5-4

12

''Yarışmacılar bu taraftan! Yarışma başlamak üzere, herkes yerlerine!''

Yarışmayı başlatacak olan görevlinin uyarısı üzerine Daniel'la ikimiz yan yana olan sıralarımıza geçtik. Deniz oldukça dalgalı görünüyordu, derin bir nefesle ciğerlerimi doldurdum görevlinin uyarısını beklemeye başladım.

Başla denilmesiyle beraber denize balıklama atladım. Yüzüm soğuk suyla çarpmasıyla içimdeki gerginliğin yaratmış olduğu tüm elektriklenme kayboldu. İçime dolan güven ve huzur duygusuyla dubalara kadar hızla yüzmeye başladım. Herkesin arkamda kaldığından emin olmak için denizi dinlediğimde yanılmış olduğumu gördüm. Tam yanımda biri benle eş düzeyde yüzüyordu.

Sağa doğru nefes almak için dönünce onunda sola kulaç atıp bana gülümsediğini gördüm. Daniel'in bu kadar iyi yüzdüğünü tahmin etmezdim. Şaşkınlığımı üzerimden atmak istercesine kulaçlarımı hızlandırdım ve onu arkama alarak ayaklarımı sert bir şekilde çırpmaya başladım.

Dubalara yaklaştığımı görünce düz takla atıp ters yönde yüzmeye başladım, kıyıya ulaştığım an ben kazanmış olacaktım.

Az bir mesafe kala yanımdan gelen dalgalarla dengem bozulmaya başladı. Dengemi sağlamak üzere aksi yöne dalıp tekrar çıkınca birkaç kulaç daha atıp işaretli kayaya elimi sürttüm ve etrafımdaki alkışlara ve ıslıklara saçlarımı yüzümden uzaklaştırıp gülümseyerek karşılık verdim.

Saniyeyle geçtiğim Daniel'sa kayalıklardan yukarı çoktan çıkmış elini bana uzatmıştı. Kayalıktan destek alarak Daniel'ın eline uzandım ve beni kendine doğru yukarı çekti. Üstüme verilen havluyla kurulanırken yanıma duyuruları yapan görevli geldi ve gülümseyerek ''Tebrikler, yarın akşam oynanacak olan tiyatroya iki bilet kazandınız.'' Dedi.

Ödülü bilmediğimden bana uzatılan biletleri gülümseyerek aldım ve yanımıza kadar gelen Hanna'dan kıyafetlerimi geri alarak ilerideki soyunma kabinlerine doğru yürümeye başladım. Daniel'ın arkamdan geldiğini hissedebiliyordum.

Sıralı olarak duran soyunma kabinlerinin kapılarını çaldım, hepsi doluydu. Hastalanmamak için dua ederek birinin çıkmasını beklemeye başladım. Daniel sağ eliyle kulübeyi işaret ederek ''İstersen kulübeyi kullanabilirsin, eski günlerdeki gibi.'' dedi.

Ona ters bir şekilde bakarak teklifini reddettiğimi gösterdim. On yıldır kullandığım kulübeye daha birkaç gün önce taşınmıştı ve şimdi bana orayı kullanmayı teklif ediyordu. Hoşuma gitmeyen bir sürü yönünün dışında kalan o iki üç tane iyi huyu tamamen silik görünüyordu gözüme.

Hiçbir cevap vermedi ve arkasını dönerek içki standına doğru yürümeye başladı. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak boşalan kabine hızlıca girdim ve kapıyı kilitledim. Genelde sinirimi bozan davranışlarına tepki gösterdiğimde üstüne giderdi. Bu sefer tam tersini yapmıştı. Dengesiz olduğu hakkında kendimi bir kez daha onayladım ve üstümü çıkararak kuru kıyafetlerimi giydim. Kabinden çıktığımda Hanna'nın dışarıda beni bekliyordu.

''Saniyeyle kazandın.'' Hanna tırnaklarına bakıp bana sinir bozucu bir gülümsemeyle baktı. ''Daniel'in bu kadar iyi yüzdüğünü biliyor muydun?''

Gözlerimi devirdim. ''Kazandım ama değil mi? O kazanamadı.''

Bana sırıttı ve içki standını gösterdi. ''Ama onlar, Daniel kazanmış gibi davranıyorlar.''

İçki standındaki tüm kızlar gülümseyerek Daniel'la sohbet etmeye çalışıyorlardı. Yüzümü buruşturarak başımı Hanna'ya çevirdim. ''Sonuç olarak tiyatro biletlerini ben kazandım.'' dedim gülümseyerek. ''Beraber gitmeye ne dersin?''