-8-

67 21 15
                                    

Önce bir iki saniye durdu Denny, kendini müziğe vermeye çalışıyordu. Müziğin bir oksijen gibi ciğerlerine usul usul işlediğini farkettiğinde eline neşterini aldı. Adam sanki Denny'i vazgeçirebilecekmiş gibi homurdanıyor, gözleriyle yalvarıyordu. Ama bu, Denny'nin gram kadar umrunda değildi.

Neştere evlat muamelesi yapıyordu. Önce adamın suratında gezdirdi, yavaşça aşağılara indi. Aşağılara inerken neşteri adamın derisine bastırarak inmişti. Göğsüyle göbeği arasında ufak bir yer açılmış, kanamaya başlamıştı. Müzik hızlandıkça Denny gaza geliyordu.

Yavaş yavaş adamın uzvuna geliyordu. Neşterin soğukluğunu adama hissettirerek neşterle organını kesti Denny. Adam öyle bir bağırmıştı ki, sesinin banta yaptığı basınçla bantın bir kısmı açılmıştı. Kahretsin! Adam organını kaybetmenin verdiği acıyla bayılmıştı. Denny fırsattan istifade can sıkıntısına organını iğne iplikle yerine dikmişti. Dikiş bilmezdi ya, önemli değildi. Bu pezevenk için çoktu bile.

Adam saatlerdir baygındı. Denny adamın nabzına bakmak için elini adamın boyun girintisine koydu. Lanet olsun, adam ölmüştü! Daha çektirecek çok şey vardı oysa! Denny sinirle cebindeki bıçağı aldı ve adamın vücuduna seri bir şekilde bıçağı sokup çıkarıyordu. Adamı yüzden fazla yerinden bıçaklamıştı. Beyaz çarşaf kırmızıya dönmüş, eve ağır bir koku yayılmıştı. Şimdi bu soysuzu temizlemek gerekecekti. Denny pür dikkat adamı parçalara ayırdıktan sonra bir çöp torbasına koydu.

Elindeki deri eldivenini bir saniye olsun çıkarmamıştı, polise yakalanmaya niyeti yoktu.

*

İlk önce işkence aletlerini çamaşır sulu bezle elden geçirdi. Kesip biçtiği adamın enfeksiyon kapmaması gerekiyordu öyle değil mi? İşkence aletlerini yerli yerine koyduktan sonra müziği kapattı, evi detaylıca temizlemeye başladı. Neredeyse her noktası kanla bütünleşmiş olan çarşafı da bir poşete tıkıştırdı. Çamaşır yıkamakla uğraşacak vakti yoktu. Zemine düşen kıl-tüylere kadar her yeri büyük titizlikle sterilize etti. Bu iş bayağı vaktini almıştı.

Sıra Judith'te idi. Üstünü değiştirip seri adımlarla çıktı evden. Bu kez onu ölümle tehdit edecekti, başka çaresi kalmamıştı artık.

Adeta koşarcasına yürüyordu Denny. Bu kadın ateşle oynuyordu. Ateşe ateşle karşılık vermek Denny'nin imzası haline gelmişti. İlk önce Gretham Barı'na gitti Denny. Oradaki barmenlere Judith'i sordu. Aldığı cevap ise burada Judith adında birinin çalışmadığıydı. Ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadıktan sonra 'Judith bu, şaşırmamak lazım,' diye düşündü.

Neredeyse bütün barları gezmişti Denny. Ama o yoktu. Acaba gitmiş miydi? Ya da Denny'nin evinde mi pinekliyordu? Eve gitmeden önce bir yere daha bakması gerekiyordu. Hızlı adımlarla o yere doğru yürümeye başladı Denny. O yere vardığında çalılıkların arkasından ileriye doğru baktı.

Judith buradaydı.

O yer, ikisinin delicesine sarhoş olduktan sonra koyun koyuna uyudukları yerdi.

Gözlerindeki acıma duygusunu arttırarak Judith'e doğru ilerledi. Dizini karnına çekmiş, ellerini dizinin etrafından dolayarak kavuşturmuştu.

Judith'in yanına Judith gibi oturmuştu. Ama Judith ne kafasını çevirmiş ne de bir tepki vermişti. Öylece ileriye bakıyordu. Siyah gözleri deniz mavisini delip geçiyordu. Uzun bir süre hiç konuşmadan oturdular.

Sessizliği bozan Judith olmuştu.

"Neden geldin?"

Denny sırıttı, sonra aniden eski acıma duygusuna geri döndü.

"Seni ölümle tehdit etmek için."

Judith ağzını beğenme anlamında büktü.

"Neden duruyorsun o zaman?"

Denny kafasını Judith'e çevirdi. Denny'nin mavileri Judith'in siyahlarını bulduğunda Denny bir şey söylemek için ağzını araladı.

"Zaten ölü bir insanı öldüremeyeceğimi farkettim Judith. Senin ölüden bir farkın yok."

Judith buruk bir gülümsemeden sonra önüne döndü.

"Peki bana ne ceza vereceksin?"

"Senin cezan yaşamak Judith. Seni öldürmeyeceğim. Sana istediğini vermeyeceğim."

Bu cümleden sonra ne Judith bir cevap vermişti ne de Denny bir şeyler söylemeye yeltenmişti. Öylece oturmuş, denizi izliyorlardı. Başka ne işleri olabilirdi ki?

Denny de Judith gibi düşüncelere dalmıştı. Normal olsaydım diye düşündü. Normal olsaydım, Judith'ten etkilenir miydim?

Cevabını kendisine sakladıktan sonra sessizliği bozdu.

"Ne düşünüyorsun?"

Judith histerik bir kahkaha attı. Ağlasa bu kadar üzülmezdi belki de Denny.

Sonra konuştu.

"Hayatım çok güzel. Bir eşim, çocuğum, bir mesleğim var. Mesleğimi seviyorum Den. Eşim çalışmamı istemiyor."

Sonra yine kahkaha attı. Yine, yine.

Anlaşılan bir tür sinir krizi geçiriyordu. Demek ki Judith'in istediği şey buydu, bilinçaltındaki fikirlerini kinayeyle dudaklarının arasından fısıldamıştı.

Birden sustu ve Denny'e baktı.

"Gidelim Den."

Denny ayağa kalktı.

"Gidelim."

Judith acı bir kahkaha daha attı.

"Öyle değil."

Denny oldukça şaşırmıştı. Judith'in hareketlerine ve sözlerine anlam veremiyordu. Ne demek istediğini anlayamıyordu bir türlü.

"İstersen helikopterimi getirteyim Judith. Üzgünüm, başka nasıl gidebili-"

Denny bir anda susmuştu.

Ve tekrar olduğu yere oturdu. Nasıl diye düşündü. Nasıl böyle bir şeyi teklif etmişti Judith? Ve neden onunla beraber gitmek istemişti? Onun bu kararı vermesinde başrol oynayan faktör neydi?

Judith yeniden bir hışımla konuştu.

"Kaçalım. Polisler her yerde bizi arıyor Den."

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin