O kadar soğuk ve sisli bir gündiki,insanın içini sıkan bunaltıcı bir gündü.1998 yılı Kasım ayında genc kadın o bunaltıcı havaya bakıyordu .Aklına evlenmeden önce koşup oynadıgı,ip atladığı zamanlar geldi . Ama şimdi üstünde bir taş yığını vardı.Kücük yaşında evlenip böyle olacağını düşünmüyordu. Sanki anne ve babasının ondan kurtulmak amacıyla onu evlendirdiklerini düşünüyordu. Sadece tek tutunduğu varlık ,henüz 2 yaşındaki ogluydu.
Ve yine sorumluluklarını yerine getirme zamanı gelmişti.Genc kadın henüz 19 yaşındaydı.Adı Melek'ti yeşil gözleri ,küçük burnuyla herkesi etkileyebilecek bir kadındı.
Evin işlerini bitiren Melek, oturup örgüsünü örmeye başladı. Melek işiyle ilgilenirken , oğluda uyuyordu.Kocası işteydi kayınvalideside bahce işleriyle ilgileniyordu. Görümcesi çocuklarıyla dışarıda geziyordu.Birden kapının acılmasıyla Melek yerinden sıcradı.Gelen görümcesiydi,gözlerinden adeta ateş fışkırıyordu. Melek'in iki kolunu tutup sıkıştırdı ve ayağa kalırdıdı.
- "Senin ne haltlar karıştırdığını biliyorum şimdi hepsine teker teker anlat bakalım benim altınlarım nerde."
-"Abla gercekten bilmiyorum ben senin altınlarını nerden biliyim."
-"Sen caldın onları o***pu "
-" Gercekten bilmiyorum abla yemin ederim sana ." Melek ne oldugunu anlamadan sürüklenmeye başladı.Bırak diye yalvarsada kadın sadece sus kes sesini diye bağırıyordu.Kadın onu iyice dövdükten sonra odadan cıkardı.Ağzı burnu hep kandı onu o haliyle o sogukta dışarı attı .Melek kollarını birbirine kenetledi dişleri soğuktan birbirine carpıyordu.
Uzun süre orda dışarda kaldıktan sonra kapının açılmasıyla içeri gecti.Valizi kapının önünde ve kendi ne anlatılmak istediğini anladı.Gözleri yaşlı birşekilde valizine egildi ve eline aldı. Görümcesinin orda oturmuş kendisine baktığını hissetti .Ve gördügü şeyle şok oldu. Bileginde bilezikleri duruyordu.Kocasına ne kadar yalvarsada onu dinlemedi ve onu kapı dışarı etti. Melek oğlunu alamamanın acısıyla hüngür hüngür ağlamaya başladı. Kapının önünde babası bekliyordu aslında bir nevi kocasının ona yaptıgını yapmamışmıydı zaten.
Yaklaşık iki hafta sonra Melek mide bulantısından müzderipti.Ve hastaneye gidip test yaptırdı. Ve hamile olduğunu öğrenmişti.Eve gelir gelmez kocasını aradı ve kocası sadece o çocuk benden degil demekle yetindi. Kadın ne yapacagını şaşırmış bir şekilde oturuyordu.Ve babasının evindede kalmaması gerektigini biliyordu.Melek iş aramaya başladı .Tabi kocası boş durmayıp ona boşanma celpini göndermişti. Ertesi gün dava vardı.
Sonunda ona inanmayan adamdan kurtulmuştu ama onu üzen küçük oğlunu babasında kalmasıydı.Melek oğlunun hasretiyle gün gectikçe eriyordu.Ama düşünmesi gereken birde karnındaki cocuk vardı. Onu aldırmayı dahi düşündü ama yapamadı kıyamadı ona. Melek artık para kazanmaya başlıyordu. Ve artık para biriktirebilecekti.
Hastanede gözlerini actı yanında kırış kırış bir bebek vardı.onu öptü kokladı ve dediki sen benim bir tanemsin kızım dedi . Ve adını tanem koydu .
Hastaneden cıkalı iki ay oluyordu. Melek bu sırada boş durmadı normalde Bolu'da oturuyorlardı. Melek oğlunu bu süre zarfında hiç göremedi . Zaten görümcesiyle oğlunun Almanya'ya gittigini ögrendi .Melekte kızını alarak İstanbul'a taşındı artık üzülmek yoktu .Kızı için herşeyi yapıcaktı yeni bir hayat yeni bir kapı acılmıştı onlara.
Bu benim ikinci kitabım arkadaşlar .Diğer kitabımı bir arkadaşımla beraber yazıyoruz bu bana ait bir hikayedir. Aslında tamamen kurgu değildir içinde yaşanmışlıklarda vardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZUM OL
Ficción GeneralBelki sadece amacı acılarından kurtulmaktı.Sadece o kişiye güvenmekti. Ama hayatındaki herkes sanki ona hiç önemli degilmiş hissi veriyordu .Ona göre mesafe sadece sarılmaya öpmeye engeldi ama sevmeye değer vermeye engel değildi. Seni seviyorum kims...