3.BÖLÜM (BULUŞMA)

158 27 34
                                    

Saat sabah 03.30 civarlarıydı. Zeynep heyecandan olsa gerek uyuyamamıştı. Çünkü bu gün Batuhan'ın doğum günüydü. Yani büyük buluşma! Günlerdir hatta yıllardır beklediği bu ana çok az kalmıştı. Yalnızca birkaç saat sonra sevgilisine, sevdiğine, hasret kaldığına, Batuhan'ına kavuşacaktı. Böyle güzel hayaller kurarak uyuyakaldı Zeynep. Sabah uyandığında saat 10.23 olmuştu bile. Yataktan fırladığı gibi banyoya koştu, üstünü çıkardı ve gece yatarken topladığı saçını açtı. Sıcaklığını ayarladığı suyun altına çıplak bedenini soktu ve şampuanlar, köpükler, lifler, şarkılar eşliğinde güzel bir duş aldı. Ne de olsa önemli gün bu gün. Evi Galata Kulesi'ne çok yakındı Zeynep'in. Gitmesi uzun sürmezdi. Bu yüzden pek acele etmesi gerekmiyordu ama heyecandan olsa gerek eli ayağı birbirine dolaşmıştı. O bu gün neler olacağını düşünürken içeriden bir ses geldi. Annesinin sesiydi bu;

- Kızım hadi kahvaltı hazır seni bekliyoruz bak.

- Tamam, anneciğim geliyorum.

Dedi ve üstünü değiştirdi, saçına havlusunu bağladı ve doğruca kahvaltı yapmaya gitti.

- Günaydın anne.

- Günaydın sana da prenses. Bu gün bir işin varmı?

- Nereden çıktı?

- Hiç, öyle gezeriz diye demiştim. İşin varsa söyle

- İşim var. Hem de çok önemli.

Dedi ve kıkır kıkır gülmeye başladı Zeynep. Tabi annesi olan biteni Zeynep'in gözlerinden okuyabiliyordu.

- İyi bakalım öyle olsun. Ben bir şey demiyorum.

- Hahahahah tamam anne yaa.

Diyerek çayından bir yudum aldı ve arkasından annesinin "Nereyeee?" diye bağırmasına aldırış etmeden odasına koştu. Fön makinesini aldı, saçını kuruttu. Sonra bir güzel düzleştirdi saçlarını. Parfümünü sıktı, annesinden bir öpücük aldı ve doğruca dışarı çıktı. Yürüyerek yaklaşık 15 dakikadan sonra buluşma yerine gelmişti ama görünürde kimse yoktu. Vardı ama Batuhan kadar göz alan kimse yoktu. Biraz dolandı etrafta, gezdi, dolaştı ama Batuhan'ı bir türlü göremedi. Ekildiğini düşündü ve bu üzüntüyle beraber bilmediği sokaklara doğru yürümeye başladı. İçinden bir ses ona daha saatin erken olduğunu Batuhan'ın geleceğini söyledi. Bu düşünce Zeynep'in biraz olsun kendine gelmesini sağladı. Akşam üzerine doğru eve giderken son bir kez olsun buluşma yerine doğru baktı Batuhan'a benzeyen birisi vardı ama bu Batuhan olamazdı ki. Çünkü o çocuk yanında bir kızla bir ağacın dibinde oturmuş muhabbet ediyordu belli ki bu ikisi sevgiliydi. Zeynep ümidini yitirmiş bir şekilde eve doğru gitmeye başladı. Artık Batuhan gelmeyecekti kendisi de bunu adı gibi biliyordu. Bu üzüntü bir aşkı daha pençeleri arasında parçalamak üzereydi. Birbirini yıllarca beklemiş iki aşığı öldürmek üzereydi.

Tan vaktinin kızıllığını bu saatlerde almış Beyoğlu sokakları bir üzüntüyle kahroluyordu. Bu aşka Beyoğlu bile ağlamıştı...

Son bir kez arkasını dönmek istedi Zeynep arkasına baktığında o çocuğun bu sefer tek başına oturduğunu kızın da gittiğini gördü. Bu çocuk ne kadar da benziyordu Batuhan'a. Ama çocuğun gözlerinde de bir üzüntünün hakim olduğunu görünce kız arkadaşının ayrıldığını düşünmeye başladı Zeynep. Onun adına üzüldü diyeceğim ama kendi derdine mi yansın ona mı bilemedi. Çocuk cebinden sigarasını çıkardı ve yaktı dumanlar çocuğun yüzünün görülmesini iyice zorlaştırıyordu. Oturduğu ağacın dibinden kalktı çocuk ve Galata'nın önüne doğru yürüdü. Gitgide Zeynep'e yaklaşıyordu. Yaklaştı yaklaştı... Çocuk iyice geline Zeynep gözünün altındaki beni gördü oğlanın.

- Aman Allahım bu Batuhan!

Diye büyük bir heyecanla geçirdi içinden.

Ama çocuk pes etmiş arkasını dönmüştü. Zeynep koşarak ve çok büyük bir heyecan içinde arkasından;

- Batuhaaan!

Diye bağırdı. Batuhan arakasını döndü ve;

- Zeynep'im

Dedi. Koşarak birbirlerine doğru geldiler aynı filmlerdeki gibi...

Dakikalarca sarıldılar... Tek kelime bile etmeden...

MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin