Süprizz!! Bakalım ne düşüneceksiniz, hepsini duymak istiyorum!!
Ashton dar koridorda yürüyordu ve ilerledikçe artmakta olan bir kalabalık görüyor ve yükselen sesler duyuyordu. Merakı onu o tarafa yönlendirdi ve Ashton da onu takip etti. Kalabalığın yanından dolaştı, anlamak için etrafına bakındı. Fazlasıyla sinir bozucu ve tuhaftı. Normalde böyle şeyler olmazdı. Calum birini dövmüş olabilirdi, Luke kahramanlık yapma çabaları sonucunda dayak yemiş olabilirdi, peki başka ne olabilirdi ki?
Durup sesleri dinledi ve suratları izledi. Bir taraf daha kalabalıktı. Adını bile sayamayacağı birçok kız vardı ve arkalarında figürana benzer erkekler vardı. Ashton onların sadece izlemek için mi orada bulunduğunu yoksa kızlarla birlikte mi hareket ettiğini anlayamadı. En önce Jess duruyordu. Onun tam karşısında yani, diğer taraftaysa orta boylu, uzun saçlı, net bakışlara sahip bir kız duruyordu. Minerva.
Minerva çatık kaşlarını Jess'e dikti. "Ne istiyorsun?" dedi. Sesinde saf nefret vardı. Ashton duygularının hepsini dorukta yaşayan bu kızın Jess'i cidden sevmediğini de biliyordu ve evet, şu an Jess'in yüzündeki ifadeyi dağıtmak istediğinin de farkındaydı. Bu doğruydu da zaten.
Jess gülümsedi. İkisinin Minerva ile fiziksel olarak hiçbir benzerlikleri yoktu. Jess bir kıza göre fazla uzundu, saçları doğal renginin çok dışındaydı ve sert bir yüz şekli vardı. Gülümsemesi sevimlilikten uzaktı. Elindeki şeyi havaya kaldırdı ve sırıtışını güçlendirdi. Direk Minerva'ya bakıyordu ve dalga geçiyor gibi gözüküyordu. Minerva ve Ashton aynı anda kızın elinde tuttuğu şeye baktılar. Kelebek şeklinde bir kolyeydi. Minerva'nın kolyesi.
"Onun sende ne işi var?" dedi Minerva. Şaşırmış gibi değildi ama yine de cidden soruyordu. "Senin değil mi? Ah, bir süredir aradığını duymuştum da." Jess etrafa bakındı. Kalabalıkta bir sessizlik vardı. Ashton düşündü, bir kolyeyle ilgili en fazla ne yapılabilirdi ki?
Jess, onun düşüncelerini bekletmedi. Sesini yükseltti. Kafasını yana yasladı ve cevap verdi. "Çok dikkatsizsin, hayatım." dedi. "Ashton'ın altındayken düşürmüş olabileceğin aklına gelmeliydi ama, yerinde olsam ilk olarak oraya bakardım." güldü. Fısıldaşmalar yayıldı. Ashton'ın yüzündeki kaslar gerilirken Minerva şaşkınlık içerisinde ona bakmakla yetindi. Elleri, bacakları titriyordu. Kalp atışlarını kulaklarında duyabildiğini fark etti. Ama, Ashton bir şeyi fark etti. Minerva, korkmuyordu. "Ne dediğini bilmeden konuşmasan iyi edersin." duraksadı. "Gerçi, sen daha kimin kim olduğunu bile bilmiyorsun. Birilerinin altına girecek olan sensin, ben değil." sesi buz gibiydi. Şu an bu sahneyi herkesin önünde yaşamaktan nefret ettiğini hissetti, Minerva. Bu can sıkıcıydı, kimsenin şu an onları o kadar dikkatli dinlemeye hakkı yoktu.
Jess kafasını salladı. Hırslandığını belli etmemeye çalışıyor gibiydi ama Minerva ona bakınca bunu rahat bir şekilde görebiliyordu. "Haklısın," gülümsemesi silindi. "En azından senin gibi beni asla sevmeyecek olan insanların peşinden koşmuyorum." o an ciddileşti ve Minerva bu sefer gerçekten titredi. Bakışları gizlice Ashton'ı buldu. Yüzünde fazlasıyla rahatsız olmuş bir ifade vardı. Kendisine bakıyordu. Minerva başka bir zaman olsa göz göze gelmenin heyecanını yaşayabilirdi ama şu an sevinmek için doğru zaman değildi. Hem de hiç, diye düşündü, Minerva.
"Konuşmayacak mısın, inkar da mı yok? Hadi ama Minerva, duymak istiyoruz."
"Ortada seni, sizi ya da herhangi birini ilgilendirecek bir şey olsaydı, emin ol, açıklamamı yapardım. Ama özellikle de sana karşı, bir şeyi ne inkar edeceğim, ne de doğrulayacağım."
Minerva'nın sesi net ve soğuktu. Fısıltıya yakındı, sinirden uzaktı. Ashton, kaşlarını çattı. Minerva fazla... güçlü gözüküyordu. Cevabının üzerine herkes Jess'in susmasını bekliyordu ama o da pes etmedi. "Çünkü bunu yapamazsın." dedi. "Ne kadar acınası olduğunu görüyor musun? Onun umurunda bile değilsin, nasıl bu kadar gurursuz davranabiliyorsun?" Sesini yükselten Jess'in bir eli Ashton'ı işaret ediyordu ve onu tutan bir kol olmasa dairenin içerisine girip duruma müdahile etmek üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Want to Ignored // Irwin
Hayran Kurgu"Zamansızlığı bilir misin? Geldin ve beni bir savaşın içine attın. Aşk benden güçlü çıktı, işte bu kadar basit." /text/ 33 içinde #HayranKurgu Virgülüne kadar, @obsidiyensever