Sınıftan içeri girdiğimde Doruk'a tiksinir bir bakış attım ve sırama oturdum. Mert merakla bana bakıp "Ee,?" dedi. Ben de şaşırarak "ne eesi," dedim. Az önceki merakından hiçbir şey kaybetmeyerek "Ecrin seni niye öyle bir hışımla götürdü?" dedi. "Hiç...hiçbir şey," dedim. Kestirip attım. Hoca sınıftan içeri girdiğinde sertçe sınıfa baktı. "Oturun!" dedi sesi gayet kabaca çıkmıştı. Sırama oturduktan sonra çantamı açtım ve kitabımı çıkarttım. Hoca "sözlü yapıyorum, herkes tahtaya," dediğinde bir an endişelendim. Parmak kaldırarak "şey... Hocam ben yeniyim de konuları bilmiyorum," dedim utanarak. Hoca "önceden okula gitmiyor muydun?" diye sordu sertçe "evet gidiyordum amaa," sesim bu sefer ürkmüş çıktı. Arkalardan bir ses "uzatma," dedi. Sesi tanıyamamıştım. Hoca kaşlarını çatarak "sen karışma ben tarih öğretmenin değilim bana istediğimi yaptıramazsın," diye bağırdı.
Arkaya baktığımda konuşan Berk'ti. Hoca tarih öğretmenin değilim derken ne demek istemişti. Berk ve tarih hocasının arasında ne geçmişti. Aşırı derece de merak ediyorum.
Dersten çıktıktan sonra sözlüden koca bir sıfır almanın üzüntüsüyle tuvalete doğru yürüdüm. Öğretmenler odasının önünde Berk ve tarih hocasını gördüğümde duraksadım. Tarih hocası heyecanla Berk'e bir şeyler anlatıyordu. Ne konuştuklarını dinlemek için onlara daha da yakınlaştım. Tarih hocası "Berk evet aramızda 11 yaş fark var ama ben senden bir şans istiyorum, en azından denesek," diyordu. Berk ise bıkkın bir şekilde elleri cebinde hocayı dinliyordu. Hoca Berk'in kolunu tutunca hiddetle hocanın elini aşağıya indirdi. "Hayır! Daha kaç defa daha söylemem gerekiyor. Bir de öğretmen olacaksın hayır kelimesinin nesini anlamıyorsun," diye hiddetlendi. Hoca hayla Berk'e garip garip bakıyordu.
Hoca ile Berk'in yanından ayrılınca kısa süreli şok etkisini atlatmaya çalıştım. Tarih hocası Berk'i seviyordu şok!şok! Hoca 11 yaş farkın az olduğunu söylüyordu. Yuh! Buradaki hocalar nasıl hocaydı böyle? Öğrenciye aşık mı olmak? Bu çok saçma öğretmenler öğrencileri ne diye görüyordu bu okulda?
Sınıfa girdiğimde Berk çoktan sınıfa gelmiş sırasında oturuyordu. Berk'e baktığımda Doruk'la bir şeyler konuşuyordu. Ne dediklerini duyamıyordum. Sırasının yanından geçerken bana baktı. Sırama otururken hayla bana baktığını fark ettim. Yine o soğuk bakışlar, yine karizmatiklik. Beni çok etkiliyordu bu bakışlar.
Hocanın sınıfa girmesiyle bana bakmayı bıraktı. Doruk'la yarım kestiği diyalogu devam ettirdi. Hoca bir şeyler geveliyor ama kimse hocayı dinlemiyordu. Herkes kendi havasında takılıyordu. Hoca hayla bir şeyler geveliyordu. Ders programına bakınca dersin fizik olduğunu fark ettik. Fizik dersleri hep böyle mi geçerdi buralarda. Hoca hiç dinlenmez miydi?
Fizik dersinden çıktıktan sonra derin bir oh çektim. Başım şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Tuvalete doğru gittiğimde başımın ağrımasın geçmesi için bir umut yüzümü yıkadım. Ama kar etmiyordu kafamda sanki düğün yeriymişte davullar ard ardına çalınıyormuş gibiydi.
Sınıfa doğru yürüdüğümde Pelin'in bana ters ters baktığını fark ettim. "Hey! Yeni kız," dediğinde ona doğru baktım. "Sıfatını bilmen güzel doğrusu yeni geldin ve bana bulaştın bu hata sana çok büyük ödeteceğim, benim sevdiğim çocuğa yavşamak nedir göstericem sana," dedi ve beni sertçe itti bu kaba davranışı karşısında hiddetlenmiştim. "Ne saçmalıyorsun sen ya," diye ileri doğru geldiğimde kaşlarının istemsizce çattıldığını fark ettim. Ne demek istediğimi çok iyi anladın salak kız gibi davranma Berk benim ve onu benden alamıyacaksın," dedi. Sesi öfkeli ve sert çıkıyordu. "Berk mi? Berk'le aramızda hiçbir şey yok," dediğimde hiddetle "ama onun seninle var," dedi. Ne demek istiyor bu kız, ne saçmalıyordu Berk'in benle ne alakası vardı ki? "Berk'in benle ne alakası var," dedim sesim şaşırmışcasına çıkıyordu. "Sen ona bakmamış olabilirsin ama ben onun kimden hoşlanıcağını anlayacak kadar onu tanıyorum. O, seni ilk gördüğünde hayran kaldı," dedi ve derin bir nefes aldı "onu ilk defa bir kıza böyle baktığını görüyorum," dedi ve sanki rahatlamışcasına omuzları düştü. Gözlerinin dolduğunu fark edince akmaması için elini tersiyle gözlerini sildi. "Bak Melis ben...ben onu herşeyden çok seviyorum ve sana öyle bakması sana olan öfkemi artırıyor ve sana bir şey yapamamak beni delirtiyor. Bundan önce böyle değildi Berk beni seviyordu ama bana hiç sana baktığı gibi bakmamıştı. Bu beni öldürüyor anlıyor musun?" dediğinde gözyaşlarına hakim olamadı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. "Pelin...," dediğimde lafımı kesti "sakın! Sakın bana acıdığın için üzgün olduğunu söyleme," dedi ve arkasına bakmadan gitti. Yanıma bir kız gelince ona baktım "helal sana, ben ilk defa Pelin'in böyle birinin önünde ağladığını görüyorum," dedi kollarını bilmişce birleştirdi. Kıza hayretle bakıp "ne?" diye sordum "ben mi ağlattım onu saçmalama onu ağlatan tek kişi Berk," dedim. "Hıhı kesin," dedi ve devam etti "eğer sen olmasaydın öyle bir şey olmazdı Berk'in sana deli gibi tutulduğu kesin," dedi yine o bilmiş tavrıyla. Alaycı bir tavırla baktım ve oradan uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk AŞK
Teen FictionYağmur uzun sarı saçlarımın ucundan küçük damlalar şeklinde akıyordu. Bankta oturmuş öylece ağlıyordum. Şimşek öfkemi dile getirircesine şiddetle çakıyordu. Deniz öfkelenmiş kıyıya dalgalarını daha sert bırakıyordu. Omzunda bir el hissettim. Korkup...