Gençler selaam :) Okul başlıyor he? Lanet olsun -.- Hepimizin bu senesi güzel geçer inşallah! Bölüm acayip kısa farkındayım. Ama artık paylaşayım şunu dedim. Yani bu daha fazla uzamazdı. Diğer bölüm uzun olur zaten anlatılacak yapılacak çok şey vaar :) Multimedia'da bizimkilerin şarkısı var. Bizimkiler kim mi? Okuyun ve görün! İyi okumalaar :*
23.07.2004
"Yiğit gitme. Bizde kalsan olmaz mı?Ben seninle odamı bile paylaşırım bak gerçekten"
"Bu son değil ki, bu birbirimizi son görüşümüz değil Ecrin lütfen ağlama" dedi Yiğit ağlarken içini paramparça eden kıza. Küçük kızsa ona hıçkırıklarının arasından yalnızca "Gitme" diyebilmişti. Adil değildi ki bu. Ayrılmaları hiç hoş değildi. Ne vardı burada kalsalardı? Babasının şu aptal işi yüzünden Ecrinden ayrılmak zorunda kalıyordu. Gerçekten adil değildi. Ecrin burnunu çektikten sonra "Bak gidiyorsun ama konuşucaz tamam mı?" dedi. Yiğit "Tabi ki" dedi kafasını sallarken. Sonra Yiğit kollarını açtı ve Ecrin hemen beline sarıldı. Her zaman böyle olurdu sarılmaları. Ecrin"Bu son sarılışımız mı yani?"dedi. "O nasıl laf Ecrin ya? Saçma saçma konuşma bana" dedi Yiğit kaşlarını çatıp. "Seni çok özleyeceğim." "Bende öyle. Ben yokken sakın sakarlık yapma tamam mı?"28.10.2013
"Bakın İstanbulda falan buluşalım." dedi Cem. Otelin önünde onlarla vedalaşıyorduk. Herkes birbiriyle sarılmış,vedalaşmıştı. Bir tek Yiğit ve ben kalmıştık. Bizimkiler yakın zamanda bir buluşma planlarken Yiğit karşıma geçmişti. Gözleri çok üzgün görünüyordu. Yani alt tarafı burda tanıştık ve ayrılıyoruz niye bu kadar üzülüyor anlamıyorum. "Yine bir ayrılık sahnesi ha?" diye mırıldandı. "Anlamadım?" kafasını sallayıp "Ah yok bir şey" dedi. Kollarını açtı bende sarıldım. Tıpkı Yiğitle olduğu gibiydi. Lanet olsun bu çocuk her şeyiyle ona çok benziyor. Ayrıldığımızda ikimizinde suratında tebessüm vardı. Ona niye sarıldığımı bile bilmiyordum. Ama çok istemiştim. "Kendine iyi bak tamam mı?" dedim gülümsemeye devam ederken. "Tamam sende öyle" dedi ve kafamı sallayıp bizimkilerin yanına geldim. Alisa Selimle konuşurken dokunsan ağlayacak durumundaydı. Aryaya döndüm ve onu gösterip "Noldu buna" dedim. "Sanırım aşık oldu" gözlerimi şaşkınlıkla kocaman açıp "Ha?" diyivermiştim. Alisa ve aşık olmak! Vay canına! Kafamı etrafıma çevirdiğimde burnunda soluyan Baran'ı gördüm. Hadi ama neye sinirlendi bu yine. Bakışlarını bana çevirdiğinde hızlıca kafamı çevirdim.Alisa yanımıza geldiğinde hala dokunsan ağlayacak gibiydi. "Hayırdır bayan ben aşka karşıyım ama karşıma çıkarsa hayır demem?" dedim alayla. "Ya Ecrin çok komik güleyim mi şimdi?" dedi. Ona omuz silktikten sonra "Komik tabi. Değil mi? Bence öyle. " dedim. Arya da buna bir son vermek için "Neyse neyse Alisa sendeki durumların farkındayız canım. Neler oluyor?" Alisa gözle görülür derecede omuzlarını düşürdükten sonra "Sanırım aşık oldum" dedi. Arya ile ikimiz birbirimize bakıp tiz bir çığlık attık. Korku çığlığı falan değildi bu bariz sevinç çığlığıydı.
"Ne seviniyosunuz be! Sevinecek şey mi bu?" Allahım birde kızıyoor."Sevinilecek şey tabi kızım." dedim ve kocaman sarıldım ona. Çağanla Baran yanımıza geldiğinde Çağan "Kim aşık olmuş ya" dedi ama biz hemen geçiştirdik muhabbeti. Öyle her şeyi öğrenmelerine gerek yok sonuçta.
Hava alanına gelince bu seferde ben Baran'ın yanındaki koltuğu almıştım. Yani şöyle olmuştu. Bu uçağın koltukları iki kişilikmiş. Çağan okuldaki kızlardan biriyle oturunca Baran'ı sırada yakalayıp hemen arkasına geçtim. O biletini aldıktan sonra ben aldım. Böylece yanyana olmuş olduk. Kızlarda birlikte almıştı. Zaten benim durumumu anlayınca kendileri teklif etmişti Baranla oturmamı. Neyse yavaş yavaş uçağa geçtiğimizde Baran camdan dışarı bakıyordu. Zaten sırf onun için cam kenarından vazgeçmiştim. Sessizce koltuğa oturup kulaklığımı çıkardım. Müzik çaları açıp kulaklığı kulağıma taktım. Yaklaşık 10 dakika sonra uçak kalkıyordu. Ben o anki heyecanla elimi koltuğun kenarlarına koydum. Ancak böyle yumuşak bir şeyi elleyince otarafa çevirdim kafamı. Meğersem Baran'ın o koca elleride oradaymış. Ben öyle bir hareket yapınca o da şaşkınlıkla bana baktı. Göz göze gelince hemen elimi çekip başka bir tarafa baktım.
10 dakika sonra gözlerim kapalı müzik dinliyordum. Aslına bakarsanız uyumak üzereydim. Sonra kafam koltuktan sert bir şeyle yer değiştirdi. Baran'ın omzu olduğuna bahse girebilirdim. Aslında ona bunu belli etmek istemiyordum. Biraz keyfini çıkarmayı düşündüm. Daha sonra Baran kulağımdan kulaklığımı çıkarıp avcumun içindeki müzik çaları aldı. "Senden çok hoşlanıyorum. Bunu sadece sen uyurken söyleyebilirim zaten. Başka türlü olmaz ki. Hem sen istemezsin. Zaten benden nefret ediyorsun. Birde sana bunu söylesem senden dayak yerim diye korkuyorum. Hem seni haketmiyorum. en farklısın. Sen daha önceki hiç bir kız gibi değilsin. Ben sana nasıl davranacağımı bilemiyorum. Ben sana sevgimi gösterememekten korkuyorum. Aslında çok havalı, ukala bir şey gibi dursamda kendime özgüvenim yok benim. Baksana daha iki gündür tanıdığın Yiğit bugün sana sarıldı. Ben sana dokunmaya korkarken..." Bunun üzerine ne denir ki ben ne derim ne yaparım? Gözlerim açılmış yuvalarından fırlamış gibiydi. Ama uyumadığımı fark ederse yüzleşmek zorunda kalırdık. Ama ben onla yüzleşmekten korkuyordum. Nasıl olurda hoşlanır aklım almıyor. Şimdi kalksam bende senden çok hoşlanıyorum desem. Sarılsak. Bütük uçak bizi alkışlasa... Ya Ecrin Allah aşkına ne saçma hayaller kuruyorsun kızım sen. İçim içime sığmıyor. Kalbim gümbür gümbür atarken midemdeki kelebekler saçma saçma uçuyor. Beynim benim kalkmamı emrederken vüducudum donmuş kalmış durumda.
Zar zor geçirdiğim yarım saatin sonunda Baran'ın omzundan kalmayı başarmıştım. O bana bakıyordu bense ona. Ağzımı açıp tek bir kelime edemiyordumm. Zaten etmekte istemiyordum. Böyle güzeldi. Bakışıyorduk. Etraftakiler donmuş gibiydi. Hoştu ama hostes kızın gelmesine kadar. Baran'a bakarken o saçma sesi duyduğumda kafamı çevirdim. Baransa hala bana bakıyordu. Ben hostes kıza bakınca onunda Baran'a baktığını fark ettim. "Bir arzunuz var mı efendim?" Baran bakışlarını benden ayırmadan "Kahve iyi olur"dedi. Kız bozularak kafasını salladı ardından bana döndü "Siz?" "Bende kahve" dedim. Tebessüm ederek. Kızsa bana suratını buruşturdu. Önündeki tekerlekli masamsı şeyden kahvelerimizi doldurup bize verdikten sonra yanımızdan ayrıldı. İkimizde kahvelerimizi içerken sessizdik, yere bakıyorduk. Asıl sorun kahvelerimiz bitince ne olacağıydı. Baran kahvesini önce bitirdi. Bende bitirince ona döndüm ve " Müzik çalarım sende mi?" diye sordum. Peki ciddi anlamda odun olabilirim ama konuşmaya bir yerden girmemiz gerekiyor. "Bende ama önce bir şey konuşmamız gerek" dedi. Ne yani yüzümede mi söyleyeceksin? Yahu ben duydum zaten. Girmeyelim bu konulara şimdi. "Seni dinliyorum" dediğimde gerildiğini fark ettim. "Ecrin ben senden çok.." "Baran aslına bakarsan ben duydum. Yani her şeyi duydum. Biliyorum. Ama anlamadığım şey şu benden neden korkuyorsun ki? Ben sana benden korkmanı gerektirecek ne yaptım? Hem benim senden hoşlanmadığımı nerden biliyorsun ki?" dediğimde şaşkınlıktan gözleri kocaman olmuş Baran'a baktığımda donuktu ciddi anlamda donuk. "Neyse ciddi anlamda bu burda konuşacağımız bir konu değil. O yüzden şimdi bana kulaklığımı verir misin?" dedim tebessüm ederek. O da gülüp kulaklığımı uzattı. Ben bir tekini kulağıma geçirirken o da diğerini alıp kendi kuğına taktı. Ben bu yaptığı harekete gülerken o da gülüyordu. Onu beğenip beğenmeyeceğini umursamadan All about us'u açıp dinlemeye başladım. Bu şarkıyı fazla seviyordum. Şarkının ortalarına doğru "Bizim şarkımız olsun bu" dedi. Ne dedi bu? Bizim şarkımız mı dedi? "Ha?" dedim şaşkınlıkla "Ha değil efendim" dedi bana dönüp. Suratlarımız arasında milimler kalmıştı. Utançla kafamı önüme çevirip. "Peki, efendim?" diye sordum. O da gülerek "Bizim şarkımız olsun işte" dedi. Ne yani Baran ve ben artık biz miydik?