Ve evet arkadaşlar yeni bölüm geldi. Aslında hafta sonu yeni bölüm yazıcaktım ama 500 görülmeye ulaşmışız onun şerefine yeni bölüm geldi. Hepinize çok teşekkürler :))
Multi:Gülbade YILDIZ
İyi OkumalarEve geldiğimizde Demir kapıda "Cevdet!" diye bağırdı. Cevdet gelince ona "Al şunu hallet! " diyip Cevdet'e doğru ittirdi. Hallet derken neyden bahsediyordu hiçbir fikrim yoktu. Beni öldürmeyecek miydi? Cevdet kolumdan tutup beni yukarı çıkardı. Odadan çıkıp gitti ve elinde bir çantayla geri geldi çantayı açtı ve içinden pansuman malzemesi çıkardı önce iki elimide güzelce sarıp ayağa kalktım. Tam kapıdan çıkacakken sessizce fısıldadım "Teşekkür ederim." diye bana bakıp gülümsedi ve odadan çıktı.
Sonra tekrar elindeki tepsiyle herzamanki yemeğimi getirdi. Ve odadan dışarı çıktı.
Çok acıkmıştım o yüzden ekmeği aldım ve hemen yemeğe başladım. Ama ellerim tekrar kanamıştı yemeğe çalışırken.
Bu yüzden kan ekmeğe bulaşmıştı. Ama ben yemeğe devam ettim. Artık ağlaya ağlaya yerken birden içeri Cevdet Abi
- Evet artık ona içimden abi diyordum. - İçeri girdi. Hemen telaşla yanıma gelip ellerimi tekrar sarmaya başladı. Sonra daha ömce farketmediğim kaseyi bana uzattı "Çilek sever misin?" dedi. "Çok severim!" diye cırlamıştım resmen. "Al bakalım o zaman." diyerek uzatınca alamadım ellerim yine kanardı ve acırdı. Sanki bunu anlayan Cevdet Abi bana kendi yedirmeye başladı. Tam bir tane ağzıma verdi ki içeri Demir girdi. Ve "Sen n'aptığını sanıyorsun Cevdet !?" diyerek çilekleri yere fırlattı. Ama ben bir tane bile yememiştim ki. Cevdet Abi'yle birlikte dışarı çıktılar ve gittiler."YAZARDAN"
Aşağı inen Demir ve Cevdet bir süre birbirleriyle bakıştılar. Sonra Demir konuşmaya başladı. "Amacın neydi ona yardım ederken? Yoksa aşık mı oldun Sıska'ya!?"
diye bağırdı.Cevdet bu son laftan sonra resmen burnundan soluyarak Demir'in burnuna yumruk attı. Sendeleyen Demir'in yakasından tuttu ve koltuğun üstüne fırlatarak bağırmaya başladı. "Düzgün konuş lan! Büyüğünüm olum ben senin. 35 yaşındayım ben. Benim bir kızım var. Gidip kardeşim yaşında ki kıza mı asılacağım?! Ona mı yavşıyacağım? Bi kendine gel lan, intikam senin gözünü kör etmiş. O kızın hiç bir suçu yok. Ulan odaya girdiğimde kanlı elleriyle ekmeğini yiyordu. İçim gitti lan! Kan bulaşmış ekmek nedir? Olum sen sokaktaki köpeğin bile küflenmiş ekmek yemesine dayanamazsın. İnsan lan o çatıda ki. Hem de hiç bir suçu olmayan bir insan. O kızın tek suçu iki yaşındayken yetimhaneden alınıp o aileye verilmesi mi? Yani bu mu sadece."
Laflarını bitirdiğinde biraz da olsa sakinleşmişti Cevdet. Demir ise şaşkındı ne demekti üvey kardeş. Bunun için mi Tankurt günlerdir hiç bir ses çıkmıyordu ? Bir anda Cevdet'e dönerek "Sen üvey olduğunu nerden biliyorsun?" dedi.
Cevdet " Tankurt'tab hiç ses çıkmıyordu. Bende bir araştirim dedim. Bir baktım ki aslında olayın yüzü çok farklı. Tankurt'la Bade aslında öz kardeş değiller.".Demir bunları duyunca bir hışımla yukarı çıkmaya başladı. Cevdet arkasından bağırdı ama onu bile duymuyordu. Hala aklında nasıl araştırma yapmadan böyle birşey yaptığı vardı. Merdivenleri hızlı hızlı Gülbade'nin olduğu kata doğru çıkıyordu. Onu alıp özür dileyecekti. Biliyordu tabi özrün bir işe yaramayacağını. Ama affettirecekti kendini o koca gözlü kahve kıza. Hızlıca odanın kapısını açtı ve odanın köşesine sinmiş kıza pişmanca baktı. Evet intikam isteği hala vardı. Ama suçsuz, masum insanlardan değil. Tankurt'un ta kendisinden alacaktı.
Yavaşça Gülbade'nin yanına yaklaştı. Hafifçe onun kolundan tuttu ve kaldırdı. Gülbade'nin gözlerindeki korkuyu anlıyordu. Yine onu o uçurum kenarına götürüp işkence edeceğini düşünüyor olmalıydı. Haklıydıda bu düşüncede. Cevdet gerçekleri söylemeseydi şu an özür dileyip Gülbade'yi âzat etmeyecektide, onu yine perişan edecekti.
Gülbade'yle birlikte arabaya bindi ve yine aynı uçurumun yanına geldi. Gülbade'ye döndü ve "Hadi inelim." dedi. Beraber arabadan indiler ve o anda Demir'in telefonu çaldı. Gülbade'ye " Bekle bir dakika." diyip biraz uzaklaştı ordan.
Ama birazdan olacakları bilseydi hiç bunu yapar mıydı peki? Demir ordan uzaklaşınca Gülbade kafasına koyduğu şeyi yaptı. Uçurun dibine yaklaştı ve kendini boşluğa bıraktı. Bıraktıda neden hala yere çakılmamıştı.
Demir elinden tutuyordu, çünkü resmen şu an hayatı Demir'in parmakları arasındaydı. Ve şimdi asla yapmam dediği şeyi yapıp ona ölmek için yalvaracaktı. "Bırak beni..!" dedi yalvaran gözlerle."Bırakamam..Bırakamam."."Neden ölmek için yalvarıyorum sana daha ne istiyorsun?! İstediğini veriyorum ya sana."
"Benim istediğim bu ama ,artık bu."diye boğazını yırtarcasına bağırıyordu.
"Benim intikam alacak halim yok Demir. Bırak öleyim bu yaşamın da anlamı yok.". Ne diyordu bu kız ne intikamından bahsediyordu.
"Hadi ver diğer elini çık yukarı hadi lütfen."."Gelmek istemiyorum bırak beni! Yaşamak istemiyorum.".
"Neden? Bak seni bırakıcam o yüzden buraya geldi.".
"Bıraksanda istemiyorum. Benim yaşamamın bir anlamı yok. Sen tecavüze uğrayıp ölen kardeşinin intikamını almaya çalışıyorsun, ya ben? Ya benim namusumun intikamı o Tankurt piçinin aldığı bekaretim? Onun intikamını kim alacak? Söylesene be adam ne susuyorsun!?".
O böyle uçurumdan sarkar bir şekilde boğazındaki teller yırtılırcasına bağırırken Demir onun diğer elini de tuttu ve Gülbade'yi yukarı doğru çekti.
"Neden kurtarıyorsun beni bıraksana!?" diyerek Demir'in göğsüne vuruyordu o sıska parmaklarıyla. Demir birden tuttu ve kendine çekti Gülbade'yi ve
"Şişt..! Sakin ol tamam mı? Ben alacağım Gülbade. Seninde, kardeşiminde o piçin zarar verdiği herkesin intikamını alacağım.
Ve evet bölüm sonu.En uzun bölümüm buydu sanırsam.
Demir herşeyi oğrendi.
Bakalım Bademizle Demir neler yaşayacak.
Yorum ve votelerinizi unutmayın ponçiklerim.
Özellikle de paragraf içi yorumlarla düşüncelerinizi bildiri verin :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLBADE
Ficção Adolescenteİntikam.İntikamın en soğuk hali Demir HANOGLU Soğuk ve duvarları sert bir iş adamı Herşeye ragmen ayakta durmak Gülbade YILMAZ Hayatta kalmayı öğrenen genç bir kız ayrıca güllere acyip meraklı Bu iki insanın bir araya gelmesi Gururun deilde Gurursu...