Sevdiğim çocuk mu dedim ben? Rüyadayım değil mi? Uyanmam gerek , evet bunlar şaka. Kocaman bir şaka. Dylan ve Erica ve diğer tüm bahçe suratıma bakıyordu. Ağzımdan çıkmıştı o lanet kelime. Toparlamam gerek.
''En yakınıma. Dostuma. Dylan sana inanacak kadar aptal mı?'' Oldu mu ? İnandılar mı ? Erica kıpkırmızı olmuştu. İnandılar galiba. Dylan bana doğru yürüdü. Arkamda durdu. Kolumu tuttu.
''Sakin olmayı düşünmek için yirmi saniyen var.'' Yüzüne baktım. Kızarmıştı. Sadece sinirlendiği zaman bu olur. Kolumu çok sıkı tutuyordu. Beni çekiştirmeye başladı. Arka bahçeye doğru. Geldiğimizde kolumu bıraktı. Parmaklarının izlerini görebiliyordum. Parmaklarımı kolumda gezdirdim. Hala canım acıyordu. Kendimi zorlayarak Dylan'a baktım. Elleriyle yüzünü kapatmıştı. Yavaşca açtı.
''Neden bunu yaptın?'' Çünkü seni seviyorum.Anlasana artık.
''O sürtük , Britt'in üzülmesine sebep oldu. Britt'in ağlamasına dayanamadım. Senin yanındada görünce kendimi tutamadım işte. Hepsi bu.'' İnandı mı acaba? Suratı tamamen ifadesizdi. Anlayamıyordum. Korkuyordum. İlk defa onu kaybetmekten korkuyordum.
''Anladım.'' dedi sadece. Ne anlam çıkartmam gerekiyordu bundan? Anladım? Sevdiğim çocuk dedin Rose. Ne anlamasını bekliyordun ki ?
''Ne anladın? Dylan bana karşı Erica'yı mı savunmayı düşünüyorsun?'' Evet , en yakın arkadaş rolümüzü oynamaya devam edelim. Belki işe yarar.
''Tabiki hayır.''
''O zaman?''
''Gidelim mi?''
''Cevap bekliyorum.''
''Canını yaktım , Rose.'' Hala tuttuğum koluma baktım. Ellerimi çektim.
''Acımadı. Önemli olan bu de...''
''Önemli ,hemde çok önemli. Bu zamana kadar hep canın yanmasın diye uğraştım. Kimse canını yakamasın diye, üzmesin diye. Peki ya şimdi ne oldu?'' Hayatımda canımı en çok yakanında , en çok mutlu edeninde sen olması ne garip değil mi ?
''Dylan canımı yakmadın , acımadı gerçekten. Dert etme. Emin ol o sürtükle konuşman , canımı daha çok yakar.'' Güven verdiğimi umuyorum. Bana doğru yaklaştı. Sarıldı. Huzuru damarlarımda hissettim resmen.
''Gidelim.'' dedi. Yürümeye başladım. Böyle zamanlarda fazla konuşmazdı. Onu çok iyi tanıyordum. Evine doğru yürümeye başladık. Göz ucuyla ona baktım. Düşünüyordu. Bir ara kafasını kaşıdı. Önüme bakmaya devam etti. Evinin önüne gelince durduk. Gözlerini gözlerime dikti.Titremeye başladım.
''Sana bir şey söylemem gerek.'' dedi sesi çok kısık çıkıyordu.
''Söyle.''
''Rose, eve git.''
''Söyler misin Dylan?''
''Eve git.'' İçeri kaçtı. Koşmaya başladı. Sürekli aynı şey oluyordu. Bir şeyler söylemek istiyordu ama susuyordu. Bende sadece meraktan ölüyordum. Neden bunu yapıyordu?
Kapıyı tıkladım. Annem gülümseyerek kapıyı açtı.
''Hoşgeldin.'' dedi ve sarıldı. Bende ona sarıldım. Ayrılırken:
''Neye borçluyuz bunu?'' dedim. Annem bana sıklıkla sarılmazdı.
''İçimden geldi.'' dedi. Kafamı onaylarcasına sallayıp , odama gittim. Bilgisayarımı açtım. Maillerime göz attım. Bir tanesi dikkatimi çekmişti. Açtım. Bir fotoğraf vardı. Önce yazıyı okudum.
''Dylan'ı sevdiğini biliyorum. Ama onun kalbi başkasında. Hem de bir kız bile değil.Zaten mükemmel erkekler kızları tercih etmez. Kahretsin.Bende mükemmel olmak isterdim. Sakın bana kızma. Sana iyilik yaptığıma yemin ederim. Sen kafayı yerken yanında olmak isterim.''
En az 20 kere okudum ama bir şey anlamadım. Titreyerek resme tıkladım. Kalbimin durduğunu hissettim. Dylan ve bir erkek birbirlerini tutkuyla öpüyordu. Kafamı toparlıyamıyordum. Beynim dönüyordu. Başım ağrımaya başladı. Yanaklarıma dokundum. Yine yanıyordu. Resme bakmaya devam ediyordum. Yıllardır bakmaya kıyamadığım , kimseyle paylaşamadığım , her zaman yanımda hissettiğim, huzuru kollarında bulduğum , her gece hayallerini kurduğum o kişi aslında benim cinslerimle ilgilenmiyormuş bile. Yatağımın yanındaki resmimize baktım. Yere fırlattım. Bağırarak ağlamaya başladım. Sadece bağırıyordum. İçimdeki acının sökülüp gitmesi için bağırıyordum. Annem kapıyı açtı.
''Ne oluyor , Rose?''
''Git.'' diye bağırdım. Telefonu alıp koştu. Bende banyoya koştum. Suyu en sıcak seviyeye yükselttim. Sıcaklığı damarlarımda hissettim. Yarım saat suyun içinde kaldıktan sonra üstümü giyindim. Sanırım anneme açıklama yapmam gerekiyordu. Salona gittim. Ve yeniden yandığımı hissettim. Dylan koltukta oturmuş , kafasını kaşıyordu. Beni görünce kafasını kaldırdı. Ayağa kalktı. Yanıma geldi. Sarılmaya çalıştı. Geri çekildim.
''Dokunma.'' Bunu söylediğime inanamıyordum. Ondan nefret etmek istiyordum.
''Rose sakin ol. Ne oldu ? Anlat bana.'' Demek anlatmamı istiyorsun. Koşarak odama gittim. Bilgisayarımı aldım. Resim hala açıktı. Tekrar Dylan ' ın yanına geldim. Bilgisayarı eline verdim. Suratını izledim. Sadece resme bakıyordu. Ve suratı tamamen ifadesizdi. Donmuştu sanki.
''Rose , sana söylemek istedim ama...''
''En yakınımdın hani , neden benden sakladın?''
''Utandım. Ama elimde değil. ''
''Kahretsin Dylan. Kimden hoşlandığın beni neden ilgilendiriyor diye sormayacak mısın?''
''En iyi arkadaşım sens...''
''Sorunda bu ya. Umrumda bile olmazdı anlıyor musun? İlgilenmezdim bile. Ama şu aşk denilen boktan duyguyu sana karşı hissediyorum. '' Ağlamaya başladım. ''Her gördüğümde içimde neler oluyor biliyor musun? Sana her dokunduğumda? Sana her sarıldığımda? Ya da gülümsemene ne demeli? O kadar huzur veriyordu ki bana. Seni yanımdayken özlüyorum. Hep benim olduğun günleri hayal edip durdum. Sadece benim. Birlikte o kadar mutluyduk ki. Resmine bakıp kaç gece ağladım bilmiyorum bile. Hep yanında olmak istedim. Sabah , akşam , gece. Bana arkadaşım demen , beni yaşarken öldürdü hep. Ama hayallerle mutlu oluyordum. Benim olacağın günü bekledim hep. Sana sahip olacağım günü bekledim. Ve şimdi ne öğrendim. Sen bir kızı bile sevmiyormuşsun. Ne hissediyorum tahmin edebiliyor musun? İçimde neler oluyor anlayabilir misin? Bunu bile bile sana bakarken içimde hala aşkı hissediyorum. Seni severken senden nefret ediyorum. '' Kendimi yere fırlattım. Ona bakmaya utanıyordum. Korkuyordum. Yanıma çöktü. Koluma dokundu.
''Dokunma.'' diye bağırdım tekrar. Onu hissetmek istemiyordum. Onu yanımda istemiyordum. Hala benim olmasını istiyordum. Ama bunu ona söyleyemiyordum. Konuşmaya başladı.
''Rose...
