Ballar bana ne kadar kızsanız haklısınız. Hem aşırı geç bölüm hemde aşırı kısa bölüm değil mi? Farkındayım. Ama en kısa zamanda şöyle uzunlu bişeyler çıkar inşallah. Mobilden yazdım. O yüzden multimedia yok. Sizi seviyorum. İyi okumalaar:*
Tavanla uzun süreli bakışmamızdan sonra zıplayarak yataktan kalktım. Mutluyum. Gerçekten uzun bir süreden sonra mutlu hissediyorum. Huzurlu hissediyorum. Heyecanla ve mutlulukla doluyum.
Giyindikten sonra kulaklığımı takıp merdivenlerden zıplaya zıplaya aşağı indim. Evden çıktığımda her zamanki yerime oturup servisi beklemeye koyuldum. Tamam Baran'a hala kızgınım ama onu aramaktan da vazgeçemiyorum. Dün uçakta bizim şarkımız demesinden sonra tek bir kelime etmemişti. Bende doğal olarak halisünasyon falan gördüm sandım. Odun seni! Bir şey yapıyorsun devamını getir bari dimi? Neyse ya nerde bu çocuk? Yoksa ben mi erken geldim? Yaklaşık iki, üç dakika kadar müziğe kendimi kaptırdıktan sonra yanımda bi kıpırtı hissettim. Baran olduğunu tahmin ettiğim için kafamı çevirip ona bakmadım. Önce önümdeki saçlarımı geriye atıp kulaklıklarımı çıkardı. Ardından derin nefes alıp konuşmaya başladı.
"Biliyorum odunun tekiyim. Ama dün yeterince yol kat ettiğimi düşünüyorum Bayan sakar. Siz ne dersiniz? Ama dur sakın konuşma çünkü daha söyleyeceğim çok şey var. Ben öyle birisini istiyodum ki, bakmaya bile kıyamamam gerekecekti. Aşık olucaktım işte. Hani derler ya aşk çok güzel bir şey diye. Aşk çok çirkin bir şey Ecrin. Aşk çok bok bir duygu... Sen ne saçma bi erkeksin ya erkekler böyle mi olurmuş? diyebilirsin içinden. Ben böyledim. Önceden. Sonra değiştim. Beni değiştiren neydi biliyor musun? Aşk. Hani şu öve öve bitiremedikleri aşk... Lise 1de birini tanıdım dedim ki bu o ya hani hayatımı geçireceğim insan bu. Ama sonra ne oldu biliyo musun? Gitti. Amrerikaya taşındı. Bıraktı beni ve giderken ne dedi biliyor musun? "Beni seven kimse yok, burada kalmamada gerek yok" ben neydim peki? İşte ben sonra çok kırıldım. Darma duman oldum. Bir daha kimse yok dedim. Hep bir iki günlüklere yöneldim. Ama sonra ne oldu biliyor musun? Dünyanın en tatlı kızı geldi benim karşımdaki eve taşındı.
O çarpıştığımız anı hatırlıyo musun? Benden çok korkmuştun. Bana o kadar korkarak baktın ki kendime kızdım... Senden çıkardım öfkemi ve sen benden iyice uzaklaştın. Ama sonra dayanamadım. Olmazdı çünkü böyle devam edemezdi. Yeniden kaybedemezdim birini. Aşık olmadım belki ama biliyorum hayatımın geri kalanı olduğunu. Aslında bilmiyorum Ecrin. Buna eminim. Biz birbirimizin aşkını tamamlarız ilerde. Belki aşkın ta kendisi oluruz. Ne dersin? Sana söz hakkı bırakmadım farkındayım ama öyle oldu işte. Benimsin artık benimlesin... Ama gitme tamam mı? Gitmek diye bir şey yok artık çünkü" Bana döndü. Gülümsedi. Gözlerimin içine bakarak. Donmuş kalmıştım. Ağzımı açıp nasıl bi laf edeceğime dair en ufak bi fikrim yoktu. Evet ben Baran'a aşık değildim. Ama olmam hiçte zor değildi. Aksine böyle giderse çok çabuk aşık olucaktım. Gözlerimi ona dikmiş hayran hayran ona bakarken kafamı salladım. Bi şey diyemezdim ki ağzım açılmıyordu. Şaşkınlığım fazla büyüktü. Ardından servisin sesiyle irkildik. Baran ayağa kalkıp bana döndü. Bir bana bir elime bakarken bir anda elimden tutup beni servise sürüklemeye başladı. Ben şaşkınlığımı hala üzerimden atamamışken bu yaptığı neydi? Hemde tüm servisin önünde. Herkes gözlerini açmış kocaman bize bakarken hissettiğim tek şey huzurdu. Baran'ın elini tutuyor olmak sadece mutluluktu.
Gitmek yok, söz veriyorum...