Bölüm 4

41 6 0
                                    

Multimedia; Çağdaş

Dizlerimi daha çok kendime çekip Ensar'ın karşısındaki pozisyonumu aldım.Küçük penceremizden sızan ay ışığı yüzüne vurdukça titrediğimi hissettim.Gözleri,buz kadar soğuk ve saydamdı. "Seni dinliyorum." dedim güçlü çıkmasına özen gösterdiğim sesimle.Olan biteni öğrenmek için sabırsızlanıyordum.Sırtını arkasındaki duvara verip bir süre yüzümü inceledi.Delici bakışları sayesinde,yüzümü paha biçilmez bir tablo gibi hissettim. "Beni iyi dinlemelisin." dedi.Yavaşça kafamı salladığımda tatmin olmuş bir şekilde söze girdi. "Öncelikle rakibini tanımalısın.Karşımızdaki adamlar,İstanbul'un en tehlikeli çetelerinden birisi.Beni kurtardığın gece kafama silah dayayıp hesap soran adam ise,tüm bu pis işlerin babası niteliğinde.Adamın adı Engin.Engin Koç.Fakat genelde 'Muşta Engin' derler.O meşhur altın muştasını suratıma yemiş biri olarak.." Hafifçe dudakları kıvrıldı.Konuşurken göz teması kurmuyor,sadece parmağında ki yüzükle oynuyordu. "..gerçekten bu lakabı hak ettiğini söyleyebilirim.Adam çok güçlü ve prestij sahibi.Bu zamana kadar pek çok olay atlattı.Bu da onu oldukça tecrübe sahibi yapıyor.Yani demem o ki,şu an damarlarında akan kan,az da korku barındırıyorsa,yersiz değil." Hafifçe yutkundum. "Peki bu adamların asıl mesleği ne? Hırsızlık? Kumar? İnsan kaçakçılığı?" Kısık bir sesle güldü.Boynu hafif geriye doğru giderken yüzündeki her bir mimiği dikkatle inceliyordum. "Bilemedin." dedi dudaklarını ısırarak. "Organ mafyası." Gözlerim büyürken aynı oranda ağızım aralandı. "Hassiktir." Ensar tepkime karşılık büyük bir kahkaha patlattı. "Anlatmaya yeni başladım.Bunlar,öğreneceklerinin yanında hiç bir şey."
"Peşime taktığım adamlar organ mafyası çıktı ya,daha ne olsun?" İfadesiz yüzünü donuk gözleri eşliğinde bir kez daha bedenimde gezdirdi ve devam etti.Neden bunu yaptığını bilmiyordum ama,sürekli beni kontrol amacı güden,delici bakışları vardı.

"Gelelim benim bu adamlarla ne işim olduğuna.Kendimi bildim bileli.." Düşünürmüş gibi bir ifade takındı. "..yani on yedi yaşından beri tek bir amaç için yaşar oldum.Benliğimi adadığım,çalışıp didindiğim tek bir gerçek var hayatımda.İşte o gerçeğe ulaşmak için bu adamlar bana lâzım."
Hikaye dinlermiş gibi anlattıklarını anlamaya çalışıyordum.En ufak bir detayı kaçırıp ipin ucunu kaybetmekten korkuyordum. "Senin peşinde olduğun tek gerçek ne? Ve o adamlar bu konuda sana nasıl yardımcı oluyorlar?" Hafifçe öksürdü. "Yalnız birinci soru özel hayatın gizliliğine aykırı." Gözlerimi devirdim. "Sana meraklı felan değilim.Ama yanında olduğum insanı tanımak en büyük hakkım.Yani tanımalıyım,böyle olmak zorunda." ."O zaman aynı şey benim içinde geçerli.Benden sonra sende geçmişini anlatmak zorundasın." Şirince gülümsedim. "Hayır."  ."Pekala." dedi ellerini ensesinde birleştirirken. "Benim için hiç problem değil." Sinirle oflayıp ayaklarımı sert betona vurdum. "Senden nefret ediyorum tamam mı?" Boğuk gülüşünün arasında "Tamam." dediğini duydum.Gergin yüz hatlarımla "Devam et." diye homurdandım.Yüzüne garip bir ifade yerleşti.Şaşkınlık,mutluluk arası bir şeylerdi. "O zaman.." Sesi keyifli geliyordu.Hızla araya girdim. "Evet,Allah'ın cezası.Evet.Senden sonra bende anlatacağım.Şimdi devam et." Yerdeki pozisyonunu değiştirirken "Tamam,tamam." dediğini duydum.

''Bu adamlar çocukluğumdan beri hayatımda. Yetimhanedeyken bizi ziyarete gelirler,oyuncak alırlar,vakit geçirirlerdi.Tabii biz bunları sevdikleri için yaptıklarını düşünüyorduk.Büyüdükçe asıl gerçeğin çok farklı olduğunu öğrendik.Bir gün öğle yemeğinden önce otururken,oradaki çocuklardan biri Giray'ın bilyelerini almak istemişti.Vermeyince de çocuk elini kaldırdı.O da sinirlenip arabayı çocuğun kafasında bir güzel kırdı.Giray hep böyle bir insan oldu.Problemlerini şiddetle çözen,her zaman kavgaya eğilimli ve agresif.. Biz bunları yaşarken meğersem o adamlar bizi izliyormuş.Engin olacak o herif bunları gördükten sonra Giray'ın yanına gidip onunla ilgilenmeye başladı.Eskiden sadece ay başlarında gelirken o olaydan sonra her hafta gelir oldular.Ve artık sadece Giray'la ilgileniyorlardı.Yıllar böyle geldi geçti.Giray zamanla onlara bağımlı yaşar oldu.Her geçen gün Engin'e duyduğu minnet artıyordu.Biz Çağdaş'la onları pek sevmediğimiz için hep uzakta durduk.Zaten bizim sevgimizi kazanma gibi bir çabaları da yoktu.Yetimhaneden çıkar çıkmaz Giray onların yanına yerleşti.Biz Çağdaş'la başımızın çaresine bakmak zorunda kaldık.İşte bu yüzden Giray onların arasında.Anlıyor musun?'' Yavaşça başımı salladım.Fakat duyduğum her cümle,beynimde cevap bekleyen bir soru oluyordu.O an Ensar bana dünyadaki en güçlü insanmış gibi geldi.Mavi gözlerinin arkası koyu bir karanlıktı. ''Giray bu adamların organ mafyası olduğunu bildiği halde,neden hala orada?'' Derin bir nefes alarak kollarını kavuşturdu. ''Engin'e duyduğu minnet,hissettiği bağlılık o kadar kuvvetli ki,bunu önemsemiyor bile.Zaten Engin,Giray yetimhaneden çıkar çıkmaz onu eğitmeye başladı.Şu an sağ kolu gibi kullanıyor.O gün bizi izlerken,Giray'ın karakterindeki hırçınlığı gördü.Bu yüzden onu seçti.Aslında onu bir nevi kullanıyor.Giray bu pis işlere yardımcı olurken başı çok belaya girdi.Ama umurunda değil işte.Bizim uyarılarımızı da dikkate almıyor.'' Bir şey söylemeden öylece etrafıma bakmaya başladım.Ensar'ın yetimhanede,yalnız başına bir çocukluk geçirdiğini öğrenmek üzücüydü.Üstelik hala öyleydi.Kazandığı hayat tecrübesi ona bir şeyler katmak için elinden çok şey almıştı.Gözlerine bakmamak için kafamı yerden kaldırmadım. ''Konuşmaktan çenem yoruldu.Ben dinlenirken sende kendi hikayeni anlat.'' diye araya girdi.Bunu pek istemesem de,onun bana geçmişini açmasına karşılık bende aynısını yapabilirdim.Sertçe yutkundum.

''Benim geçmişim biraz boş.Yani.. Anlatabileceğim pek bir şey yok sanırım.Senin aksine güzel bir çocukluk geçirmiştim.Lise yıllarımda öyle.Hemen her istediği şeye sahip ve mutluydum.Lise ikinci sınıfın yaz tatilinde annemle babam bir iş seyahatine çıkmıştı.Bir hafta sonra geri dönmek üzere Ankara'ya gittiler.Onlar geliyor diye yemek masasını bile ben hazırlamıştım.Gece yarısına kadar gelmelerini bekledim,gelmediler.Sonrası klişe.İkisini de trafik kazasında kaybettim.Psikolojik olarak çökmüştüm.İntihara kalkışmalar,insanların acıyan bakışları,yalnızlık.. Tarif edilemeyen bir boşluk. Elbette akrabalarım,tanıdıklarım vardı.Ama ben onlardan sonra yalnızlığı seçtim.Boş bir geçmişe,ve hiç bir şey vaad etmeyen  geleceğe sahibim sadece.Benim hikayem,henüz hiç bir şey yazılmamış,boş defter gibi.Daha hiç bir şey yaşamadım.'' Gülümseyerek kafasını salladı. ''Haklısın.'' Gözümden akan yaşı sildikten sonra bende gülümsemeye çalıştım.Boş bakışlarla birbirimize doğru bakarken,Çağdaş esneyerek uyandı.Ensar alaycı tavırlarıyla ''Nasıl uyuyabildin lan o betonda,ayı!'' Çağdaş gözlüğünün altından parmaklarıyla gözlerini ovuşturdu. ''Sırtımı hissetmiyorum.'' Gülümseyerek yanımıza gelmesini işaret ettim.Üstündeki ceketi kenara bırakıp aramıza oturdu.Sırtını duvara vermek için geriye doğru yaslandığında boğuk bir sesle inledi.Yavaşça elimi kaldırıp sırtında daireler çizmeye başladım.Kocaman gülümserken ''Teşekkür ederim.'' diye fısıldadı.

Ensar ''Bende tam Akel'e çocukluğumuzu anlatıyordum,Çağdaş.Güzel zamanlama.'' diye araya girdi. Elimin altındaki derinin sıkılaştığını hissettim ve yavaşça parmaklarımı Çağdaş'ın sırtından aldım. ''Evet..'' dedim Ensar'a dönerek. ''Nerede kalmıştık? Ha,evet.Şu hayatında tek gerçek olduğunu iddia ettiğin şeyi söylüyordun.'' Gülümseyerek kafasını salladı.Göz ucuyla Çağdaş'a doğru baktığımda hala gergin olduğunu fark ettim.Hafifçe öksürerek söze girdi.Dikkatle onu dinlemeye koyuldum. ''On yedi yaşımda aslında o kadar da yalnız olmadığımı öğrendim.Aslında her şey yeni başlıyordu.Ben çok küçükken annem ve babam-'' Açılan kapının sesiyle Ensar durdu.Hepimiz aynı anda içeri girenin kim olduğuna bakmaya çalışıyorduk.Siyahlığın gölgesinde kalmış bir silüeti fark edince heyecanla karanlıktaki kişiye odaklandık.Saniyeler içinde ağır adımların sahibi Giray'la karşı karşıya kaldık.Gözlerimi devirdim. ''Şurada bir şey konuşuyoruz ya,çıkar mısın lütfen?'' Ensar ve Çağdaş aynı anda bana doğru baktılar.Saçma bir tepki verdiğimin farkındaydım.Fakat öğrenmeye çalıştığım şeye ulaşmak üzereyken gelmesi,sinirimi bozmuştu.

Ensar hızla ayağa kalktı. ''Giray! Ne işin var oğlum burada?'' O hızlı adımlarla bize doğru yaklaşırken Çağdaş da ayağa kalktı. ''Şşt,ses yapmayın.Sizi buradan çıkarmaya geldim.'' Ben sevinçle el çırpmaya başladığımda Ensar hızla yanıma gelip eliyle ağzımı kapadı. ''Kızım sessiz olsana.Burada kalmak istiyorsan söylemen yeterli.Seni bırakabiliriz.'' Gözlerimi kısıp sinirli bakışlar savurdum ve orta parmağımı salladım. ''Bu evet demek galiba.'' deyip pis pis sırıtmaya başladığında boğuk sesim arasından 'hayır' demeye çalıştım.Giray yanımızdan uzaklaşıp kapıyı kontrol ederken Çağdaş yerdeki ceketlerimizi alıp Giray'ın arkasından gitti. ''Hadi gelin.'' Ensar'la beraber kapıya doğru koşup Giray'ı takip ederek binadan çıktık.Arka tarafta bizi bekleyen jeepe doğru giderken Ensar gülmeye başladı. ''Komik olan ne?'' Gülmesini zar zor durdurup bana doğru baktı. ''Saatler içinde Engin'in elinden kurtulduk.Bu bir ilk! Ve şunu söylemeliyim ki..'' Kocaman bir kahkahayla lafı yarıda kesildi. ''Bu defa suçlarımıza bir yenisi daha eklenmiş oldu.Adam bulduğu yerde bizi sikecek.'' Bunu duyunca Giray da gülmeye başladı.Biz Çağdaş'la garip bakışlarımız altından onlara bakarken arabaya bindik.Giray ve Ensar öne oturup bir şeyler konuşmaya başladıklarında hafifçe kafamı uzatıp araya girdim. ''Bölmek gibi olmasın ama merak ettiğim bir şey var..'' Giray dikiz aynasından bana doğru bakıp ''Dinliyoruz.'' dedi. ''Bundan sonra olacaklar için korkmalı mıyım?'' Ensar ve Giray birbirlerine doğru baktı.Giray bana aldırmadan cebinden bir sigara yakıp yoluna devam etti.Ensar bana doğru gülümsedi ve göz kırptı. ''Kesinlikle evet..'' 


Arayış Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin