17. Minho ~ Nerden çıkıp geldi ki?

1.6K 78 18
                                    

Hani bazen olur ya insana, içine sebebini bilmediğin bir sıkıntı düşer. Kalabalıkların içinde yalnız kalmak istersin. İşte o gün de tam olarak öyle bir gündü. Arkadaşların işlerinin olduğunu söyleyip yanından ayrıldığında rahatlamıştın. Kulaklıklarını taktın kulağını ve sözleri tam olarak içindekileri yansıtamasa da ,ki öyle bir şarkının olduğunu pek sanmıyorsun çünkü sen de ne hissettiğini bilmiyorsun, şarkıcının sesinin işte tam böyle hissediyorum hissini uyandırdığı bir şarkı açtın. Müziğinin sesi girdiğin kalabalık caddedeki konuşmaları baskılıyordu ama kalabalığın anlaşılmaz gürültüsü müzikle beraber kulağına doluyordu. Zaten tamda bunu istiyordun. Herkes bunca bir koşuşturma içindeyken, sen onların arasında kendi müziğini onlara duyurmadan, yalnız kalmış kafanı dinliyordun. Evde tek başına kalsan bu rahatlamayı sağlayamazdın çünkü tek başına olmak yalnızlığın seni huzursuz etmesine sebep olurdu. Ama ihtiyacın olan insanların içinde yalnız kalmaktı. Dedim ya ruh halin bir tuhaf. Dokunsalar ağlayabilir, güzel bir çiçek gördüğün için sevinebilir, köpekten korkup kaçıp sonrada komik gözüktüğünü düşünüp gülebilirdin.

İşte bu ruh halinle en işlek caddelerden birinde sessizce yürüme kararı aldın kendine gelene kadar. Bazen bu hissi uzun süre yolculuk yapmakta verebiliyordu ama şu an için öyle bir imkanın yoktu. Yol biraz ilerlerken yerlere dizili taşları incelemeye başladın. İki beyaz taşın arkasından bir kırmızı taş geliyordu. Taşlar ayak boyunu fazla aşmayacak büyüklükteydi. Kalabalığı umursamadan kırmızılara basmayarak yürümeye başladın. İki küçük adımın arkasından bir uzun adım atıyordun. İnsanların tuhaf tuhaf baktığını görmekse çok hoşuna gidiyordu.

Derken orantısız bir adım attın. Neredeyse kırmızıya basmak üzeri olduğundan dengesizce kendini ileri attın. Kırmızıyı atlatmayı başarmıştın ama kendini uzun boylu çocuğun kollarında buldun. Şaşkın şaşkın ona baktın ama daha sonra yine kırmızıya basmamaya dikkat ederek gerideki beyaz taşlara geçtin. Başka zaman olsa çocuğun delicesine yakışıklı olduğu düşüncesiyle erirdin ama pek oralı olmadın. Dedim ya kafan bi tuhaf.

Çocuk sana bakmayı sürdürürken "Afedersiniz" dedin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çocuk sana bakmayı sürdürürken "Afedersiniz" dedin. Önünde durmaya devam etmemeliydi ki sana ait olan yolu kapatıyordu. Dudaklarını kıpırdattığını görünce sinirle kulaklığını çıkardın. Sadece bugün kimseyle konuşmak istemiyordun ne var ki bunda. Hareketini gören çocuk kelimlerini tekrarladı. "Size katılabilir miyim?"

Şaşkınlıkla çocuğa baktın. Neye katılmak istiyor olabilirdi ki?! "Efendim?" dedin anlamadığını göstererek. "Oyununa" dedi yerdeki taşları işaret ederek. Gerçekten buna dikkat etmiş miydi?! Kısa bir süre düşündü. O da kalabalığına dahil olabilirdi. Hatta tek başına ihtiyacın olan kalabalığı bile sağlayabilirdi. Ama kendini dinlemene engel olmamalıydı. En azından bugünlük. Yarın onu dinlemek için çokça hevesli olabilirdin. Düşüncelerinle kafanı olumlu anlamda salladın. Ve sesli olarak devam ettin. "Ama konuşmak yok! Sen de müzik dinleyebilirsin"

O da olumlu anlamda başını salladığında elindeki telefona uzandı ve dinlediğin şarkıya baktı. Yüzünde bir gülümseme oluşurken kulaklıklarını taktı ve yanında ki yerini aldı. Ara ara birbirinize bakıyor ama hiç konuşmadan yolunuza devam ediyordunuz. Bir süre de sahil kenarında yürüdükten sonra ayrılma vakti gelmişti. Daha kendinde hissediyordun. Ona dönerken müziğini durdurdun. O da sana döndü ve aynı şekilde müziğini durdurdu. Kulaklığını da çıkarırken konuştu. "Kendimize geldiğimize göre yarın sabah 10'da normal hallerimizle burada buluşabilir miyiz?"

Söyledikleriyle güldün. Demek ki onun da ihtiyacı vardı buna senin gibi. "Olur~" dedin sabahkinin aksine sevecen bir tavırla. Sonra aklına gelenle durdun. İsmini bile bilmiyordun ki.. "Ben (adın)" dedin bu yüzden ve elini uzattın. O da tanışmadığınız farkına yeni varmıştı kı "Ah.." dedi en başta. Bu yolculukla sanki birbirinizi yıllardır tanıyordunuz. Ve ekledi. "Ben de Minho, çok memnun oldum" Uzanıp elini tuttuğunda bir ürperme hissettin. Nerden çıkıp geldi ki bu çocuk?! diye düşünmeden de edemedin..

~~~~~~~~~~~~~~~

Biraz uzun olmuş bu ama tam olarak böyle hissettiğim bir zamanda yazmıştım, kaptırmışım kendimi. Umarım sıkılmazsınız ve seversiniz.. ^^

SHINee İle Hayal Et Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin