#9 Labirent! |Düzenleniyor|

83 24 2
                                    

Merhaba!
Bu yazıyı herzamankinden farklı yazıyorum.
1k olmaya çok yaklaştık!
Hikayem için ilk hedef tamamlanmak üzere demek oluyor.
Belkide 1k büyük bir derece değil fakat adım adım...

>nisaylor13 'e bu bölümü ithaf ediyorum.Herzaman yanımda olduğu ve büyük destek verdiği için...
Ufak bir süpriz ise diğer bölümde yeni gelecek olan 'Duru' karakteri.O karakter bana kesinlikle her huyuyla onu yansıtacak.Büyük destekçim olduğun ve olmaya devam ettiğin için saol dünyadaki mükemmel canlı❤

>Medyada Afra ve Araf şarkısı.
Kesinlikle mükemmel bir şarkı,okurken dinlemenizi tavsiye ederim.

>Ayrıca Solucan Ve Yaramaz Çocuk hakkında birkaç örnek verdim.Sonunu okuyarak öğrenmek isteyenler * koyduğum bölümü geçsinler.

>MS uzun zamandır yenilenmede olduğu için okunma sayısı düşüş göstermişti.
Umarım en yakın zamanda eski haline döner.

İyi okumalar MS Ailesi!

----
Hepimizin birbirinden farklı düşleri vardı.
Bazıları zenginlik,bazıları ise sevilmek isterdi.
Ve diğerleri vardı...
Düşlere inanmayan,somut insanlar.

Kısaca hayatın bir düşten ibaret olmadığını anlayan kişiler...

Ve birde kader diye bir etken vardı.
Yine bazılarına göre kader diye birşey yoktu,olsa bile insan kendi kaderini kendisi çizerdi.
Ve galiba ben ikinci grupta yer alıyordum.

Her insan kendi kaderini çizer.

Bazen ressamın tuvale bakması,bazen ise bir sanatçının sesten anlaması gibi birşeydi.

Her insanın bakış açısı kendisine göre doğruydu.
Ve böylece iddialar da son derece saçmaydı.
Senin teorin sana göre doğru olurken kanıtlanabilirlik açısından yanlış çıktığında otomatik olarak teorin de yanlış oluyordu.

Ayrıca karşısındaki ödüllendiriyordun!
Senin teorinin sana göre doğru olmasına rağmen!

"İyi olacaksın,meleğim."diye derinden annemin sesi geliyordu.
Fazla derindi,fakat yanımda olduğunu hissedebiliyordum.
İzlediğim filmlerden yola çıkarakta bu imkansız değildi.
Sadece tepki veremiyordum.

"Gitme vaktiniz geldi."diyordu hemşire olduğunu tahmin ettiğim kişi.
Fakat annemin gitmesini istemiyordum.
Sonsuza dek benimle kalıp,saçlarımı okşamasını istiyordum.
Ve öylece güvende oluyordum.

"Dışarıda seni bekliyorum."diye fısıldadı bu sefer daha derinden.

Gitme demek istiyordum ona.
Gitme anne,sana fazlasıyla ihtiyacım var...
-
"Akşam bir toplantım var."dedi babam herzamanki gibi.
O toplantıları, randevulardan ibaret olduğunu gayet iyi biliyordum.

"Akşam barda arkadaşlarımla buluşacağım."dediğimde çatallarını bırakıp bana döndüler.

Annemin yüzünde şaşkınlık,babamınkinde ise fazlasıyla sinir vardı.

"Sen toplantıya gidebiliyorsan bende bara gidebilirim değil mi? "dediğimde etmek istediğim imayı ikiside anlamıştı.
Tabağı bitirdikten sonra evden çıktım.

Mutsuz Sonsuz|DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin