Bölüm 5

199 17 5
                                    

Üzerime bir sessizlik çökmüş gibiydi . Boynumun ağrıdığını hissettim . Gözlerimi hafif araladım. Tabi ya koltukta uyumuştum. İnatçı herif . Başka odada uyusaydı mis gibi yatakta uyanıyor olacaktım . Yarı kapanık gözlerimi açıp yatağa baktım . Levent yoktu . Tabi rahat yatakta uyudu ya beyefendi erkenden uyanmış. Kalkıp saçlarımı topladım ve odadan çıktım .

Merdivenlerden inerken evde ki sessizlik beni ürkütmüştü. Salona geçtim . Levent burada da yoktu . Koltuğun kenarına sinmeden önce gözüm küçük sehbanın üzerindeki sigara paketine takıldı . Içimdeki yaramaz çocuk oyun oynamak istiyordu . Hemen bir tane sigara alıp acemice yaktım. O kim oluyor da bana sigarayı yasaklıyor ? Bir zafer tebessümü ardından sigaradan bir nefes aldım . Son nefesim mi bu ne ?. Boğuluyordum. Ciğerlerim sökülüyor gibi öksürmeye başladım . Kıpkırmızı olduğuma emindim.

"Hey hey ! Ne oluyor ? İyi misin ? "

Kafamı kaldırdığım da Leventin üzerime doğru geldiğini gördüm . Hemen kendimi toparlamaya çalıştım.

"Iyiyim ben "

Levent elimdeki sigarayı görünce sinirle soludu. Alıp koltuğa söndürdü . Koltuğun deri işlemesi yanınca hafif bir çukur oluştu .

"Ne yapıyorsun sen . Henüz bitmemişti " dedim .

Bileğimden tutup sıkıca kavradı . Ben korkmuş gözlerle bakarken sakince yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Bir daha ! Bir daha eline sigara alırsan ! Boğazında söndürürüm !"

Korkuyla bakarken beni kendinden uzaklaştırdı .

"Ben sadece denemek istedim . S..S..sen niye karışıyorsun ? "

"Bir daha dene de koltukta açılan çukur boğazında açılsın !"

Kanım donmuştu sanki . Sesindeki sinir beni korkutmaya yetiyordu. Çaresiz kafamı salladım. Karşı gelsem yapar mı gerçekten ? Saçmalama Defne . Tabi ki yapar . Bu herif akıl hastası ...

Sabah kahvaltısı dışında gün boyu görmedim Leventi. Kapıyı çekip çıktı . Yüzüme bile bakmadı. Neden ki ? Neden bu denli üzerime geliyor bu adam ?

Aksam karanlığı çökmüştü ve Levent hala ortalarda yoktu . Bir fincan kahvemi alıp koltuğa sindim. Öküz herif . Can sıkıntısından ölmesem bile bayılabilirim. Boşver dedim kendi kendime . Olmasın zaten etrafımda . Yüzünü şeytan görsün.

Ben kendi kendime söylenirken yüzüme gelen saçlarımın rahatsız edici gölgesinden kurtulup ellerimi saçımda gezdirdim. Tokam düşmüştü. Ayağa kalkıp evin içinde gezmeye başladım . Nerede bu toka ? Yatak odasına çıktım . Belki de burada düşmüştür diye düşündüm . Tam tahmin ettiğim gibi . Eğilip alayım derken tam önüme düşen insan gölgesini gördüm .

Ruhum titrerken çığlığı bastım . Kalbimin çarpıntısı boğazıma kadar çıkarken arkamı döndüm . Levent kapının ağzında donup kalmış bana bakıyordu. Bense az önceki korkuyu hala atlatamamış halde elimi kalbimin üzerine koydum . Göğsümü yaracak gibi hızlı atıyordu. Titreyen dizlerim beni daha fazla taşıyamadı ve olduğum yere çöktüm.

"Sakin ol güzelim . Benim korkma . " dedi ve kollarımdan tutup kaldırdı . Hemen yanımda ki koltuğa otutturdu beni .

"Sapık gibi sinsi sinsi niye arkamda duruyorsun ? "

Levent odayı dolduran bir kahkaha attı .

"Iyi misin sen ? Sapık olsam sana mı bakarım ben ? "

"Aman bakma zaten . " dedim .

Nefesim kesilir gibi oldu . Hala çarpıyordu kalbim .

"Defne iyi misin sen ? Yüzün kireç gibi " dedi.

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin