No6(M)

738 63 37
                                    

OHA SMUT?!*#?#?×

◇◆◇◆

Heyecandan yerimde duramazken olduğum yerde hafifçe kıpırdanmıştım. Hyungwon bıkkınlıkla bir nefes verip omzumdan bastırdığında, bunun 'dur artık yerinde' anlamına geldiğini biliyordum. Yine de, Tanrı aşkına.. mezun oluyorduk! Nasıl heyecanlı olmazdım?

Sonunda asansör geleceğimiz katta durduğunda Hyungwon'u arkamda bırakarak dairemize doğru ilerledim.

Evet, yanlış duymadınız. 'Bizim' dairemiz.

Ay, evli çiftler gibiyiz resmen. Çok tatlı.

Anahtarı deliğine yerleştirip kapının açılmasını sağladıktan sonra kendimi içerideki ikili koltuğa bıraktım. Tüm gün dışarıda Hyungwon'u peşimden sürükleyip durmuştum ve haliyle yorulmuştum.

O ise gayet rahat bir şekilde kapıyı kapattıktan sonra uzattığım bacaklarımı kucağına alıp yanıma oturdu. Bu sırada arka cebinden telefonunu çıkarmıştı. Şu sıralar telefonuyla fazla ilgileniyordu ve şüphelerimin üzerinde olduğunu bilmeliydi. Şimdilik içimden omuz silktikten sonra bakışlarımı yüzüne diktim. Bu kadar kusursuz olması ve bana ait olduğu gerçeği gülümsememe neden oluyordu.

Başını telefonundan kaldırdığında bakışlarımız buluşmuştu. İfadesiz olan suratı yaramaz bir gülümsemeyle dolarken üstüme doğru eğildi ve dudağıma minik bir öpücük bırakıp başını boynuma gömdü.

Her şey buraya kadar mükemmeldi fakat, bir sorunumuz vardı.

Hyungwon profosyonel denebilecek düzeyde bir dansçıydı ve stajyerlik yaptığı şirkette de epey gözdeydi. Yani eğer ünlü bir idolün dansçısı olarak seçilirse, tura katılması gerekecekti.

E bu da görüşememize neden olabilirdi.

Bu konuyu önceden konuştuğumuzda hep yanımda kalacağını söyleyerek konuyu kapatmıştı ama ben onun geleceğinin önüne geçmek istemiyordum.

Elimi saçlarından geçirip yavaşça okşamaya başladığımda dudaklarını boynumda gezdirmeye başlamıştı. Bulduğu hassas noktamı dişlerken saçını uyarma amaçlı hafifçe çekiştirdim. Yarın mezuniyet törenimiz vardı ve ben, yürüyebilmek istiyordum.

Saçını çekiştirmemle hırıldayıp, ellerimi eline hapsetti.

"Köpek misin sen be?"

Ben sızlanırken kahkahasını serbest bırakıp yüzünü yüzüme eğmişti. Ne kadar yapmış olursak olalım heyecanlanmamı engelleyemiyordum. Dudağını yavaşça dudağıma sürttü ve ellerimi serbest bıraktı.

Kollarımı boynuna doladığımda belimden kavrayıp vücutlarımızı birleştirmişti. Öpücük gittikçe derinleşirken bir elini kalçama indirdi ve sertçe sıktı. Ağzına doğru inlerken gülümsediğini fark etmiştim.

Sinirle elimi sertliğine götürüp sıktığımda gülümsemesi yüzünde dondu ve dudağını ısırdı. Bakışlarım dudağına kaymışken benim anlamadığım bir hızda pantolonumu çıkarmıştı bile. Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdığımda elleri boxerımı sıyırıp deliğimi buldu.

Başımı geriye doğru yaslayıp derince soluduğum sırada iki parmağını içime göndermesiyle nefesim boğazımda takılı kalmıştı. Şerefsiz, uyarabilirdi.

Tuttuğum inleme dudaklarımın arasından özgürlüğüne kavuştuğunda gözlerimi kapattım ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Dudakları boynumu işgal ederken tişörtümün hala üstümde olduğunu fark etmiş, umursamamıştım.

Parmakları içimde gidip gelirken dokunuşlarının zevkini çıkarıyordum.

"Mmh-.. y-yeter H-hyungwo..-"

Pantolonu ve boxerı da yeri boyladığında zaman kaybetmeden kendini içime itti ve lafımı bölerek çığlık atmamı sağladı.

"T-tanrı'm.. uyarabilir-din."

Yüzündeki gülümseme onu yumruklamamı istememi sağlasa da hassas noktama yaptığı ufak bir baskıyla az önceki öfkemi unutup kedi gibi mırlamıştım.

Hoşuna gitmiş olacak ki inleyip içimdeki hareketlerini hızlandırdı ve dudaklarını dudaklarıma bastırıp öpmeye başladı. İkimiz de zirveye ulaşırken nefes nefese kalmıştım.

Boşaldıktan sonra bedenini üzerime bırakıp soluklanırken dudağına son bir öpücük kondurup sızlandım.

"Hala içimdesin, kalk duş alacağım."

Üzerimden yavaşça kalktıktan sonra sırıtıp ellerini hareket ettirdi.

'Beraber alalım, kedicik.'

◆◇◆◇◆

1 yıldır smut yazmıyordum arkadaşlar ;-;

Bok gibi olmuştur o yüzden özür dilerim ;-;

Yorum atarsanız mutlu olurum falan ;-;

Flawless || HyungKyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin