t w e l v e

905 99 16
                                    

Chloe: İyi değilsin.

Thomas: Saol, bildiğim iyi oldu.

Chloe: Thomas cidden iyi değilsin.

Chloe: Bir gün içinde kaç kere bayıldın farkında mısın?

Thomas: Bilmem saymadım.

Thomas: Sen saydın mı?

Chloe: Altı.

Thomas: Sapık.

Chloe: Senin sapığın. ;)

Thomas: sapığım olmanı seviyorum.

Thomas: ama seni sevdiğim kadar değil.

Chloe: ne

Chloe: Siz kimsiniz?

Thomas: Tanıştırayım, Thomas Brodie-Sangster. Hani şu depresif, hayattan soğumuş çocuk.

Thomas: Chloe?

Thomas: Derste misin?

Chloe: üzgünüm dersten acilen çıkmam gerekti.

Thomas: Acil bir şeyin mi var?

Chloe: hayır insanların sevinçten ağlamamı görmelerini istemedim.

Thomas: Neden ağladın?

Thomas: ha

Thomas: anladım.

Chloe: Thomas.

Thomas: ne var?

Chloe: Bende seni seviyorum.

Thomas: Bunu zaten biliyoruz?

Chloe: Sadece söylemek istemiştim..

Thomas: Agresif olduğumu biliyorsun, şu uyuşturucuları da bırakınca daha çok agresif oldum.

Chloe: Biliyorum Thomas..

Thomas:Bir bokuda bilme Chloe

Thomas: Ya da gerçek ismin her ne sikimse.

Thomas telefonu yatağa fırlatıp ellerini saçlarına sertçe geçirdi. Uyuşturucuyu bırakmanın yanında öfke kontrol sorunuda vardı bu yüzden kendine zarar vermemeye çalışması çok daha zorlaşıyordu. Sinirle bağırıp masasının üstündeki eşyalara vurdu. Hepsi yere düşüp parçalara ayrıldığında Thomas kırılmış cam parçalarından birini eline aldı. Birkaç saniye sivri ucuna baktıktan sonra Chloe'ye verdiği sözü hatırladı. Parçayı yere fırlatıp telefonu tekrar eline aldı. Onu rahatlatan tek şeyi yaptı.

Thomas: Özür dilerim Chloe, çok özür dilerim.

lost souls // thomas sangsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin