Dromeda! Seni özledik!" sesiyle büyü bozuluyor. Editörümüz Lena Ganymede, Andromeda'yı karşılamaya gelmiş. Ah Lena... Biraz daha bekleyemedin mi?!
Not: Oyun İstasyonu=Playstation
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WITCH WEEKLY - NİSAN 2016
FanfictionSihir dünyasının son haberlerini, dedikodularını, ayın büyülü yiyeceğini, gezilecek yerleri ve daha nicesini kaçırmayın!