İşte devam kitabımız Sürtüğün Gölgesinde ile karşınızdayım. Sadakasiz de yanımda oldunuz umarım bu kitapta da beni yalnız bırakmazsınız. İyi okumalar...
Genç kız ormanda tek başına yürürken uzaktan onu izleyen annesini gördü. Koşarak annesine kavuşmaya çalıştı , aralarında çok az bir mesafe kalmıştı. Annesine dokunduğu anda annesi ortadan kaybolmuştu. Ormanın içinde annesini aramaya başladı. Kadın çalıların arasında, arkası dönük,çıplak bir şekilde duruyordu. Annesini kolundan tutup çevirdiği anda karşısında kendi yüzünü gördü.
Bulanık suda görülen bir yansıma gibiydi.Zayn'in Anlatımı
Hazırlanmak için odama çıktığımda hıçkırık sesleri duydum. Sesler karşı odadan geliyordu. Kapı aralığından içeri baktım. Matchless uykusunda ağlayıp yatakta dönüp duruyordu. Tam kapıyı açıp içeri girecekken çığlık atarak uyandı. Kapıyı yavaşça kapatıp odama girdim beni fark etmemişti.
Banyoya girip soğuk suyu açtım. Üzerimden ter kokmuş kıyafetleri çıkarıp, kendimi soğuk suyun altına attım. Spordan sonra beni kendime getiren tek şey soğuk bir duştu. Duştan çıktıktan sonra kurulanmadan kendimi yatağa attım. Düşünmekten kendimi alı koyamıyordum acaba rüyasında ne görüyordu.
Onun o şekilde huzursuz olması içimi rahatlatmıştı. Yaptıklarından dolayı acı çekmeyi hak ediyordu. Yataktan kalkıp dolabıma yöneldim. Bir tane boxer alıp altıma geçirdim, rastgele bir takım elbise alıp giydim. Sonunda işe gitmek için hazırdım. Merdivenlerden aşağı inerken Mat ile karşılaştım. Okula gitmek için hazırlanmıştı. Beni görünce gülümsedi, gülümsemesi midemi bulandırıyordu. Tepki vermeden yanından uzaklaştım. Evin kapısından çıkarken,"Beni de okula bırakır mısın?"
Cevap bile vermeden evden ayrıldım. Bu kız benimle konuşma cesaretini nereden buluyordu ? Zaten onunla evde zoraki yaşıyordum bir de benimle konuşmasına dayanamazdım. Her gün okula tek başına gitmeyi becerebiliyordu sanki küçük çocuk da onu okula götürecektim. Gerçi küçükken de onu okula götürmezdim.
Flashback
Matchless 6 yaşındayken
" Babacım bugün kreşe beni sen götürür müsün ?". Zayn cevap vermeden evden ayrıldı.
Matchless 9 yaşındayken
" Babacım halamın bugün işleri var beni okula götürür müsün ?" Zayn cevap vermeden evden ayrıldı.
Matchles 12 yaşındayken
" Baba beni bugün okula sen bırakır mısın ?" Zayn cevap vermeden evden ayrıldı.
Matchless'ın anlatımından
Az önce babamla yaşadığım olay beni pek şaşırtmamıştı, çünkü hayatımın her evresinde bu olayı yaşamıştık. Ne zaman o soruyu sorsam deja vu oluyordum. Eğer bir gün bana cevap verirse herhalde heyecandan düşüp bayılırdım . Okula, en yakın ve tek arkadaşım olan Raul ile birlikte gidiyordum. Kapının önüne çıkıp Raul'un gelmesini beklemeye başladım. Köşeden dönüp beni gördüğünde, yüzünü hayran kaldığım gülüşü kapladı. Bir insan nasıl olur da böyle huzurlu gülerdi ? Yanıma geldiğinde elini omzuma attı ve tekrardan gülümsedi.
"Günaydın güzellik"
"Günaydın sevimli"
"Ee görüşmeyeli neler yaptın bakalım ?"
"Standart yine her zaman ki gibi aynı kabusu gördüm artık dayanılmaz bir hal almaya başladı."
"Mat sana defalarca söyledim psikolojik yardım almalısın."
"Derdimi kimseye anlatmakla uğraşamam"
Tebessüm etti.
Servis durağına her zaman olduğu gibi tam zamanında gelmiştik. Bu da bizim aşırı serbest stilimiz. Servis geldiğinde kendimizi boş bulduğumuz koltuklara attık yoksa okula gidene kadar ayakta gitmek zorunda kalırdık. Okul bizim eve yarım saatlik bir uzaklıktaydı. Servis okula varana kadar tıklım tıklım oluyordu. Biraz daha yavaş giderse bayılacaktım.Sonunda okula gelebilmiştik. İlk ders matematikti, matematikten nefret ederdim. İlk ders olduğu içinde hep uyurdum. Zil çaldığında yerimden sıçramıştım.
" Hadi gel sana kahve alalım yoksa geriye kalan diğer dersleri de uyuyarak geçireceksin."
Gülümsedim. Söylediğinde çok haklıydı.
Kahvelerimizi aldıktan sonra boş bulduğumuz masaya oturduk. Raul dün akşam izlediği filmi anlatmaya başlamıştı. Doğruyu söylemek gerekirse film tarzlarımız pek uyuşmuyordu. Kırılmasın diye dinliyormuş gibi yapıyordum. Sonunda zil çalmıştı derse gitmek için masadan kalktığımızda kapıdan içeri Wade girdi. Onu gördüğüm an sanki etrafta ki herkes kaybolmuştu, yalnız ikimiz kalmıştık. Ağır adımlarla bana doğru yürüyordu, saçlarını havalı bir şekilde düzeltip yanıma yaklaştı işte tam o an yüzüme bakmayıp yanımdan geçtiğinde, dengemi kaybedip sendeledim Raul tutmasa yere düşecektim. Kafam da canlandırdığım film sahnesi yok olup gitmişti.
Wade o kadar yakışıklıydı ki aklımı başımdan alıyordu. Bu sene okulda ki son senesiydi mezun oluyordu ben ise daha birinci sınıftaydım. Onu bu sene elde edemezsem bir daha hayatım boyunca onu göremezdim. Okulda ki dedikodulardan duyduğuma göre başka okuldan bir sevgilisi vardı tabi ki bu umurumda değildi. Kale dolu diye gol atmayacak değiliz ya elbet onları ayırmanın bir yolunu bulurum.Bütün dersleri Wade'i düşünerek geçirdim. Artık onu elde etmek için girişimlere başlamalıydım. Okul çıkışı Raul'a işlerimin olduğunu söyleyip ondan ayrıldım. Okulun karşısına geçip Wade'in çıkmasını bekledim. Beyefendi assolist olduğu için hep en son çıkıyordu . Sonunda çıkabilmişti arkadaşlarıyla vedalaştıktan sonra yürümeye başladı. Bende arkasından yürüyüp onu takip ediyordum resmen dedektif gibiydim çok heyecan verici bir işti çok hoşuma gitti. 10 dk kadar yürüdükten sonra bir kafeye oturdu. Bende kafeye girip onu iyice görebileceğim bir yere oturdum. Yaklaşık 5 dk sonra kafeden içeriye bir kız girdi. Wade kızı görünce ayağa kalktı ve 'hoş geldin aşkım' deyip sarıldı. Kalkıp kızı yolmamak için kendimi zor tutdum. Güzel olsa canım yanmazdı aynı götüme benziyordu. Hatta bu benzetme götüme hakaret olurdu. Kız upuzun sırık gibiydi , zayıflıktan ölecekti neredeyse. Bir de bir havalar bir havalar görende Victoria Secret mankeni sanır. Wade bu kızda ne bulmuştu anlamış değilim. Kızın donuk bir yüz ifadesi vardı, resmen içimi dondurmuştu. Kız kafede oturdukları süre boyunca masum kız havalarında takıldı. Bence masum falan değildi saf görünümlü yılandı. Ben adamı gözünden şıp diye anlarım.
Eve geldiğim de yoğun bir stalk operasyonundan sonra kızın adının Darcy Hemsword olduğunu öğrendim. 3 yaşında trafik kazasında annesini ve doğmamış kardeşini kaybetmiş. Onun adına çok üzülmüştüm çünkü bende annemi kaybetmiştim. Annesizlik ne demek iyi bilirdim. Babası resimlerden gözüktüğü kadar çok yakışıklı bir adamdı. Babasıyla bir sürü resmi vardı, benim babam ise benimle konuşmuyordu bile. Darcy'i içten içe kıskanmaya başlamıştım. Mükemmel bir sevgilisi ve onu seven bir babası vardı. Benim sevdiğim başkasına ait babam ise zaten benden nefret ediyordu.
Çocukluğumdan beri hep okula babasıyla gelen çocuklara çok özenirdim. Okulda bir etkinlik olduğu zaman herkes ailesiyle gelirken benim ise halam gelirdi. Annen nerede dediklerinde hep boynumu büker annem yok, öldü derdim peki ya baban nerede dediklerinde ise söyleyecek bir şey bulamazdım. Belki babamda annemle birlikte ölmüş olsa bu kadar koymazdı ama hayatta olduğu halde varlığını hissetmemek kelimelerle anlatılmazdı.
Babamı hiç gülerken görmemiştim. Güldüğünde gamzesi var mı, gözleri kısılıyor mu bunları hep merak etmişimdir.
14 yaşındaydım ve bir kere olsun babama sarılamamıştım. Kokusunu içime çekememiştim. Hep o işteyken odasına girip parfümünü koklardım eminim ki üzerinde daha güzel kokuyordur. Sesini duymaya hasrettim sadece onu çok sinirlendirdiğimde benimle konuşuyordu sırf bu yüzden onu benimle konuşsun diye arada sinirlendiriyorum.
Halam bir keresinde annemin babamın ela gözlerinde cenneti yaşadığını söylemişti. Ben ise o ela gözlere bakınca cehennemi yaşıyordum.Umarım beğenmişsinizdir. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRTÜĞÜN GÖLGESİNDE +18
Teen FictionDaha gözlerini açtığı ilk anda hayata 1-0 geride başlayan birinin mutlu olması beklenemezdi. Ben Matchless Malik anne ve babamın günahlarının bedelini ödemekle cezalandırıldım. Hayat her zaman adil olmuyor değil mi? Sürtüğün gölgesinde kalan genç b...