BÖLÜM 6

199 17 8
                                    


Birkaç saatlik yolculuğun ardından Leventin evindeydik. Müfide anne akşam yemeğini hazırladı . Bende yardım etmek istedim ama bir türlü izin vermedi . Israrla yorgun göründüğümü ve oturmam gerektiğini söyledi . Gerçekten de öyleydim. Masaya geçtiğimizde Müfide anne şefkat dolu sesiyle halimi hatrımı sordu . Bana mutluluk veren sohbetin ardından masayı topladık . Bu arada Levent hiç konuşmamış sanki biz yokmuşuz gibi davranmıştı. Mutfak da işimiz bitince Müfide anneden izin isteyip odama çıktım . Fazlasıyla yorgundum ama bunun yanı sıra farklı bir his vardı içimde . Ne olduğunu bilmediğim ama bütün bedenimi ele geçiren bir şeydi bu . Ölecek gibi oluyorum ama yine de yaşıyorum. Ağlamak istiyorum ama sadece aptal aptal gülümsüyorum. Göğüs kafesimin ardında nehirler var gibi hissediyorum . Galiba delirdim diye düşünürken kendimi uykunun huzuruna bıraktım . Bu kadarı sana fazla Defne ! Kendine gel !

Sabah güneşi odama dolarken gözlerimi araladım. Duvar saatinden anladığım kadarıyla öğlen olmuştu neredeyse . Hemen toparlanıp Leventle alışverişte aldığım gömleğimi ve pantolonumu giydim . Elimi yüzümü yıkayıp Müfide annenin yanına indim .

"Günaydın kuzum benim. Maşallah kızıma . Bu ne güzellik "

Bu kadın bana huzur veriyordu . Tatlı tatlı gülümsemesi ve konuşmaları şefkat doluydu .

"Günaydın Müfide anneciğim. Teşekkür ederim " dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.

Birlikte mutfağa gittik . Etrafta kimse yoktu . Bende neredeler diye sormadım . Müfide anne ile güzel bir kahvaltı yaptık .

"Hadi kızım . Bir kahve yap da içelim" dedi.

Nasıl Hayır derim böyle tatlı bir insana. Hemen iki fincan kahve yaptım. Salona geçip keyifle içtik . Yanında olduğum her saniye sarılmak istiyorum Müfide anneye . Mükemmel bir insan . Yumuşak huylu , güler yüzlü ve en önemlisi yüreği sevgi ile dolu . Anne gibi ... Annem gibi ...

Bir ara Müfide annenin telefonu çaldı. Bende belki rahat konuşmak ister diye fincanları mutfağa götürdüm . Odaya döndüğümde Müfide anne dışarı çıkmak için hazırlanmıştı. Merakla ne olduğunu sordum . Ameliyat olan akrabasını hastaneden taburcu etmişler ve akrabasının yanında kalacak kimse yokmuş . Bir süreliğine Müfide anne kalacakmış yanında. Üzülmüştüm ama yapacak birşey yoktu . Gönülsüzce Müfide anneye bahçeye kadar eşlik ettim. Çünkü gitsin istemiyordum . O gidince bende eve döndüm . Salona geçtim ve amaçsızca koltuğun köşesine sindim.

Nerede bu adam ? Merak etmiştim . Dün akşam hiç konuşmadık . Sabah da görmedim . Tamam çok umrumda değil ama merak ediyor insan .

Bahçeye çıkıp salıncağa oturdum . Dikkatle çiçekleri izlerken Muzaffer başıyla selam verip bahçe kapısından dışarı çıktı . Kimse kalmadı galiba . Leventte yok...

Salıncakta sallanmaya başlayınca huzurum bir araba sesi ile bölündü . Bahçe kapısının ardında görmediğim ama durduğunu anladığım bir araba vardı . Ben ne olduğunu anlamadan kapı açıldı. Bahçeye elli yaşlarında ,kır saçlı , orta boylu ve oldukça bakımlı bir adam girdi . Hemen ayağa kalktım. Adam bana doğru yürümeye başladı .

"Acaba bu güzel bayan bana adını bağışlar mı ?" Dedi. Sesi garipti. Hoşlanmamıştım. Bakışları ise rahatsız ediciydi. Hiç istemesem de cevap verdim .

"Defne . Yalnız ev sahibi evde yok " dedim . Gitsin istiyordum .

"Olsun bizde birlikte ev sahibinin gelmesini bekleriz . Senin gibi güzel bir hanımefendi ile vakit geçirmek elbette çok memnun edici olur " dedi.

Git be adam .!

"Ne zaman geleceklerini bilmiyorum . İsterseniz daha sonra uğrayın" dedim.
Karşımdaki adam ellerini cebine koydu ve konuşmaya başladı .

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin