-Scott?
İsmini soru sorar gibi sormuştum.
Bana alaycı bir gülümsemeyle bakıp konuşmaya başladı ;-Derin Enver demek sizde buradaydınız ne kadar tesadüf.
Benimle dalga geçiyordu resmen beni takip ediyordu ama bu kadarı da çok fazlaydı artık.Sakin kalmayı başaramayarak sesimi yükselttim.
-NEDEN BENİ TAKİP EDİYORSUN?
-Dediğim gibi tesadüf. Yoksa sen tesadüflere inanmaz mısın Derin,şuan buranın sana uygun olmamasının bir tesadüf olduğu gibi ?
Bunları söylerken ses tonu değişmişti iliklerime kadar üşümüştüm. Şuan beni çok korkutuyordu. Hem ayrıca Ne saçmalıyordu bu. O kimdi ki benim nerede olacağıma karar veriyordu.
- Neye inanıp inanmayacağım seni ilgilendirmez SCOTT!
- Ah bal gibi ilgilendirir çünkü senin güvenliğin benim için çok önemli Derin. Sen ne kadar fark etmesen de benim için değerlisin.
Ne diyeceğimi bilmiyordum içimi çektim ve sakin olmaya çalıştım. Bir an ona Mason da gördüğüm semboller hakkında soru sormayı düşündüm ama bunu sormam halinde anlattıklarını kabul etmiş olacaktım.
Gözlerinin içine baktım ve sinirli görünmeye çalışarak konuşmaya başladım.
-Neden burası benim için güvenli değil?
Gözlerine baktığım için hiç de hayal ettiğim gibi soramamıştım. Çok güzel gözleri vardı sanki o mavilikte kaybolup gidecek gibiydim.
- Burada bir nefil var ve sen henüz nefilim dünyasına girmeye hazır değilsin. Seni fark etmesi durumunda bu kaçınılmaz olur.
- Ne?
Başım dönmeye başlamıştı nefes alamıyordum hemen buradan çıkmak istiyordum. Gözlerim kapanmaya başlamıştı her şey bulanıklaştı en son gördüğüm şey Scott ın mavi gözleriydi bir rüya beni içine çekiyordu ve memnuniyetle kabul ettim.
Gözlerimi açtığımda ters giden bir şeyler vardı. Nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Her yer fazlasıyla karanlıktı.
kulaklarıma sesler geliyordu ama ne söylendiğini anlayamıyordum. Neler oluyordu böyle? Gözlerimi kapatıp Sakin olmaya çalıştım,ama nefes alamıyordum.
Ne olduğunu anlamadan başka bir yere geçtim. Her yer çok fazla aydınlıktı. Büyük bir şatonun içindeydim sanki.
Ama hayatımda gördüğüm en güzel yerdi. Etrafta pırıltılı taşlar büyük camlar ve ortada hiç görmediğim büyüklükte bir masa vardı.
Sesler duymaya başladığımda hemen bir yere saklanma gereksinimi duydum.
Tanımadığım bir yerdeydim ve içimden bir ses dünyada olmadığımı söylüyordu. Dünyada böyle güzellikte bir yer olamazdı.
Kokusundan bahsetmiyordum bile. Hayatımda böyle güzel bir koku kokladığımı hatırlamıyordum.
Sesler daha da artmaya başladığında etrafıma bakınıp saklanacak bit yer bulmaya çalıştım. Daha bulamadan kapı açılmıştı bile. Bende hemen masanın altına girdim.
Aman Tanrım! O kanat mı ?
Sadece aşağısını görüyordum ama kanat olduğunu anlamıştım çünkü ben bunu daha önce görmüştüm.
SCOTT DA.
Kalbim fazla hızlı atıyordu neredeydim ben.
Birer birer Melekler odaya girmeye başladı bembeyaz siyah beyaz, gri mavi tonları kanatlı birçok melek odaya girmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/66743881-288-k874820.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFİL'İM
FantasyKız Konuştu Ölene kadar sana sarılmak istiyorum hepsi bu. Devam etti mavi gözlerin sahibi Ama biz ölümsüzüz. Kız düşündü ve cevap verdi O zaman sonsuzadek. Çocuğun mavi gözleri dahada parladı Sonsuzadek. Dediğinde çocuk Yeminlerini etmişlerd...