Sevgili İnsan

2.1K 196 35
                                    

                 

Teknenin içerisine girerek eşyalarımın arasına defteri sakladım. Bunu yazan kişi, gerçek olduğuna inanmamı bekliyordu? Eve döndüğüm anda tüm sayfaları kurcalayıp gerçek bir karara varabilirdim ama şuan bunu yapacak kadar vaktimin olmaması beni deli ediyordu.

Merak ediyordum. Defterin bir sonraki sayfasında yazacak yazıyı, bir sonraki cümleyi merak ediyordum. Ve bunu, defterin gerçek olmama olasılığına rağmen yapıyordum.

Teknenin deniz üzerinde her sallanmasında beynim bulanıyordu. Sürekli düşüncelerim defterin bir sonraki sayfasıydı.

Kendimi yeniden Deniz çöplerini toplamaya verirken, akşam olmasını ve eve gitmeyi diledim. Eskisinden daha hızlı çöp topladım. Ayrıca istemeden de olsa oyun oynayanların bazılarına bağırdım. Sonunda görevimiz bittiğinde ben de bitmiştim.

Eve girdiğimde aşırı yorgun, aşırı aç ve aşırı susuzdum. Elimde annemin yaptığı kurabiyelerden bir tanesini alarak odama koştum. Çantamın içindeki defteri çıkartıp sayfalarına göz gezdirdim. Sadece ilk sayfa kırmızı kalemle yazılmıştı. Diğer sayfalar olabildiğinde siyah kalemle, bastırılarak yazılmıştı. Sanki sinirini defterden çıkartmak istermiş gibi.

Notların ikinci sayfasını açtığımda bana, kitabı bulan kişiye yazılmıştı mektup. Okuyacak mıydım? Evet bu küçük görevi yapabilirdim. Sadece mektupları okuyacak ve sahiplerine ulaştıracaktım. Zor değildi. Zaten gerçek olma olasılığı düşük olan bu defter bana çok şey kaybettirmeyecekti.

Sevgili insan,

Öncelikle sana kendimi anlatmak istiyorum. Neden bu hayattan gitmek istediğimi, neden bir deftere mektuplar yazmam istediğimi ya da neden bu mektupları kendim yollamadığımı... Hepsini anlayamayacaksın biliyorum ama en azından ne kadar acıdığını biriyle paylaşmak istedim.

Aslında ölmek istemiyordum. Ben de annemin sevdiği, babamın ise gurur duyduğu bir çocuk olmak istemiştim. Sürekli çalışmak ve hayatımın sınavlardan ibaret olmasını istemedim. Hayatının en güzel anlarını, en kötü anlarında rahat etmek için yok eden insanları gördükçe sınavlardan nefret etmeye başladım.

İlk önce okulu bırakmak hedefimdeydi. Ve bunu kiminle paylaşacağımı, kiminle konuşacağımı bilmiyordum. Herkes sadece benim bir makine gibi ders çalışmamı, okula gitmemi, yemek yememi, uyumamı ve yine ders çalışmamı bekliyordu.

Bunları yapmak istemiyordum. Benim kendi hayatım vardı. Benim kendi isteklerim vardı. Benim kendi düşüncelerim vardı. Ben onların istediği şekilde yaşamak istemiyordum. Ben... Ben kendim olduğum için yaşamayı ve kendim olduğum için sevilmeyi istiyordum. Onların olmamı istediği kişi, benim gerçek olduğum kişilikten çok farklıydı.

Ben hep bir Rock grubunda olmak istemiştim ama bunun gerçek olmadığına inanıyordum. Daha uygun bir meslek istedim. Bir piyano öğretmeni olmak istiyordum. Bunun için her şeyi yaptım. Senelerce kurslarda süründüm. Geceler boyu pratik yaptım ve kazandım. İstediğim şeyi olmak için ilk adımı kazandım... Yine de olmadı.

Herkes, piyanist ve öğretmen olmamın imkansız olduğunu söyleyerek hayallerimi balyozlar ile yok ettiler. Yine de ben onlara direttim. Benim değerimi saçma sınavların değil, kişiliğimin belirleyeceğini söyledim. Merak etme yine inanmadılar.

Bu yüzden ilk mektup sana olacaktı. Eğer başarmak için çabaladığın büyük hayallerin varsa ben gibi olmadan önce hayallerine ölümüne tutun. Eğer o hayallere tutunmazsan yine de yaşayamayacaksın. Bu noktaya geldiğimde fark ettim. Hayallerimin öldüğü gün, ben de ölmüştüm. Ölü ruhumun içine sıkışmış yaşayan bedenimi bu mektuplar ile huzura kavuşturacağım.

Umarım sen yaşarsın sevgili insan, umarım yaşarsın ve senin hayallerini öldürmek isteyen insanlara karşı inatla hayallerinin peşinden koşarsın. Varlığın için, bu mektupları okuyacağın için teşekkür ederim.

Sevgiler, Hayalleri Olmadan Ölen İnsan

Ölümden Önceki 100 MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin