İnsan yıllarca sevdiğinde ayrı yerlerde yaşıyor farklı insanlarla tanışıp arkadaş oluyor onsuz bir hayatı oluyor ona muhtaç olmadığını sanıp kendini kandırıyor başkasını seviyor ,başkasının elini tutuyor ,başkasının acılarına ortak oluyor , başkalarına bağırıp trip atıyor . Her şeyi geçtim bir insan onu veya bunu kandırmıyor her şeyi olMUŞ gibi yaşıyor anlamıyorum bir insan bu kadar inanadırıcı bir oyunu kendine nasıl oynayabilir ve nasıl bu kadar kısa sürede bu oyundan vazgeçer anlamıyorum Çağın hayatımda yokken kendimi daha güçlü, daha dirençli hissediyordum ama şimdi o ortaya çıktı ve kendime oynadığım oyunun son perdesi kapandı . O oyunun sonu benim de güçlülüğüm son demleri olmuştu . Eskiden onun inadına ve kızım için sapasağlam dururken şimdi ayakta durmamı sağlayan tek şey Damla onu bırakmak bir yana ondan bir dakika uzak durmak bile canımı yakıyor. Bazen keşke o adama güvenmeseydim diyorum bazende bana böyle bir çocuğun annesi olma şerefini verdiği için ona dua ediyorum kendimi tıpkı lise çağlarındaki aptal insanlar gibi hissediyorum anlamsızca trip atıyorum , anlamsızca ağlıyor ve gülüyorum neden bilmiyorum ama hala bir tarafım onu suçlarken bir tarafım ona tüy kondurmuyor kendimle sürekli çelişkiye girip kendimi suçluyorum hayatımı yola sokamamama kızıyorum. Şu anda olduğum yer onun istediği yer neden gitmek yerine kalıyorum Damla için mi yoksa ondan bir daha ayrılmaktan korktuğum için mi. Arabanın içinde gideceğimiz yere ulaşmayı beklerken yine içim beni kemiriyor ve beni içten içe çökertiyor
Damla kafasını karnıma koymuş bir şekilde uyurken Çağın öne oturmayı tercih etmişti galiba söylediklerini içten söylemişti. Kafamı cama yaslayıp düşüncelerimden arındım
.............................................................................
-Anne
-Anne hadi geldik
Damlanın benim kucağıma oturmuş göz kapaklarımı parmaklarıyla bir üsten bir de altan tutarak uyandırmaya çalışıyordu ve bu işte de gayet iyidi bence
Gözlerim kapalı ona alttan altan bakarken onu birden gıdaklamaya başladım ve onu koltuğa yapıştırdım gülüyordu ve beni durdurmaya çalışıyordu Çağın kızgın bir şekilde kapıyı açıp Damlayı benden almıştı koltuğa eğilirken benden tiksinircesine bakıyordu acıtıyordu ruhumu onca yıl sonra terk ederken bana baktığı bakışla yine bakması beni deli ediyordu neden diye düşündürüyordu arabandan sinirle çıktım ve geldiğimiz apartman dairesine yöneldi fakat be hala arabaya yaslanıyordum ama o beni umursamıyor gibi beni beklemeden içeri girdi ve demir koca kapıyı kırarcasına kapatmıştı istemsizce gözümden akan iki yaşa engel olamamıştım Remzi kolumdan tutmuştu ama ben güçlüydüm yada kendimi hep böyle kandırmıştım tam göz yaşımı silip içeri girerken Remzi'nin sözü ile dahada parçalanmıştım
-Yenge abim seni seviyor hala ama zamana ihtiyacı var senin yaşadıkların onun zorunda olduğu şeyler kolay değil
Haklıydı ne onun zorunlulukları ne de benim çektiklerim hafif şeyler değildi söküp atalım hayatımızdan göz yaşlarımı sildim ve çok emin adımlarla topuklarımı yere vura vura apartmana girdim asansörü çağırdım ama kaçıncı kat olduğunu bilmiyordum tam çıkıp Remziye sorucakken mesaj geldi mesajda"kat 3 demir kapılı" Çağın sanki içimi okumuştu ama ne olusa olsun onunla konuşmama kararı almıştım asansöre adımımı attım ve kat 3'e bastım asansör hafif tekleyerek çıkıyordu asansör kata gelip kapısı açıldığında derin bir nefes almiştim burdan çıktığımda artık Çağın yokmuş gibi ilk defa karşılaşıyormuşuz gibi yapacaktım evet Çağın Bey artık oyunun ilk sahnesine geri dönelim bakalım.Arkadaşlar sınav nedeniyle yazamıyordum ama araya bunu yayımladım bir sonraki bölüm bunun devamı olucak ayni yerden devam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onun için
ChickLitBir insanın hayati bir insana bağlımıdır sizce benim ki öyleydi kızım için ona katlanmak zorundaydım ONUN İÇİN