-Tatil Köyü-

90 30 8
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum. :)

Biliyor musun hayallerim var benim. En güzelleri sana yakışanlar. Mesela bir tatil köyü hayalim var. Otur biraz yanıma. Omuzuna yaslanmama izin ver, anlatacağım. Ama sakın konuşma. Çünkü sesini duyduğumda afallıyorum ve bütün dikkatim dağılıyor. Hatta ne söylediğimi bile unutuyorum. Hazır mısın?

Gidişten başlayalım mesela. Arabayı kimin kullanacağını tartışacağız. İnatçıyım bilirsin, fakat sen benden kat kat daha inatçısın bunu da biliyoruz. Karar veremeyip otobüsle gitmeyi seçeceğiz. Ikimiz de cam kenarına oturmak isteyeceğiz, ama yan yana olmak için de direteceğiz. Otobüsle gitmeyi de beceremeyip arabaya geri döneceğiz. Yarı yolda arabayı benim kullanacağıma dair söz vereceksin. Yolun yarısına gelmeden uyuyakalacağım ve kazanan sen olacaksın.

Geldiğimiz yerde renkli evlerden sarı olanını seçeceğiz, çünkü sen sarı rengini seversin. Oraya yerleşir yerleşmez telefonunu eline alıp oyun oynamaya başlayacaksın ben ise çoktan hazırlanmış, bir yürüyüş turu için seni bekliyor olacağım. Yine kavga edeceğiz ve yine sen kazanacaksın, bense evde oturup kitap okumak zorunda kalacağım.
Akşam yemeğini şık bir yerde yiyeceğiz. Güzel sohbet konuları açacaksın. Kaç senelik birlikteliğimize rağmen hala hakkında yeni bir şeyler öğreneceğim.
Yemekten sonra sahil yürüyüşü yapacağız. Belki ayaklarımıza kestaneler batacak. Hatta belki yürürken, zaten uzun gelmiş olan elbisemin eteğine basacaksın, "Giyecek başka bir şey bulamadın mı?" diye söylenip duracaksın.

Sabah her zamanki gibi ilk kalkan sen olacaksın. Kahvaltıyı arka bahçeye çoktan hazırlamış, beni uyandırmaya geleceksin. "Uykucu deyince kızıyorsun bir de. O kadar şey kırdım döktüm bana mısın demedin." diye diye uyandıracaksın. "Bir kere de benden önce uyan dişimi kıracağım. Ne biçim ev kadınısın sen?" gibi ağır laflar edeceksin. Belki de sabah sabah karşılıklı atışacağız. En sevdiğim bardağımı kırdığın için sana küseceğim. Kahvaltı muhteşem görünüyor olsa bile yaptıklarından hiç yemeyeceğim. Sen de inat eder gibi normalde yediğinin iki katını yiyeceksin karşımda. Bütün bunlara rağmen beraber çıkacağız koşuya. Daha yarı yola gelmeden tıkanıp kalacaksın. "O kadar yersen böyle olur işte." demekten alamayacağım kendimi. Sonra seni orada bırakıp koşmaya devam edeceğim. Nerede olduğunu deli gibi merak ediyor olsam bile aramayacağım seni.

Eve geldiğimde kırılan bardağımın aynısından alıp çoktan çayı koymuş olacaksın. Sıkıca sarılıp seni çok sevdiğimi söyleyeceğim. Saatlerce sohbet edeceğiz yine.

Eve dönerken yine arabayı sen kullanacaksın. Bana kendimi kaybedip çok hızlı kullandığımı söyleyeceksin. Arabada sözlerini bildiğimiz ama ismini bilmediğimiz şarkılar çalacak. Bazılarına bağıra bağıra eşlik edeceğiz. Sonra sen birden susacaksın -hep yaptığın gibi. Ben bağırmaya devam ediyor olacağım. Bakıp, yine kazanan olmuşsun gibi güleceksin.

Sonra ben iş yerinde nöbetçi olacağım belki bir gece. Tesadüfen fenerin maçı olacak aynı gün. Arkadaşlarını da eve çağırıp saat üçlere kadar maç yorumları dinleyeceksiniz. Ev mahvolacak. Sabah geldiğimde seni, o karmaşanın içinde, koltukta uyuyakalmış olarak bulacağım. Evin halini sorgulamak için bağırırken uyandıracağım. Gözlerini yarım yamalak açarak kolumdan tutacaksın. "Boşver canım. Fener yine kazandı." diyip güleceksin. Ben oturup tekrar evi nasıl temizleyeceğimi düşünüp duracağım.

Anlatmak istediğim güzel şeyler olacak.

Fazla hayal kuruyorum farkındayım fakat o kadar güzeller ki kendimi düşünmekten alamıyorum. Kafam boşluğa düşüyor yine birden omuzunu çektin. Beni ellerinle tutunamadığım yerlere itiyorsun. Hep yapıyorsun bunu ve galiba çoğu zaman gelmiyorsun bile. Bana gerçekten burda olup olmadığını bile söylemiyorsun.

Beni sevmiyorsun üzülmüş olmam umrunda bile değil ve hala kazanan sensin nasıl bir denklem? Kaybeden hep ben oluyorum neden böyle?

Hayal ParçamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin