Multi-Dolunay
Bölüm şarkısı; Teoman- Çölde Çiçek (özelikle bölümün sonu)
---
Dolunay'dan
Parmak ucunda yürüyerek James Bond edasında kapıdan çıkarken aninden ışığın açılmasıyla kısa bir küfür mırıldandım.
"Yolculuk nereye ?"
Sorusuna karşılık aklıma ilk ve en mantıklı olan yeri söyledim "Tuvalete."
"Ne zamandır tuvalet evin dışında? " tabii babam benden daha akıllıydı. Aramız kötüyken her şey daha kolaydı trip artıp evden gidebiliyordum ama son zamanlarda aramız olması gerektiğinden çok iyiydi. Bu kötü bir sey değildi annem bu konuda çok mutluydu bende öyle ama dediğim gibi açıklama yapmak zorunda kalıyordum.
"Aaa..." etrafıma baktım "Tuvalet burda değil miydi ya ? Neyse ben bir şey ediyim..."
Seri adımlarla ilerlerken kolumdan tutup beni durdurdu "Dumanla mı buluşacaktın ?"
Kaşlarımı çattım "Ne alakası var baba ya, başka arkadaşım yok mu benim ?" ayrıca o kadar yıl baba lafını kullanmayan biri olarak bu aralar çok kullanıyordum.
"Dumanla arkadaş mısın ? "
"Hayır !"
"Bak" dedi ciddi bir tavır almıştı "O çocuk hakkında az çok bilgin vardır, ailesi benim ortağım olabilir ama onların Kara ailesiyle ciddi bir düşmanlıkları var. Sana zarar gelmesini istemiyorum."
Şu an aklıma gelmişti babamın Gece ve Rüzgardan haberi var mıydı acaba ?
"Gelmez..." Duman beni korurudu, en azından öyle umuyordum.
"Sana güveniyorum." dedikten sonra alnımdan öptü "Şimdi söyle nereye gidiyorsun ?"
"Kıvançla buluşucam."
"Saatten haberin var mı ?"
Gözümü istemsizce duvarda ki saatte kaydırdım 04:15'ti.
"Ya Kıvançla seni tanıştırmadım dimi ? Benim çocukluk arkadaşım birlikte büyüdük..." kilidin açılmasıyla susup kapıya döndüm Geceydi. Oha, bu kız evi nasıl çaktırmadan terkedebilmişti ? Yani ben odamdan çıktığımdan beri on farklı şeyi kırmıştımda...bir saniye ağlamıştı. Çok belliydi çünkü badana misali sürdüğü makyajı akmıştı.
Bizim olduğumuzu fark ettiği an babama "Sabah fırça çeksen olur mu ? Aşırı yorgunumda." diyip merdivenlere doğru ilerledi.
"Baba..." gözünü Geceden alıp bana çevirdi "Banada sabah fırça çeksen..."
"Odana veya Gecenin yanına. Nesi var diye bir sor."
"Merak etmiyorum. Kesin tırnağı kırılmıştır."
Derin bir soluk aldığında "Peki." diye mırıldanıp bende merdivenlere doğru ilerledim.
Kapıyı çalmadan girdikten sonra "Hadi anlat dinliyorum. Merak ettiğimden değil babam dinlememi istedi..."
"Çık Dolunay !" Diye bağırdıktan sonra "Babama da benim anlatmadığımı söylersin." diye ekledi.
"Gerçekten neyin var ?"
Bana doğru döndü "Rüzgarla bir nevi ayrıldık..."
Kaşlarımı çattım "Iyi de sen ayrılınca ağlayan kız değilsin ki, sen genelde ağlatan sonra kapında köle eden kızsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen ve Ben #Wattys2016-ASKIDA-
Teen FictionKüçük yaşta babası tarafından terk edilen bir kızın acılar içinde büyüdükten sonra babasının yanına taşınmasıyla başladı her şey... Dolunay yeni hayatına hazırlanmaya çalışırken, kendini tehlikeli ve karmaşık hayatı olan Dumanın hayatında bulur. Du...