#8 Ameliyat! |Düzenleniyor|

80 27 2
                                    

>>>Ameliyat günü geldi çattı!
Belkide bazılarınız Afra'yı sevdi yada bazılarınız sevmedi.
Bu bölümden sonra ara ara geri dönüşler yapılacak ve kurgunun gelişme bölümüne geçilecek...

>>>Diğer bölümler hakkında tahmini en yakın olan kişiye 9.bölümü ithaf edeceğim.

>>>Medya Halsey-Castle okurken dinlemenizi tavsiye ederim...

>>>İyi Okumalar Mutsuz Bir Hikaye'nin Sonsuz Kahramanları...

>
Bir yazar olmak isterdim küçük iken...
Gökyüzünün buluta aşık olduğu,gecenin ise gündüz ile mutlu olduğu bir hikaye yazmak isterdim.

Çok fazla kitlem olsun istemememiştim.
Herzaman az da olsa kitabımın beğenilmesini isterdim.
Daha doğrusu, beğenilmek isterdim.

Fakat asla hatırlanmak istemezdim.
Her insanın bana trajedi dolu cümle sarf etmesini istemezdim.
Sadece 2 ay,sonrasında ise mutsuz olsa bile sonsuzluğa karışmak isterdim.Mutsuz olsada sonsuz olmak isterdim.

Mutsuz ama sonsuz...

"Korkma bebeğim..."diyerek saçlarımı okşayan anneme kafamı kaldırdım.
Ağlıyordu,beni kaybetmekten korktuğu için ağlıyordu.

"Vakit geldi."dedi babam içeriye gelen görevlileri göstererek.
Daha önce sadece bir defa ameliyat olan bir kız için fazla soğukkanlıydım.

"Seni seviyoruz,bunu asla unutma."dedi babam,uzun zamandır söylemediği kelimeleri söylerken.
Ben ise öylece onlara gülümsedim.Bu cümle haddinden fazla trajedi içeriyordu.
Görevliler herzaman yaptıkları gibi hastayı yatak ile odadan çıkarırken meslek gereği mesafeli bir gülümseme vardı suratlarında.

"Ameliyat kaç saat sürecek?"dedim başımın ucunda duran kızıl saçlı hemşireye.
O ise bana gülümsedi ve bilmediği hakkında birçok cümle söyledi.

Ben ise bir kurban gibi hiç bilmediğim bir hayatı yaşamaya başlamıştım...
Galiba tümör,tehlikeliydi ve ben yaşam ile ölüm arasındaki çizgideydim.
Kanserli bir beyine sahip klişe bir kızdım...

-
Birkaç sene önce geldiğim ameliyat odası herzamanki gibi çok soğuktu.
Ameliyathaneler benim için herzaman morg olarak adlandırmama rağmen ameliyattan korkmazdım.

Peki ya şimdi?

"Merhaba Afra,nasılsın? "dedi sakince ismini Tarık olarak hatırladığım genç doktor.
Elindeki iğneyi alarak açılmış olan damarıma yaklaştırdı.

"Sadece anestezi,fazla acımayacak. "dediğinde kafamı salladım.

Sadece birkaç dakika sonra derin bir uykuya dalacaksın afra...

"Ah! "dedim yüzümü buruşturarak.
Kolum fazlasıyla ağrıyordu.Ağrımaktan çok yanıyordu.

"Geçecek Afra."dedikten sonra türkü gevelemeye başladı.
Gerçekten de sesi çok berbattı.

"Hadi 7'den geriye doğru sayalım."dedi gülümseyerek.
Bu geri sayım ameliyat klasiğiydi.

"yedi"iyileşeceksin Afra.

"altı"hakkında hiçbirşey bilmediğim tümörün yok olması yada gitmesi için hakkında hiçbirşey bilmediğim bir ameliyattaydım.

"beş"iyi olacaksın.

"dö-"

-
"Ne oldu?"dedim Yüşa'nın oturduğu sandalyenin karşısına otururken.
O ise bana bakmadan gözlerini yediği büyük boy hamburgere yönelmişti.

"İddiaya girelim mi?Hemde 4 hamburgerine... "dediğinde söylediklerine karşın suratımı buruşturdum.

"Senin teorinin doğru çıkması için ardından bir ödül almak fazlasıyla mantıksız.Teori sana göre doğruysa yeter."dedikten sonra sırtımda hissettiğim el ile arkamı döndüm.

"Naber Çaki? "dedi Harry Potter kolyeli çocuk.
Ve arkasında duran hedef Ve kobay bana ters ters bakıyordu.

"Bırakta tuvalete yetişsin,Selim."diyen hedefe sinsice gülümsedim.

Demek altına yapmak!

"Peki ya işler değişirse? "dediğimde anlamamış bakışlarla baktı.
Masada duran lipton ice tea şişesini üstüne fırlattıktan sonra ise anlamamış bakışları boş gözlere büründü.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? "dedi bugün hiç konuşmayan kobayım.Bana hesap soruyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsunuz lan siz? "diye sinirle ayağa kalkarak yanıma Yüşa geldi.
Masadaki ice tea onundu.Ve yemek onun için herşeyden çok değerliydi.

"Bak lan bana!O ice tea şişesini bana faizli fiyatıyla vermez isen-"diye Yüşa saydırırken Bulut sözünü böldü.

İlk önce kobayı ardından Harry Potter kolyeli çocuğu işaret etti.
"Orkun ve Selim."dedikten sonra yüzündeki boş ifadeyi sinsilik kapladı.

"Ve bende Bulut.Sende Afra olmalısın."dedikten sonra konuşmama izin vermeden arkasını dönüp gitti...

Gittiler...

Ve hikaye burada başladı...

-
"Daha 16 yaşında,şunun haline bak.Kızın beyninde kötü huylu bir tümör var. "diye fısıldadı tanımadığım,kalın sesli bir kadın.
Gözlerim hâlâ kapalı iken narkozun etkisi ile açamıyordum.

"Ailesini bir saat sonra odama istiyorum.Acil olduğunu söyleyin."dedi bu sefer Tarık doktor...

Yatak harekete geçtiğinde sanki beşikte sallanıyor hissine kapılmıştım.
Bir bebek gibi hissetmiştim.

Fakat gözlerim hâlâ açılmamak için direniyordu.
Ardından ameliyathane kadar soğuk bir odaya girdiğimizde gözlerimin açılan kısımlarıyla ortamı incelemedim.

Yoğun bakımdaydım...

Ardından ise vücumdaki kablolar korkmama neden olmuştu.
Bildiğim kadarıyla yoğun bakıma ağır hastalar gelirdi.
Benim de durumum kötü müydü?

Hemşire beni yerime yerleştirdikten sonra uzaklaşmıştı.
Onun ardından annemin iyi olacak değil mi? diye bağırışları yankılanıyordu.

İyi olacak mıydım?

Mutsuz Sonsuz|DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin