Bir önceki bölümde oy konusunda sitem etmiştim ve anladığım kadarıyla siz biraz daha heyecanlı ve vurucu bölümler bekliyorsunuz. Not aldım, aklımda. Oylarınız ve yorumlarınız için gerçekten çok teşekkür ederim, bundan iki hafta önceye baktığımda hayal bile edemeyeceğim hızla yükseliyoruz. İki numaradayız ama hedef daima bir numara. Wattys 2016'yı kazanmamız için oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen. Gerçekten kazanmamızı istiyorum.
Ve ufak bir kötü haberim var, bütün hafta evde olmayacağım bu yüzden hafta içi bölüm gelme ihtimali oldukça düşük. Annabelle & the Beast'e iyi bakın ben yokken.
🍂
Annabelle dudakları mühürlü, yumrukları sımsıkı kapalı halde Lord Beast'e bakarken kendini geri çekmemek için tüm gücüyle direniyordu. Biraz önce onun nefret ettiği adamla konuşurken, hatta muhtemelen onunla sarılırken görmüştü. Bunun ne gibi bir izahı olabilirdi ki? Lord Beast onun söylediklerine inanır mıydı?
"Lord-"
"Eve," dedi zehirli bakışlarını üzerinden çekmeden. Annabelle itiraz etmek ve kendini savunmak için ağzını açmıştı ki sertçe havaya kaldırdığı eli onu susturdu. Eli vurmak ya da onu sarsmak için havalanmamıştı, aksine istediği gibi onu susturmak için havalanmıştı. Annabelle dudaklarını birbirine bastırdı ve eve doğru yürüdü. Attığı her adımın gölgesi Lord Beast tarafından inşa ediliyordu. Kendini kötü hissediyordu. Lord Beast eğer konuşmasına izin verseydi, diye geçiriyordu içinden.
Sertçe durdu ve topuklarının üzerinde dönerek Lord Beast'in karşısına dikildi. Onu yakından takip eden Lord Beast hemen arkasındaydı ve ona boynun verdiği avantajla tepeden bakıyordu.
"Yanlış anladın," dedi pat diye.
Lord Beast başını yana eğdi, avını yemeye hazırlanan yırtıcı havyan gibi bakıyordu "Neyi yanlış anladım?" diye sordu.
"Ben-"
"Sen?"
"Sadece-"
"Sadece?"
Annabelle sertçe nefes aldı "Konuşmama izin verir misin?" diye hırladı.
"Zaten seni dinliyorum, Annabelle," dedi.
"Yanlış yorumluyorsun,"
"Zaten bunu söyledin,"
"David-"
"David benim en azılı düşmanım,"
"Ama-"
"Sen onunla konuşuyor, ona sarılıyorsun. Neden? Çocukluk arkadaşın olduğu için mi?" diye sordu. Annabelle konuşmamanın verdi hezeyanla omuzlarını düşürdü. Lord Beast kafasında kurduklarına inanacak, onu daima konuşmaktan men edecekti. Bunu hissedebiliyordu. Görüyordu. Usulca nefes aldı ve arkasını dönerek eve yöneldi. Topuklarının altında çimler ezildikçe yüreğinin üzerine ağırlık biniyordu. Maximilian onu dinlemiyordu ve dinlemeyecekti.
Bahçeden hole uzanan koridoru adımlarken Lord Beast akasından "Odana git ve akşam yemeğine kadar odandan çıkma," dedi.
Annabelle ona döndü "Annemlere yemeğe gidecektik," dedi.
Bu kez başını diğer tarafa yatırdı. Dudakları düşünür gibi büzülmüş, kaşları mağrur bir ifadeyle bükülmüştü "Öyle miydi?" diye sordu. Sesi yumuşak ve biraz da olsun kırılgan çıkmıştı.
"Evet," dedi Annabelle tereddüt ederek.
Lord Beast doğruldu ve gülümsedi. Dudakları aralanıp inci gibi sıralanmış dişleri açığa çıkarken "İptal," dedi ve gülümsemesini sürdürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Annabelle & the Beast | Kraliyet Düşmanları Serisi - 1
Ficção HistóricaLord Beast hakkında onlarca şey duymuştum ancak güzel sözleri her seferinde beni cezbetmiş, hayallerimde mükemmelleşmişti. Onun mükemmelle alakası yoktu. O kusurluydu. Annabelle romantik beklentiler içerisinde mektuplaşmaktan ileriye gitmedi Lord...