▽ GİRİŞ:II △

8.5K 339 50
                                    

KAFRET

(Part II.)

'' ''Eğer gerçeği, gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.''

CENİN09'da hangi odaya girerseniz girin önünüzdeki düz beyaz duvarda sizi bunun gibi onlarca söz karşılardı ve emin olun ne ya da kim olduğunuz fark etmeksizin bir an olduğunuz yerde durup düşünürdünüz, çünkü o eşikten içeri girdiğiniz anda hayatınızın geri kalanında bir daha aynı kişi olamayacağınızı anlamanız gerekirdi.

Aynı manzaraları kliniğin içindeki diğer odalarda da görmeniz mümkündü. Aklınıza gelebilecek onlarca filozofun anlamaya aklınızın yetmeyeceği sözleri, duygudan yoksun portreleriyle birlikte siz görmek istemeseniz bile sanki bir şekilde gözünüzün içine sokulmak istenir gibiydi. Bunun bir tür manipüle etme biçimi olduğunu düşünmüştüm hep.

Kelimelerin gücüne inanırdım çünkü bazen tek bir kelime, sadece tek bir kelime hayatınızı alt üst edebilirdi. Ama CENİN09' da sizi büyüleyen her şey aslında bir kandırmacadan ibaretti. Tanrı'nın insanlara ulaşmak için kullandığı yöntemi kullanmak iyi bir taktikti ama ya Tanrı'nın varlığına inanmıyorsanız?.. O zaman kelimeler de dahil her şey önemini yitiriyordu. Bu yüzden orası gördüğünüz hiçbir kliniğe benzemezdi.

CENİN09, Türkiye'de ve Avrupa'da görebileceğiniz en büyük tedavi merkezlerinden biriydi aynı zamanda. Genelde adli ve üst vakaların incelendiği bir klinikti. Hapishane görevi gördüğü de söylenebilirdi, akli dengesini yetirmiş azılı suçlular mahkeme kararıyla kliniğe getirilir ve tedavi altına alınırlardı. Bunun yanında bir de normal hastalar da vardı tabi, gerçi ne kadar normal denilirdi bilmiyorum ama anlayacağınız üzere CENİN09 çok kapsamlı bir klinikti.

Oraya dair hatırladığım çok detay var aslında ama aklıma ilk gelen ise dikkatinizi çeken her yerin beyaz oluşuydu. Psikolojide renkler ve onlara yüklenen anlamlar hastaları çözümleyebilmek adına oldukça önemlidir. Renkler içine gömülmüş bir ruhun geride bıraktığı emareleri takip etmemizde bizlere yardımcı olur. Orası için de böyleydi, beyaz rengin psikolojik rahatsızlığı olan hastaların kendini güvende hissetmesi için bu tür klinik ortamlarında kullanımı oldukça yaygındır. Beyaz renk masumiyeti, adaleti ve temizlik anlamlarını taşır. Bu da açık açık söylenmese de ihtiyacınız olan her şey bu klinikte var, sizin çareniz biziz, mesajını veriyordu. Benim gördüğüm her beyaz ise içime bir korku ya da şüphe düşürürdü. Camekanlı onlarca odanın içinde doktorların masası, kitaplığı, hastaları için ayırdıkları oturma köşeleri gibi onlarca basit obje bile beyaz renkti. Bu renk orası için bir zorunluluktu.

Her bir psikolog ve psikiyatrın çalışma alanı camekanlı casus aynalı odalar şeklindeydi, bu odaların içini dışarıdan geçen biri göremezdi ama siz odanın içindeyken dışarıda olan biteni rahatlıkla görebilirdiniz. Üstelik bu odalar da ses yalıtımı da vardı ne sesiniz duyarlardı ne de siz dışarıdaki sesleri duyabilirdiniz. Bu odalar bana her zaman üstü kapalı sorgu odalarını anımsatırdı. Bir hastane ya da bir klinik tanımından oldukça uzaklardı.

Psikolog ve Psikiyatrları aynı ortamda sıklıkla görebilirdiniz. Bu durum orası için garipsenecek bir durum da değildi üstelik.

Psikolog ve psikiyatrların orada çalışabilmeleri için iyi bir eğitimden geçtiklerini, profesörler tarafından belirli günlerde aldıkları eğitimlerden biliyordum fakat orada çalışabilmek için iyi bir eğitim almanın yanında başka bir şart daha aranıyordu... Felsefe. Psikolog ve Psikiyatrlar orada profesörler tarafından felsefe eğitimi de almak zorundaydı.

KAFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin