Herzaman konuşan onu doğru yada yanlış yola sürükleyen bir ses vardı içinde. Buna da vicdan demişti kendi dilinde.
Halbuki sürekli konuşan ses bu aralar susmuştu. Her ne yaparsa yapsın bir türlü duymamıştı o sesi birdaha. Bir süre sonra diğerleri gibi bu çabasından da vazgeçti.
Vicdanının sesini duymaz oldu.
Vicdanı da onu yalnız bıraktı.
Vicdanı da artık sustu.
Tıpkı hayata karşı onun sustugu gibi vicdanıda kendisine karşı susmuştu.
Diğer herkes gibi vicdanıda onu yalnız bırakmıştı.
'Gitmem, herzaman yanındayım, seni asla bırakmayacağım, ben kalıcıyım kolay bırakmam' diyen diğer herkes gibi vicdanıda gitmişti.
Ve gidenler ondan sesini, hayallerini, aşkını, hayatını, en çokta acıtan ruhunu da alıp gitmişlerdi..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri
CasualeHani tüm dolmuşluğunu ağlayarak satırlarına dökersin ya. Daha sonra dikkatini çeker ama okumazsın bile. Birisi alıp yüksek sesle dile döker yalvarışlarını. Dinlersin. Ağlayarak yazdığın şeyler sana bi'şey ifade etmez o an. Hangi kafayla yazmışım de...