☯1. Bölüm☯

108 12 6
                                    

Yavaşça kapattım evin kapısını.

Gökyüzü geceden kalma karanlığının izlerini üstünde taşımaya devam ederken, yavaş adımlarla okuluma ilerliyordum. Yağmurluğumun cebindeki telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp, kulaklığı kulağıma takıp rastgele bir şarkı açtım. Kulağımda Hüsnü Arkan'ın sesi duyulduğunda istemsizce dudaklarımın kenarları yukarıya doğru kıvrılışını hissettim. Bu adamın sesi, beni düşünmeye itse de rahatladığımı hissediyordum.

Okulun sokağına girdiğimde telefonumun çalması ile dinlediğim müzik kesildi. Telefonumu cebimden çıkardığımda annemin aradığını görüp hemen açtım.

'' Günaydın annesi. '' dediğimde gülüşü geldi önce kulaklarıma.

'' Günaydın yavrusu, beni neden uyandırmadın?'' dediğinde annem derin bir nefes aldım. Annem hemşireydi ve dün bütün gece nöbet tutmuştu. Sabaha karşı eve geldiğini biliyordum, ve beni geçirmek için beklerken salondaki koltukta uyuyakalmıştı. Bende onu uyandırıp uykusunu bölmek yerine üstünü örtüp, sessizce evden çıkmıştım.

'' Anne, bütün gece yoruldun ve uykunu bölmek istemedim. Hem sen neden uyandın ki?'' diye sordum. Okulun kapısının önüne gelmiş, bekliyordum. Okulda annemle daha rahat konuşamazdım.

'' Koltuk küçük ve ben her ne kadar o koltuğa sığabilecek kadar küçük, minicik bir bayan olsam da, hareket ettiğimde oradan düşüyorum. '' diyerek güldüğünde, bende kıkırdamıştım.

'' Anne dikkat et lütfen, bir yerini sakatlayacaksın ya. '' diyerek kıkırdamaya devam ettim.

'' Neyse neyse. Kahvaltı yapmamışsın, okulda bir şeyler atıştır. Bende gidip uyuyayım, mis kokulum. '' dedi annem ve esnedi.

'' Tamam sana iyi uykular, dikkatli ol annem, görüşürüz. '' dedim ve annemin cevap vermesi ardından telefonu kapatıp okula girdim. Kolumdaki siyah saatte baktığımda dersin başlamasının üzerinden iki dakika geçtiğini görünce kafamı kaldırmadan koşmaya başladım. Sınıfım üçüncü kattaydı ve ben merdivenleri koşarak çıkıp nefes nefese, kapıyı bile çalmadan sınıfa girdim. Sınıf arkadaşlarımın şaşkın bakışı ve Edebiyat hocasının kızgın bakışlarını görünce kendimi sınıftan dışarıya attım. Derin bir nefes alıp, kapıyı tıklattım ve sınıfın içine sızdım.

'' Hocam, geç kaldığım için özür dilerim. '' diyerek hocaya baktığımda gözlerim istemsiz yanında duran çocuğa kaydığında onunda gülerek bana baktığını gördüm. Hocaya döndüğümde, kaşları çatılı bir şekilde kafasını salladı.Sınıfa döndüğümde onlarında bana güldüğünü gördüm. Edebiyat hocamızın sesi sınıfta yankılanmaya başladığında gözlerini benden çekip hocaya yöneltmiştiler. Hemen duvar tarafındaki sıraların, en arkanın bir önündeki yerime oturdum. Leyla'ya dönüp ona sarıldığımda kollarını etrafımda doladı. Ayrıldıktan sonra telefonunu gösterdi. Telefonuma baktığımda bana iki tane mesaj attığını ve Oğuz'un da bir mesaj attığını gördüm. Arka sıraya dönüp başını sıraya yaslayıp uyuyan arkadaşımın saçlarında elimi gezdirdim. Ama o tepki bile vermeden uyumaya devam etti. Sonra Leyla'ya dönüp özür dilerim bakışlarımı attım.

Edebiyat Hocamızın sesi sınıfın içinde yankılanmaya devam ederken, bakışlarımı hocaya çevirdim. Edebiyat hocasından oldu olası çekinirdik sınıfça.Lakabı 'kılçık' olan bir hocadan çekinmemiz de çok doğaldı. Derslerinde sınıf sessiz olurdu genelde. Sayısal sınıfıydık ve bu son senemizdi. Edebiyatı pek umursamak bile, hocanın korkusuna pek bir şey yapamazdık. Oğuz gibi bir kaç kişi sınıfta uyurdu, ki onlarda hocanın gözde öğrencileriydi. Ve bende o nacizane öğrencilerden olamayacağımı bildiğim için, dersi dinliyormuş gibi yapanlardandım. Gözlerim sınıfta gezindiğinde çoğunun uyukladığını, birkaçının sıraya yazı yazdığını gördüm. Gözüm cam kenarına kaydığında en arka sırada yeni gelen çocuğu gördüm.

KATRAN KARASI☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin