Sarsak adımlarla eve girdim ve kapıyı kapattım. Yarına o dosyayı nasıl götürebilirdim hiç bir fikrim yoktu. Elimdeki ekmeği tezgaha bıraktım ve annemin yanağını öptüm.
-"Büşra kuzum neyin var?" derin bir iç çektim.
-"Annem sana bir şey soracağım. Halam için babama ihanet eder miydin?" annem şaşkınlık ile bana bakarken omuz silktim.
-"Bir sorun mu var?" diye şüpheyle soran anneme hafifçe tebessüm ettim.
-"Sorun yok anne boşver." Mutfağın çıkışına doğru ilerlerken annemin sesi ile duraksadım.
-"Sevdiğin adamdan yasak aşkın meyvesini iste kızım. Seni cennetten kovulmak pahasına sevmeyecek bir adamı sevme kızım. Geceleri senin saçlarını avuçlarına doldurmadan uyuyacak adama sakın kalbini verme kızım. İhanet kötü bir kavramdır ama işin ucunda can var ise kızım, kendine bile ihanet edebilirsin." derin bir nefes aldım arkama dönüp anneme hafif bir tebessümde bulundum ve arkama dönüp anneme sarıldım.
-"Annem bu gün sevgilimle buluşa bilir miyim?" dedim sessizce. Babamın duymasını istemiyordum. Derin nefes alıp bana baktı.
-"İyi madem." diye mırıldanırken kıkırdayarak boynuna sarıldım.
***********
Derin bir iç çektim ve kafamı Kara'nın omzuna yasladım. Kolları belimi mümkünmüşcesine daha sıkı sararken izlediğimiz komedi filmine kısa bir bakış attım. Düşünmekten izleyememiştim. Bakışlarımı Kara'ya çevirdiğimde onunda bana baktığını farkettim.
-"Bir sorun mu var?" sert sesi şefkat ile zengin çıkarken ayağa kalktım yavaşça.
-"Su içeceğim." adımlarımı mutfağa yönelttim. Su içmek bahaneydi. Kara'nın sevgisini ölçecektim kendimce. Annemin dediği gibi, yasak aşkın meyvesini benim için almıyorsa gerek yoktu yapılanlara. Elime keskin olduğunu düşündüğüm bıçağı aldım ve elime küçük bir çizgi çektim. Kan elimden süzülürken acı ile inledim. Bıçağı tezgaha atıp bana doğru gelen Kara'ya baktım. Elimi elleri arasına alırken gözlerindeki endişe dalgasını saklayamıyordu.
-"Siktir!" küfür savurup yüzeysel çizdiğim avucuma peçete bastırdı. Fazla acımıyordu ama tepkisini ölçmek için inledim. Peçetenin baskısı anında azalırken kaşları çatık şekilde elimi kandan arındırdı. Çekmecelerden bulduğu sargı bezini elime güzelce sarıp bileğimi koklayarak bir öpücük kondurdu. Ilık dudakları beni büyülerken sert sesi ile kendime geldim.
-"Neden yaptın?!" aptal değildi, kendim yaptığım apaçık ortadaydı. Omuz silktim bu sefer dürüst olacaktım.
-"Seni sınadım yani doğrusu bana olan sevgini." kaşları daha çok çatıldı.
-"Siktiğimin sevgisini sınaman için illa kendine zarar mı vermen gerekti." tekrar omuz silkerken tutup beni kendine çekti.
-"Kara eğer ailen yaşasaydı ve beni istemeseydi yine alırmıydın yanına beni?" sorduğum soru ile afalladığı ap açık ortadaydı ama merak ediyordum.
-"Önce kalbime, sonra yanıma alırdım seni. Siktiğimin hayatındaki tek nedenim sensin." kollarımı sardım Kara'ya sıkı sıkı. Anladım ki Kara benim için çoktan almış yasak meyveyi, çoktan kovulmuş cenetten.
Eli hafifçe yanağımda gezinirken hafifçe gülümsedi.-"Cennetin nerede olduğunu bilmiyorum ama gözlerin bir giriş kapısı olmalı." işte yine yapmıştı yapacağını. Bir düğüm daha atmıştı kalbime. Biraz daha işlemişti tenime. Elini belime indirip bana yön verdi ve salona doğru ilerledik. Tam koltuğa oturacak iken kalktım. Kara cennetten benim için kovulduysa bende onun kardeşi için bir şey yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poyrazların Adamı
RomanceSert aşk serisi-1 *** -"Şu hayatta bir çok hata yaptım ama sanırım en pişman olduğum hatam onun karşısına çıkıp kendime aşık etmem olmuştu." Herşeyin ansızın olduğu bu hayatta ansızın aşık olan katil ruhlu bir adam: Kara Ulay -"Korkuyorum işte, hemd...