Yokuş Aşağı

44 6 8
                                    

Ben Talia.

Asosyalliğin dibime vurmuş bir kuş.

Evet bir kuş kafesinde tek bir arkadaşı ile oturmaktan bıkmış veya sadece sahibinden nefret eden bir kuş.

Sürekli yanlız olmaktan onu suçlayan, neden yanıma bir arkadaş daha koymadın ki diye kızan.

Ama kaçırdığım bir şey var ki zaten benim kafesimin kapısı açık...

Yanımda ki o arkadaşım olan kuş gibi bende çıkabilirim dışarıya , bende sevebilirim, aşık olabilirim. Ama yapmıyorum işte başta yazmıştım zaten ben bir kuşum,

Sadece ASOSYAL BİR KUŞ...

Yataktan çıkıp minik ayaklarımı sürüye sürüye annemin yanına gidip yanağından kocaman bir makas aldım.

"Günaydın Aneyy"

"Günaydın kızçe"

Annemle birlikte kahkahalar atarken annemin kahvaltı hazırlamasına yardım etmeye başladım. Annem patatesi kızartırken bende çayı demliyordum. Ne de olsa bugün cumartesi diye yavaş yavaş yapıyordum her şeyi.

Taylan'da uyanıp yanımıza gelince aile tamamlanmış oldu.

Babamın nerde olduğunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Babam ben iki yaşında falanken daha Taylan annemin karnında annemden ayrılmaya karar vermiş annem ne kadar istemsede olan olmuş, boşanmışlar. Taylan doğmuş arayan yok. Konuşmaya başlamış yine arayan yok. Okul falan başlamış okumayı sökmüşüm arayan soran yine yok. Unutmuşum bende onu. O küçük yaşımda ne kadar unuttum dersem babayı, unutamamışım. Tüm arkadaşlarım bir şey olduğunda 'annne' diye ağlasada ben 'baba' diye ağlamışım. Korkmayın ama bıraktım şu anda. Hem babamı Hem ağlamayı... Kitaplarda buldum kendimi. Ağladıysamda onlarla ağladım. Onların varlığını hissettim her zaman. Bazen gerçekten konuştum onlarla hayallerimde. İşe yaradı. Mutlu ettiler beni , ama o kişi kadar değil.

"Talia evde ekmek kalmamış iki ekmek alıp gelsene kızım"

Annemin bana seslenmesiyle derin düşüncelerden uyandım. Daha yeni annem ekmek almak mi demişti ? Benim süper ötesi beynim hemen bir bahane üretmeye çalışsada bulamadı tabi kii. Kurtarıcım Taylan geldi sonra hemen aklıma .

"Yaa anne niye ben gidiyorum Taylan gitsin o ne boru mu ?"

"Taliacım komidinde para var,gidip iki ekmek al"

"Offfff anne"

"Oflama anneye çabuk ol kahvaltı hazır."

Al bak yine kapı dışarı oldum iyi mi ? Üstümü falanda değiştirmeyeceğim of kim uğraşacak. Hem ne varmış Iron Man pijamalarım gayet tatlı yani. Ben onları bulacağım diye neler çektim sizin haberiniz var mi ...

"Bana uygun bi doğru düzgün kitap kalmamış bu ne ya. Tabii çim biçer gibi kitap alırsam olacağı bu." Evet kendi kendime konuşuyorum aslında kendi kendimele konuşmuyorum biricik telefonum ne burda tabiki onunla konuşuyorum...

"Şşt çekil"

"ANANI..."

Arkamdan gelen ani şiddetle yere yapıştım. Benle aynı yaşlarda kaykaylı bi çocuk yere oturmuş kahkaha atıyordu. Utanmaza bak bide gülüyor.

Totoşumun sızlamasıyla biranda bağırdım.

"Of totoşum acıdı."

"Hahahahhaha Allahım nasıl düştü ama hahahahah" Sesi insanı kendine bağlıyordu aslına bakarsan çok tatlış gülüyodu. Gülerken tam bir prense benziyordu. Böyle halkını selamlamak için atına atlayan bir prense. Tek fark bizimkisi ses çıkarıyordu. Ve ben bu durumdan hiç şikayetçi değildim. Sesi gerçekten çok hoştu çünkü. Başka zaman olsa oturup saatlerce izlerdim belki ama şuan cidden çok sinirliyim.

"Gülme çocuğum döverim bak seni hem düşürüyo hemde gülüyo."

"Hahahahaha"

Deli çocuk gülmeye devam ederken tepetaklak bi şekilde düşmesin mi ? Tabii ki benim beynim olayları sonradan idrak ederken aklıma çok önemli bir şey geldi...

BEN EKMEK ALACAKTIM !!!

Yok bu değildi o önemli şey , tamam hani buda önemliydi ama ...

LAN BU YOKUŞUN SONU YOL AYRIMI !!

"Lan olum dur bak araba falan çarpar benim psikolojim bozulur hapisaneye falan düşerim bak duuuuuur !!! "

Benim bağırdığım halde hala kahkaha atarak gülmekte olan çocuğa ölümcül bakışlarımı gönderdim.

"Bak hala gülüyo çocuk manyak misin dursana."

Sonunda bu deli çocuk durdu. Tabi Talia durur mu ?

"Lan gerizekali çocuk ölüyodun halada utanmadan gülmeye devam ediyosun salak misin acaba yaa ?"

"Yo değilim."

Ona 'ciddi misin sen' tarzı bakışlarımı armağan ederek konuşmaya devam ettim.

"Ay bide cevap veriyo hiç uğraşamıyacağım seninle ben gidiyorum."

"Bay bayy geveze ."

"Bay bay da ben geveze değilim." dedim. Yokuşta yukarıya doğru çıkmaya başlarken. Aklımda onun yüz ifadesi yürüyordum kii ekmek almayı unuttuğumu hatırlayana kadar.

U dönüşü yapıp geri döndüm ve tüm karizmayı çizerek ilerlemeye devam ettim tabii bizim deli gülmeye devam ediyodu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kovalamaca OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin