10

6 2 0
                                    


Yaklaşık beş dakika sonra telefonuma mesaj geldiğini belirten melodi çaldı. Yandaki komodinimden telefonu aldım ve ekrandaki Daniel yazısını gördüm. Telefon öylece elimde kaldı, sırtımdan aşağı bir ürperti indi. Hanna ne olduğunu anlamak için başını bana doğru uzatınca o da ekrandaki ismi gördü.

''Daniel mı? Açsana ne yazıyor bakalım.''

Tereddütle mesajı açtım.

<Yarın kumsalda parti var. Yüzmeyi çok sevdiğini duydum.>

Duydun mu? Kelime oyunlarını gerçekten çok seviyordu. İç geçirdim, içime dolan küçük mutluluk filizini söndürmek istercesine mesajı kapattım ve filmi oynattım.

Hanna bana inanamazlıkla bakarak filmi tekrar durdurdu ve ''Livia? Gideceksin değil mi? Bu çok hoş. Çıkacağın çocukla kumsalda tanıştıysan ne olmuş yani? Herkes okuldan tanıştığı çocukla çıkmak zorunda değil ki?''

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. ''Birincisi onunla kumsalda değil kulübede tanıştım, ikincisi çıkma kelimesi nerden çıktı? Üçüncüsü biriyle çıkmak istediğimi nereden çıkardın?''

Hanna sabırsızlıkla ''Ben de gelirsem buluşur musun?' 'diye sordu. Bu fikri kafamda hiç tartmak istemesem de, Hanna cazip bir teklif sunmuştu. Eğer buluşursam, o yüzüğü nerden aldığını öğrenebilirdim. Üstelik yanımda Hanna'da olursa vicdanım rahat olabilirdi.

''Onunla buluşmak bahanesiyle, yüzmüş olurum.'' Dedim ilgisiz olmaya çalışarak. Ancak içimde büyük bir dalgalanma vardı. Heyecanlanmamak elimde değildi. ''Film izlemeye devam etmek istiyor musun?''

Hanna mesajı her zamanki gibi almıştı. ''Zaten giriş jeneriği berbattı.'' Yandaki gece lambasını açtı ve yastığını kabartarak yattı. Bende onun yaptığının aynısını yaparak yattım. ''İyi geceler.''dedim.

''Livia?''

''Efendim?''

''Bir şey unutmadın mı?''

Aklım hemen yapmam gereken şeyleri dolaştı. Ödevlerimi yapmıştım, sunumum yoktu. ''Unuttum mu?''

Hanna başını yastığa gömerek homurdandı. ''Daniel'a gideceğine dair bir mesaj atmadın.''

Haklıydı. Yatağın içine attığım telefonu arayarak geçen bir dakika sonra telefonu buldum.

<Sadece duydun mu? Geliyorum.>

Mesajı göndere bastığımda Hanna'nında okuduğunu fark ettim.

''Birbirinizle kelime oyunu yaparak mı konuşuyorsunuz? Alo, 21.yüzyıldayız.'' dedi gülerek. Telefonu tekrar yatağın içine attım ve sırtımı Hanna'ya döndüm.

''O başlattı.''

*

''Livia?'' kapımın vurulduğunu duydum. ''Çık artık banyodan!''

Diş fırçam ağzımda birkaç saçma bir şeyler geveleyerek musluğu açtım. Hanna'nın çıldırdığını biliyordum. Yaklaşık iki dakika sonra işim bittiğinde ellerimi havluya kuruladım ve banyodan çıktım. Hanna duvara dayanmış öylece bekliyordu.

''Ne yaptın? Yıllık banyo ihtiyacını mı giderdin?''

Başımda saç havlusu, üstümde bornoz, suratımda huzurlu bir ifade ve banyoda geçirilen bir saate yakın vakitle tamamen öyle göründüğümün farkındaydım.

''Hanna girecek misin? Girmeyeceksen bir saat daha seve seve geçirebilirim.'' dedim gülerek. Direkt banyoya girdi ve kapıyı kilitledi.

Odama girip üstümü giyindim ve alt kata, mutfağa indim. Kendi bardağıma çayımı koydum ve mutfaktaki bar taburesine oturdum. Bugün hava düne göre güneşliydi ve bu da kumsaldaki partinin güzel olacağını gösteriyordu. 

5-4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin