Üzerime bir sessizlik çökmüş gibiydi . Boynumun ağrıdığını hissettim . Gözlerimi hafif araladım. Tabi ya koltukta uyumuştum. İnatçı herif . Başka odada uyusaydı mis gibi yatakta uyanıyor olacaktım . Yarı kapanık gözlerimi açıp yatağa baktım . Levent yoktu . Tabi rahat yatakta uyudu ya beyefendi erkenden uyanmış. Kalkıp saçlarımı topladım ve odadan çıktım .
Merdivenlerden inerken evde ki sessizlik beni ürkütmüştü. Salona geçtim . Levent burada da yoktu . Koltuğun kenarına sinmeden önce gözüm küçük sehbanın üzerindeki sigara paketine takıldı . Içimdeki yaramaz çocuk oyun oynamak istiyordu . Hemen bir tane sigara alıp acemice yaktım. O kim oluyor da bana sigarayı yasaklıyor ? Bir zafer tebessümü ardından sigaradan bir nefes aldım . Son nefesim mi bu ne ?. Boğuluyordum. Ciğerlerim sökülüyor gibi öksürmeye başladım . Kıpkırmızı olduğuma emindim.
"Hey hey ! Ne oluyor ? İyi misin ? "
Kafamı kaldırdığım da Leventin üzerime doğru geldiğini gördüm . Hemen kendimi toparlamaya çalıştım.
"Iyiyim ben "
Levent elimdeki sigarayı görünce sinirle soludu. Alıp koltuğa söndürdü . Koltuğun deri işlemesi yanınca hafif bir çukur oluştu .
"Ne yapıyorsun sen . Henüz bitmemişti " dedim .
Bileğimden tutup sıkıca kavradı . Ben korkmuş gözlerle bakarken sakince yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Bir daha ! Bir daha eline sigara alırsan ! Boğazında söndürürüm !"
Korkuyla bakarken beni kendinden uzaklaştırdı .
"Ben sadece denemek istedim . S..S..sen niye karışıyorsun ? "
"Bir daha dene de koltukta açılan çukur boğazında açılsın !"
Kanım donmuştu sanki . Sesindeki sinir beni korkutmaya yetiyordu. Çaresiz kafamı salladım. Karşı gelsem yapar mı gerçekten ? Saçmalama Defne . Tabi ki yapar . Bu herif akıl hastası ...
Sabah kahvaltısı dışında gün boyu görmedim Leventi. Kapıyı çekip çıktı . Yüzüme bile bakmadı. Neden ki ? Neden bu denli üzerime geliyor bu adam ?
Aksam karanlığı çökmüştü ve Levent hala ortalarda yoktu . Bir fincan kahvemi alıp koltuğa sindim. Öküz herif . Can sıkıntısından ölmesem bile bayılabilirim. Boşver dedim kendi kendime . Olmasın zaten etrafımda . Yüzünü şeytan görsün.
Ben kendi kendime söylenirken yüzüme gelen saçlarımın rahatsız edici gölgesinden kurtulup ellerimi saçımda gezdirdim. Tokam düşmüştü. Ayağa kalkıp evin içinde gezmeye başladım . Nerede bu toka ? Yatak odasına çıktım . Belki de burada düşmüştür diye düşündüm . Tam tahmin ettiğim gibi . Eğilip alayım derken tam önüme düşen insan gölgesini gördüm .
Ruhum titrerken çığlığı bastım . Kalbimin çarpıntısı boğazıma kadar çıkarken arkamı döndüm . Levent kapının ağzında donup kalmış bana bakıyordu. Bense az önceki korkuyu hala atlatamamış halde elimi kalbimin üzerine koydum . Göğsümü yaracak gibi hızlı atıyordu. Titreyen dizlerim beni daha fazla taşıyamadı ve olduğum yere çöktüm.
"Sakin ol güzelim . Benim korkma . " dedi ve kollarımdan tutup kaldırdı . Hemen yanımda ki koltuğa otutturdu beni .
"Sapık gibi sinsi sinsi niye arkamda duruyorsun ? "
Levent odayı dolduran bir kahkaha attı .
"Iyi misin sen ? Sapık olsam sana mı bakarım ben ? "
"Aman bakma zaten . " dedim .
Nefesim kesilir gibi oldu . Hala çarpıyordu kalbim .
"Defne iyi misin sen ? Yüzün kireç gibi " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür
Novela JuvenilBin kırık kilit vardı kalbimde . hepsini tek tek açan sen... hadi şimdi gel de bul beni geçmişin yıkık umutlarında. Sen ömrümü ömrüne mühürledin bense seni ömrüm bildim ...