Bölüm 11

55 4 0
                                    

Ensar evden çıkarken kelimenin tam anlamıyla yıkılmış haldeydi.Tutarsız adımlar atıyor,her an devrilecekmiş gibi duruyordu.İkimizinde aklında,
mantıklı cevaplar isteyen pek çok soru vardı.Sokağı inceleyerek bir dönüş yolu aradı gözlerim.Kalabalık caddeye çıkmak üzere yürümeye başlarken Ensar'ın koluna girdim. "Geri döndüğümüz zaman bunları düşünmeye oldukça vaktimiz olacak.
Biliyorum kolay bir şey değil.Ama sakin kalmaya çalış." Yüzüme doğru baktığında gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm.Onu ilk defa böyle güçsüz görüyordum.Destek verir gibi omzunu sıvazladım,hafifçe gülümsedi. "Akşam saat 9'da uçağımız var.Normal bir firmayla dönüyoruz.
Aylin bizi havalimanına bırakacak.
Çağdaş da Türkiye'ye varınca karşılar.Şimdi dosdoğru eve gidiyoruz,ve sen yolculuk öncesi güzel bir uyku çekiyorsun." Ne cevap verdi,ne itiraz etti. "Bunu evet olarak algılıyorum." dediğimde güler gibi oldu.Ağır adımlarımızla yürümeye devam ettik.Ana caddelerden birine çıktığımızda devamında ne yapmamız gerektiğini sormak için Aylin'i aradım.Tarif ettiği otobüslere binersek evin olduğu  sokağa ulaşacağımızı söyledi.Ben ne yaparsam,Ensar da sesini çıkartmadan bana uyuyordu.
Bahsettiği otobüsü bulduğumda hızla binip boş koltuklara yerleştik.Yol boyunca konuşmadan dışarıyı izledi.Bana doğru döndüğünde olduğum yerde kıpırdandım.Bir süre öylece yüzüme baktı.Hemen ardından cesaretini toplamış gibi ismimi söyledi. "Akel.." Adımı duyunca bunu bekliyormuş gibi özgüvenle buz mavisi gözlerine baktım. "İyi ki benim takımımdasın,teşekkür ederim."Bu cümleyle beraber,kazadan hemen sonra Çağdaş'ı beklerken aramızda geçen o diyalog aklıma geldi. "İyi bir takım olduk." demişti. Anımsadığımda hafifçe gözlerimi kırpıştırdım,yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.Ne cevap vermeliydim? Teşekkürler? Çok resmi.Biliyorum? Ukala.En son sonunda utanarak -her zaman ki gibi-  konuyu değiştirdim. ''Burası oldukça güzel bir yermiş.Umarım bir daha ki sefere gezmek için geliriz.''

Eve vardığımızda ikimizde kendimizi her açıdan yorgun hissediyorduk.
Ensar hızla odasına doğru geçerken ben Aylin'le beraber salona geçtim. ''Neler oldu? Ne konuştunuz?'' Yorgunlukla kendimi koltuğa bıraktım. ''İyi şeyler olmuyor.'' dedim tonundan yorgunluk akan sesimle. ''Çok..çok karışık bir problemin ortasındayız.'' Sorarcasına bana doğru baktığında özetlemeye başladım. ''Adam pek bir şey bilmiyordu.İki şey öğrenebildik sadece.Birincisi,Emir'i evlatlık alan aile benzer kurumlardan bunu çok kez yapıyormuş.
İkincisi, aslında Türkiye'de yaşıyorlarmış.'' Hafifçe kaşlarını çattı. ''Birincisi,adam o kadar çocuğu ne yapıyor? İkincisi,neden yurt dışından alma ihtiyacı duyuyor?'' Ellerimle yüzümü kapattım. ''Bilmiyorum,ama en çok birinci sorunun cevabını merak ediyorum.'' Aklına bir şey gelmişcesine olduğu yerde kıpırdandı. ''Akel..'' dedi korku dolu sesiyle.Ne oldu dercesine başımı salladım. ''Bir insan bu kadar çocuğu ancak bir şeylerinden faydalanmak için kullanır.Ya organları,ya da..'' Elimi havaya kaldırdığımda durmasını gerektiğini anlayıp sustu. ''Böyle söyleme,düşüncesi bile çıldırtıyor.
Hele Ensar bunla nasıl başa çıkıyor,hiç anlamıyorum.'' Dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı.Bitkin bir halde ayağa kalkıp odama ilerlemeye başladım. ''Gitme vakti gelmeden önce dinlenmeliyim.''

Uyandığımda saat akşam 7'yi gösteriyordu.Hızlıca ayağa fırlayıp eşyalarımı toparladım.Salona girdiğimde Aylin'in çalıştığını gördüm.Beni fark edince önündeki dosyaları kapatıp bana doğru döndü. ''Biliyor musun..'' dedim yanına otururken. ''Çağdaş'la tanışsaydınız,
çok iyi anlaşırdınız eminim.'' Sorarcasına tek kaşını kaldırdı. ''O da çok başarılı bir yazılım uzmanı.'' Aylin henüz iş hayatına yeni yeni atılmasına rağmen şimdiden iyi işler başarmış,güçlü bir bilgisayar mühendisiydi.Rakamlar ve harflerle dolu dijital dünya,onun işiydi.Çağdaş da,aynı onun gibi bu konularla ilgilenen ve işinde çok başarılı biriydi. ''Öyle mi?'' diye sordu ilgiyle.
Gülümseyerek başımı salladım.Tam kaldığım yerden devam ediyordum ki Ensar'ın sesiyle bakışlarım odanın kapısına doğru döndü. ''Artık çıksak iyi olur.'' Yüzü solgun,oldukça moralsiz bir halde yüzümüze doğru bakıyordu.Aylin birazdan geleceğini söylerken biz eşyalarımızı alıp evden çıktık.

Arayış Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin