SİMÜLASYON

230 15 2
                                    

Yerdeki insanlar yavaş yavaş büyüyordu artık. Karınca gibi gozükmemeye basladılar. Araba sesleri duyuluyordu. Düserken açmak icin son kez gözlerimi kapattım. Ölümün her saniyesini tatmak istiyordum.

Tekrar açtığımda yerde veya yakınında değildim, şuan havadaydım. Çok hızlı bir şekilde ilerliyordum.

Hayat bana böyleydi ya. Kim veya ney olduğum önemli değil, her şekilde böyle kandırıyordu beni. Şok bile geçirmiyorum şuan hiçbir sey umrumda değil.

Derken benimle aynı yükseklikte ve bana doğru gelen bir ateş topunu fark ettim. Kafamı yukarı kaldırdım ve sorguladım: Bu kadarı fazla değil mi?

Çok yaklaşmıştı ki kendimi korumak için ellerimi önümde tuttum. Nasıl bilmiyorum ama top o an havada önümdeyken durmuştu. Ardından ellerimi ileri hareket ettirdim ve ateş parçası çok daha hızlı bir şekilde karşı tarafa gitmeye başladı.

Bir cisme çarpıp yere düştükten sonra ben de oraya gittim.

Yerde üstüne kocaman kırmızı bir şey gecirmiş bir adam ve kocaman bir delik vardı.

***

Gözlerimi tekrae açtığımda antreman yaptığım odada bir koltuktaydım ve sanırsam 50 kadar kişi bana bakıyordu. Ve biraz da üstümdeki kocaman ekrana.

Simülasyonların bu kadar gerçekçi olduğundan haberim yoktu. Gerçi kendimden de haberim yokmuş. Aman neyse.

Scott yaklaştı ve kafama yapıştırılmış değisik 2 şeyi çıkardı. Ardından kulağıma eğilip bir şey söylüyormuş gibi yapıp yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.

Öptüğu yer alev alırken dikkatimi toplayabildim ve önüme döndüm.

'Hiçbir şey anlamadım.'

Karşımdaki orta yaşlı adam bana bakarken cümleleri toparlayamıyormuş gibi bir hali vardı.

'Se-sen.'

'Ben?'

'Yakanı aç Jess.'

Scott birden önüme geçti. Ben de tanımadığim adama -amacın ne senin?- bakışları atıyordum. Ben bir şey demeden Scott söze girdi.

'Amacın ne senin?'

'Doğum lekesi sandığı şey. Değil. Yani öyle değil. Jess yakanı aç.'

Scott'a döndüğumde kafasıyla onayladı ve 'dikkatli ol.' dedi göz hareketleriyle.

Yakamı birazcık açtığımda doğum lekem
-ya da her neyse- ortaya çıktı. Küçükken çizmeye çalıştığımız o bulutlara benziyordu.

'Biliyordum!' diyerek eski yerine gitti adam.

'Neyi?' Dedik Scott'la ve herkesin meraklı bakışlarıyla aynı anda.

'Jess, nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Sen hava elementinin koruyucusun. Simülasyonda ateş topunu itebilmenden anlamıştım ama havada tutmanla kesinlikle öyle olduğuna emindim. Sadece tekrar emin olmak istedim.'

'Hey, ne saçmalıyorsun sen?'

'O sensin yeni, sen seçilensin. Bu yüzden o kırmızı ucubeler seni istiyor. Onların lideri ateş koruyucusuydu ve onlara da küçük çapta bir şeyler yapmayı öğretti. Öldüğünde ise seni buldular. Istersen onları öldürebilirsin Jess. Bilirsin hava yoksa ateş de yok.'

Sonunda sustuğunda gözlerini kapattı ve küçük bir nefes aldı.

'Ve amaçlarına ulaşmak için sana ihtiyaçları var.'

KARA KANATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin