Suratsız

44 4 4
                                    

Another You-Agains The Current

⚫⚫⚫

Kendi kendime konuşurken sonradan elinin acıdığını hissettim.Elime bakıp "Ulan ne malım?" diye kendime sövmüş olabilirim.

Ayak sesleri duyuyordum.Kapı aralandı ve annem içeri girdi.Girmesiyle 'kızım' diye bağırması bir oldu.

"Ah kulaklarım!"

"Ne yaptın sen?" diyerek yanıma geldi ve elimi okşadı.

Cidden buna ihtiyacım vardı.

"Bilmiyorum bende.Malım(!)"

Hemen aşağıya koşar adımlarla inip bir bez parçası alıp getirdi yanıma.Elime sardı sıkıca.

Acımıyordu.

...

Kalbimin acısı onun acısını hissettirmiyordu bile.

...

Bu acı benim kalbimin acısıyla kıyaslanamazdı.

...

Hiç sızlanmadan pansumanı bitirmesini bekledim annemin.Beklerken bugün yaşadıklarım aklıma geldi.Bugün değişikti.Sanki her gün değişik değilmiş gibi(!)

Ben hâlâ düşünürken annemin "Tamam, bitti." demesiyle kendime geldim. Silkelendim.Ve çok kısık bir şekilde "Teşekkür ederim." dedim.

Nazik sesiyle "Ne dedin?"

Yine kısık bir şekilde "Teşekkürler dedim."

"Olur mu kızım?Lafı bile olmaz.Sen benim kızımsın." diyerek gülümsedi ve odadan çıktı.

O anda gözümden bir damla yaş aktı.

Hemen bez parçası ile sarılı elimle gözyaşımı sildim ve kafamı yatağa yasladım. Gözlerimi kapattım...

---

(Umut'un ağzından)

Yeşim'in evine geldiğimde yaralı yerim acımıyordu bile.

Hemen kimseyle konuşmadan yatağa geçip yattım.

Yeşim "Ben nereye yatacağım?Yanına mı?" diye sorunca tip tip bakıp "Hayır,koltuğa." dediğimde anlamamış gibi bakarak "Efendim?" dedi."Koltuklar boşuna mı?" dediğimde yüzü düşmüştü ve paşa paşa koltuğa yatmak için yastığı ve battaniyesi ile gitti.

Gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım. Ama uyumaya çalıştıkça uykum açılıyordu. Aklıma Doğa geliyordu.

Bir film şeridi gibi Doğa ile bütün repliklerimiz geçti önümden.

⚫⚫⚫

(Doğa'ın ağzından)

Sabah olduğunda alarm ile uyanmak zordu.Gözlerimi ovuşturdum ve kalkıp koluma baktım.

Görünüşü acıydı fakat acımıyordu.

Üstümü giyinip aşağıya indiğimde kapının açılma sesini duydum ve içeri Umut girdi.Tip tip suratına baktım.

"Hoş buldum." deyince kendime gelip "Ha?" deyiverdim.
Sırıtıp gitti odasına.

Kahvaltı sofrasına oturdum ve bekliyordum.

Umut'ta arkamdan geçip yan sandalyeye oturdu."Suratsız," dedi ve üzerimde bir göz gezdirdi.Gözünü koluna sabitledi.Ağzını araladı "Ne oldu?" dedi.

"Ha?Yo-yok bir şey."

"Yok mu?Ciddisin(!)" dedi dudağını sola doğru kaydırarak.

Gülerek "Aynayı dövdüm." dedim.

"Ayna bu yüzden o halde yani.Sen mal mısın suratsız?Neden kendine zarar veriyorsun?"

"Ya ben orayı toplamamış mıydım?Hem mal değilim ve de," derin bir nefes aldım "Kendime zarar...İlk defa mı sanıyorsun? Benim yaşamam kendime zarar." dediğimde saçlarımdan bir tutamı alıp kulağımın arkasına koydu.

"Bak suratsız,emin ol ki benim kendime olan zararlarımdan biri de sensin."dedi mırıldanarak.Şaşırmıştım. Ne dediğini anlayamadığım için takmamıştım.

İkimizdwçe sessiz iken aklıma Pınar gelip sessizliği bozarak "Ha bu arada Pınar ile ne ol-" sözümü keserek işaret parmağını benim dudağıma götürdü ve "Sus,sonra anlatırım.Sana bir şey söyleyeceğim." dedi.Dudaklarım titriyordu. Alev almıştım. Yanıyordum. Sanki dilimi yutmuştum ve konuşamıyordum. Aklımda bir tek o vardı. Diğer her şey silinmişti.

(Sakin,sakin Doğa.)

Hâlâ gözlerini bende gezdirirken "Sen benim," dedi ve durakladı.Ayak sesi duyuldu.Ama hâlâ elini çekmemişti dudağımdan.Bende elimle, elini ittim.Ve "Devam et!" dedim merakla.Ağzını araladı ve tam devam edecekken "O bizimkiler sofrada bile!" diyen babamın ve annemin sesini duydum. Sinirle yaralı, bez parçasıyla sarılmış kolumu masaya vurarak "Ben böyşe işe!" deyiverdim.

Umut kulağıma yaklaştı ve bende kulağımı ona yakınlaştırdım "Önemliydi ama boşver." dediğinde daha da meraklanıp ne olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Kahvaltının bitmesini bekliyordum. "Ben yemeyeceğim." dedim. Annem "Kızım ye !Vitamin vitamin!" dedi ve ben omuz silktim.Başımı hayır şeklinde oynattım. Babam da ısrar edecekken "Hayıııır!" dedim. Çünkü meraktan yiyemiyordum.

İçimden ise saydım saniyeleri; Bir, iki , üç , dört, beş...

-

Umut yemeğini yiyip kalkınca bende hızla kalktım ve giderken kolunu tuttum "Devam et dedim!"

"Bana emir verme." diyerek o güçlü koluyla kolumu hafiften, nazikçe iterek yukarı çıktı.Sırıtıyordu.Ben ise meraktan çatlayacaktım.Yüzüm düştü ve yerimden milim oynamadan donakaldım.

HABERSİZ(Haber Serisi 1)-ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin