Minerva: Babam aradı
Minerva: Konuştuk, barıştık galiba.
Minerva: Geri eve dönmeyi düşünebileceğimi söyledi.
Minerva: Temelli olarak.
Minerva: İstemediğimi söyledim.
Minerva: Çünkü istemiyorum.
Minerva: Hiçbir yere gitmek istemiyorum.
Minerva: Neredeysen orada durmak istiyorum.
Minerva: Bir de sen de gitme istiyorum.
Minerva: Hem zaten yeterince uzağız, birimiz biraz daha gidersek nasıl dayanabilirim ki?
Minerva: Babam aradığı için sana o an cevap veremedim.
Minerva: Ayrıca korktum da.
Ashton: Neyden korktun ki?
Minerva: Güvenini kendi elimle kazanmamı engellemiş olmaktan.
Minerva: Okulda bir edebiyat öğretmeni vardı, ben daha edebiyat dersi alacak kadar büyük değildim.
Minerva: İşte, adam bir gün bir şiir okumuştu, öğretmenler odasının kapısının önünden geçerken duymuştum.
Minerva: Kendisi yazmış, çok güzeldi, yani şiirden bir şey anlayacak yaşta değildim ama kulağa çok anlamlı geliyordu.
Minerva: Neyse, sonra adamın peşini bırakmadım.
Minerva: Sürekli sorular soruyordum, şiirler, şairler, yazarlar, kitaplar, edebiyata ilgisinin nereden geldiği, her şeyi.
Minerva: Sonra asıl öğretmenin demişti ki soracağın ne kaldıysa sor ve adamı rahat bırak.
Minerva: Tamam demiştim ama soru sordukça öğrendiğim şeyler artıyordu ve beraberlerinde merak edeceğim yeni konular getiriyorlardı.
Minerva: O zaman anlamıştım ki bir şeyle ilgili bildiklerin arttıkça ona bağlılığın da artıyor.
Ashton: Güzel hikayeymiş, sonucu ne peki?
Minerva: Evet belki sana sorularım bitince gideceğimi söyledim Ashton
Minerva: Ama hiç sorularım bitecek demedim
Minerva: Çünkü sen belki görmüyorsun ama bitmiyorlar
Minerva: Seninle geçirdiğim her bir saniye hakkında bir şeyi daha merak etmeme neden oluyor ve cevap buldukça sanki sınırı yokmuş gibi seni daha çok sevmeye devam ediyorum.
Minerva: Bilmiyorum, belki bu söylediğim bana cevap vermeni engeller ve sen de uğraşmayı bırakırsın.
Minerva: Ama bir anlaşmamız var ve ben üzerime düşen bölümü yapıyorum.
Minerva: Sorularım bitince gideceğim ve sorularım hiç bitmeyecekse, hiç gitmeyeceğim.
Minerva: Sen de ben sordukça cevaplayacaksın, söz verdin, sen de istesen bile gidemezsin.
Ashton: Evet cevaplayacağım, çünkü fark ettim ki buna değer.
Ashton: Ve evet söz verdim, istesem bile gidemem ki ben istesem de istemesem de buna mecburum.
Ashton: Çünkü ne olduğunu bilmiyorum ama beni burada, senin yanında kalmaya zorlayan bir şey var ve ona kulaklarımı kapatsam da kafamın içinde yankılanan bir şeye kulak kapatmak engel olmuyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Want to Ignored // Irwin
Fiksi Penggemar"Zamansızlığı bilir misin? Geldin ve beni bir savaşın içine attın. Aşk benden güçlü çıktı, işte bu kadar basit." /text/ 33 içinde #HayranKurgu Virgülüne kadar, @obsidiyensever