SAPLANTI (Tamamlandı)

Kalbimin Yolu Aşka Düştü

Heyyo! Bu bölümü sabırsızlıkla bekleyen okurlarıma ithaf ediyorum. Sizleri seviyorum. Umarım okurken hiç ama hiç sıkılmazsınız. İyi günler, etrafıma huzur yayan insanlar hep var olun..

Emine.

***

Masada iki büklüm vaziyette duran ellerini bir aşağı bir yukarı kaldırdıktan sonra sandalyeyi çekti. Odaya geçip az süslü ruhuna karanlık eda ekledi. Gözlerini mavilik tonundan kirlilik sonuna çevirdi. Güçlü olması gerektiğini hatırlayıp tekrardan gülümsedikten sonra etrafına iki bakış attı. Yine yalnız yine eksikti. Aklini dağıtmak için Çetin ile görüşmeye gitti.
Havanın yağmurlu oluşu gram umurunda değildi, yüreği ağlar iken yukaridan gelen yaşların etkisi çok da lüzum görmüyordu doğrusu. Ama hiçbir şey için geç değildi bunu bilip yüreğinin sesini hafiften ayarladı. Hayat racon kesmeye düzeni yikmaya gelen bir Simay ile baş başaydık artık.

Tam karşısında kızılımsı biri ve kolunda da Çetin vardı.

"Şaka mi bu beni niye gıdıklayan yok ? Gülmem gelmiyor ah bu lanet yaratık gözlerimi lens gibi gösterecek diye korkuyorum."

Simay rengi bozulsa da durumu belli etmemeye niyetliydi. Sahte bir gülüşle selam verdi onlara.

"Selam."

"Ayyy bu sirke suratlı da kim Çetoin ? "

Saçlarını yolar ağzına verir ciklet diye sana çiğnetirim. Ve dünyaya değil seni Mars'a ışınlarim.

Simay içsesini susturup cevap verecekti ki ;

"Sevgilim,o benim arkadaşım."

Bu aşk böceklerini mi seyredeceğim ya ben ?

"Anladim Çetoin, neyse gel planı yapalım biz."

"Olur kızıl hatunum."

"Öncelikle Cetoin ne demek ? Rica ediyorum aşkınızı benim yanımda yaşamayın."

Simay gayet rahat bir tavır ile dinliyordu Nihan 'i. Ona püskürtmek istediği alevi içinde tutuşturuyordu.

"Çetin ve eroin birleşimi be gülüm. "

"Neyse mevzumuz bu değil. Hadi gidelim."

Çetin Simay'dan beklediği atağı görememenin hayal kırıklığı ile yüzü düşük bir şekilde ilerliyordu. Ellerini cebine götürüp bir dal sigara çıkardı.

"Siz ilerleyin ben yetişirim."

Dedikten sonra dudaklarının arasına aldığı dert yığınını sondurmek istediği sigarayı yaktı. Her külde yanan aşkı alevleniyordu. Soluğu kesilen bir hayatı kendinde ödüyordu. Üstelik peşin fiyatına acılı!

Nihan ve Simay birlikte çoktan vardılar karanlık işlerin döneceği kulübeye. O sırada iki çocuk geldi.

"Nihan abla çok uğraştık satmak için fakat kimse bize yüz vermedi. Muhimmat elimizde kaldı üstelik kaç gündür açlık ile burun burunayız."

Bu sırada Çetin gelmişti. Halinden tatmin olmayan bir üslup ile konuştu.

"Sus lan teneke ! Madem bir halta yaramayacaktiniz niye geldiniz yaparım dediniz ? Bugün cezalısınız teneke grubu, köpek kulübesinde sabahlarsınız."

"Hah hah ha"

Sinsi gülüşmelerin ardından gözler Simay'daydı.

"Bidon !"

"Ha ?"

Kaskatı kesilmis yüzünü yana çevirip devam etti.

"Sen o çocuklara teneke de, ben de sana bidon diyeceğim."