"Bunu yapmak zorunda değilsin, en azından bir denemeni istiyorum Hyungwon."Kaşlarımı çatmış ve kucağımdaki laptop'da yazdığım şeye odaklanmışken Hyungwon'un seslice nefes verdiğini duydum. İnatçılık yapıyordu ama zaten ısrar etmiyordum ki. Konuşamaması doğuştan olmadığı için, onu bir doktora götürmek istemiştim. Ama sanki konuşabilse çok kötü bir şey olacakmış gibi davranıyordu ve ben bunu anlamıyordum. Benim için fark etmezdi ama onun yaşamını daha da kolaylaştıracaktı, tek düşündüğüm kendisiydi zaten.
Sonunda makaleyi yazmayı bitirdiğimde arkama yaslandım ve kollarımı iki yana açarak esnedim. Hyungwon'un dik bakışlarını şimdilik görmezden vermeye karar vermiştim, yorgundum sonuçta.
Uyuşuk adımlarımı mutfağa ilerlettim ve soğuk suyu bardağa döküp başıma diktim. Uykumun geldiğini gözlerimin kapanıyor olmasından anlamıştım. Bardağı tezgaha bıraktıktan sonra odaya ilerledim bu sefer. Uyuyacağımı ona söylememiştim ama bugünlerde zaten stresliydim ve küçük bir tartışmada patlayacak gibi hissediyordum.
Yatağın içine girdiğimde tam yanımdaki lambayı kapattım ve uyumak için gözlerimi yumdum.
Tam dalacak iken belimdeki kollarla irkilmiştim. Tanıdık koku burnuma dolarken bedenini bana yasladı ve boynuma minik bir öpücük kondurdu. Bu birkaç hareketinde bile nefesimi kesmeyi başarmıştı. Üzerimde bu denli etkisi olması sinir bozucuydu, yine de koşulsuz bir şekilde aşıktım.
****
"Aldın mı işi?"
Telefonu tutmaya kulağımda sabit tutmaya çalışırken iki elimde olan poşetleri bir elimde toparladım. Sonunda elime telefonu alabildiğimde kıkırdadım.
"Aldım Hyung! Resmen, artık makale yazarıyım. Ayrıca birlikte çalışıyoruz.."
Zafer nidaları kulağıma dolarken kapının önünde duraklamış, poşetleri yere bırakmıştım. Cebimden anahtarı çıkarıp deliğine yerleştirdiğimde çevirmeme gerek kalmamıştı. Hyungwon kapıyı açtığında anahtarı bırakıp poşetleri elime aldım ve içeri geçtim.
"Ben şimdi kapatıyorum hyung, yemek hazırlamam gerek."
"Kimin pasif olduğu cidden anlaşılıyor."
"Hyung!" bağırdıktan sonra gülüp telefonu yüzüme kapatmıştı. Elimde olmadan gülümsedim. Tüm bir okul yılı boyunca beraber olmuştuk ve şimdi de birlikte çalışacaktık, ne kadar sevimliyiz değil mi?
Aldıklarımı buzdolabına yerleştirirken Hyungwon'un omzuma dokunduğunu hissetmiştim. Ona döndüğümde ellerini hareket ettirmeye başladı.
'Bugün, doktora gittim.'
Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdığımda hafifçe kaşlarımı çatmıştım. Birlikte gitmemiz gerekti, böylece bende doktorla konuşacaktım.
"Neden bensiz gittin?"
Sorduğum şeyle gülümseyip saçlarımı karıştırdı.
'Ben çocuk değilim, halledebilirim aptal.'
Bakışlarım ellerine odaklıyken göz devirip işime devam ettim. O halletmek istiyorsa, halledebilirdi yani.-Tabii ki de hastaneye gidip doktoruyla görüşmeyeceğim, saçmalamayın.-
◇◆◇◆◇◆
Hyungwon'u konuşturasım gelmiyor böyle daha sevimli slgöçgşdldmd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flawless || HyungKyun
Fanfiction'Hayır, bunlara inanmıyorum. Çünkü sen; kusursuzsun, Chae Hyungwon.' [Mini fic/boyslove]