Wrong Number

thirty eight

"Ciddi olamazsın... Mesajlarını okuyunca 1.80'lerinde kaslı birilerini beklemiştim. Senin gibi baykuş tipli bir birbuçuk değil." (yazar burada en yakın arkadaşının ona hitap şeklini yazmıyor saçmalamayın.....)

"Kes sesini de otur Park Chanyeol."

"Ben gelmeden önce Baekhyun'la konuşulmuş, zekice."

"Tabii ki zekice. Sanırım kardeşin sana benden hiç bahsetmedi."

"Hayır, demek ki gerek duymadı."

"Yani açıklama yapabileceği biri değilsin ondandır. Özetlemem gerekirse senin beceremediğin ağabeyliği ona ben yapıyorum."

"Aferin sana."

"Ve Baekhyun'un Jongin'e olan aşkını da, Jongin'in Baekhyun'a olan aşkını da çok iyi biliyorum. Onları ayırmana izin vermeyeceğim."

"Senden izin isteyen mi oldu ? Baekhyun benim diyorum."

"Baekhyun mal mı ulan ? Sanki burada peluş oyuncaktan bahsediyor rahatlığa bak."

Chanyeol inanamayarak Kyungsoo'ya baktığında, onun gerçekten sinirli biri olduğunu düşündü. Tabii sakin ve mutluyken çok sevimli olması bunu inanılmaz kılıyordu. Ama sinirliyken nasıl erkeksi olduğunu görebilirdiniz.

"Ne o Park Chanyeol ? Korktun falan mı ?"

"Hayır, nasıl bu kadar büyük gözlerin var onu düşünüyorum. Koreli değil misin sen ?"

"Ne saçmalıyorsun, ciddi olup konuya odaklanır mısın ?"

"Olamam çünkü benden imkansızı istiyorsun. Baekhyun'dan vazgeçip, Jongin'e gitmesine izin vermemi."

"Bak... Chanyeol, biliyorum sen de kendi içinde o kardeşin olduğu için tartışmalar, çatışmalar yaşıyorsun bunu biliyorum. Ama inkâr etmemen gerek. Siz asla halk tarafından etik bir çift olarak görülmeyeceksiniz. Kaldı ki hislerin tek taraflı. Sadece sen mutlu olup sevdiğin insanı sonsuza kadar mutsuz yaşatmak mı isterdin, yoksa onun mutluluğuyla mutlu olmayı mı ? Birincisini seçecek kadar bencil değilsindir diye düşünüyorum."

"Ben başkalarını düşünmeyi uzun zaman önce bıraktım Kyungsoo. Bu yüzden, çabalarını kutlarım ama ben bencil olacağım."