🍂
Annabelle uyandığında sersemlemiş gibiydi. Vücudu çok uyuduğu için sızlıyor, daha fazla uykuyu talep ediyordu. Kendini yataktan sürükleyerek çıkardı ve gündelik elbiselerinden birini üzerine geçirip düğünden kalma bukleli saçları omuzlarından aşağı bıraktı. Aşağı indiğinde hizmetlilerin etrafı temizlediğini gördü.
Sarışın, yaşça ondan küçük görünen kız onu fark ettiğinde neredeyse koşar adımlarla merdivenlerin onunda durdu ve kocaman gülüsemeyle "Günaydın, Efendim." dedi.
Annabelle gülümseyerek "Günaydın," dedi. Hizmetlilerin yüzündeki sevinçli gülümseme genişlerken teker teker geri kalan ikisiyle de göz teması kurup başını selamlarcasına eğdi "Lordum nerede?"
"Erkenden çıktı, Efendim." dedi. Otuzlularının ortasında görünen sarışın kadın. "Kahvaltınızı hazırlamamı ister misiniz?" diye sordu.
"Hayır, teşekkürler. Yürüyüşe çıkacağım, döndüğümde sıcak banyo yapmak istiyorum. Sonrasında brunch."
"Size eşlik etmesi için seyisi çağırmamı ister misiniz?"
"Hayır, teşekkürler."
Kapıya doğru yürürken kadın ondan önce davranıp önüne geçti ve kapıyı açtı. Gülümsemesini yüzüne kondurup başını eğerken kadının ona olan saygısının ilk tohumları yeşermeye başlamıştı. Annabelle'in kızıl saçları güneşin altında parlayarak dalgalanırken kadın iç geçirdi.
"Çok zarif," dedi.
Küçük kızı hayranlıkla annesine katılırken yeni evlenmiş büyük kızı burnunu kıvırdı "Zarif olması bir şeyi değiştirmez, Lord evden erkenden çıktı. Yeni evli bir adam evden erken çıkar mı?" Dedi ve annesinin sert bakışlarına aldırmadan temizliğe kaldığı yerden devam etti.
Annabelle evin önündeki büyük fıskiyeli havuzu geçip ormana uzanan patikaya yöneldi. Her sabah aksatmadan yürür, bacaklarını ve vücudunu esnetirdi. Annesinin ve arkadaşlarının anlattıklarından bugün yürüyebilecek gücü kendinde bulamayacağını sanıyordu ancak tam tersi olmuştu. Geceyi hatırladığında eli istemsiz yanağına gitti. Yüzünde iz kalmamıştı ancak Lord Beast'in ona vurması canını yakmıştı. Ona vurduğu göz önüne alınırsa bu bir tür beden ödemeydi. Eğer Lord Beast gerçek gücünü kullanarak yüzüne vursaydı ya ölmüş olurdu ya da bugün boynu incinmiş halde yatakta yatıyor olurdu. Şükürler olsun ki bunlardan hiçbiri olmamıştı.
Bir saate yakın patikada yürüdükten sonra tekrar patikayı takip ederek eve döndü. Odasına çıkarken Brunch hazırlıkları başlamıştı. Onun için hazırlanmış sıcak küvete girip başını arkasına yasladı ve gözlerini kapattı. Yasemin ve gülün eşsiz birleşimi odayı güzelce sarmıştı, gün ışığı suyu ılık tutmak istercesine küvetine vuruyordu. Bundan daha iyisini hayal bile edemezdi.
Kapı açıldığında Lord Beast'i karşısında buldu. Köpükleri sönmüş neredeyse yarı şeffaf suyun içinde bacaklarını kendine doğru çekerken Lord Beast gözlerini üzerinde gezdirdi ve onu umursamadan yanından geçip masasına yürüdü. O evrakları karıştırırken Annabelle suyun içine iyice gömülmüştü. Dün gece tüm kadınlık uzuvlarını görmesine ve hatta dokunmasına rağmen kendini saklama isteğiyle dolup taşıyordu.
"Sevgili eşim, rahat mısınız?" diye sorduğunda Annabelle küvetin suyunun bir anda kış kadar soğudunu hissetti.
Yutkundu ve sessizliğini korudu.
Lord Beast gülümsedi "Baban burayı yürüyerek terk ederken de umarım bu rahatlığını korursun," dediğinde Annabelle etrafa sular damlatarak küvette döndü ve masasına ellerini yaslamış ona dik dik bakan Lord Beast'e döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Annabelle & the Beast | Kraliyet Düşmanları Serisi - 1
Ficción históricaLord Beast hakkında onlarca şey duymuştum ancak güzel sözleri her seferinde beni cezbetmiş, hayallerimde mükemmelleşmişti. Onun mükemmelle alakası yoktu. O kusurluydu. Annabelle romantik beklentiler içerisinde mektuplaşmaktan ileriye gitmedi Lord...